Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı 20.01.2016 tarihli dilekçe ile özetle "...Satış işlemlerinin iptali ve hacizlerin kaldırılması istemiyle şikayet davası açıldığını, mahkeme hakimince talebin kabulüne karar verildiği halde istek dışına çıkılarak borcun dosyaya depo edilmesi halinde tedbiren durdurma kararı da verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakiminin tarafsız olmadığını..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine ilişkin verilen karar davacı tarafından temyiz...

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, şikayet konusu ihalenin iflas dosyasında İİK'nun 241. ve devamı maddeleri gereğince yapıldığı, aynı Kanun'un artırma suretiyle satışın şartları başlıklı 244. maddesinde, haciz yoluyla takipte uygulanan ihale ile ilgili hükümlere tahdidi (sınırlayıcı) olarak atıf yapıldığı, buna göre, haciz yoluyla takipte uygulanan, satış ilanının birer suretinin alacaklıya, borçluya ve taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı bulunan ilgililerine tebliğ edilmesine ilişkin 127. maddesine atıf yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, 30.01.2014 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye ilişkin olarak 10.12.2014'te yapılan fesih talebinin, İİK'nun 134/2. maddesinde düzenlenen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayetin süreden reddine dair verilen 22.7.2015 tarih ve 2014/791 Esas - 2015/511 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        İcra Mahkemesi'nin 24.03.2015 tarih ve 2014/620-2015/168 sayılı kararıyla reddine karar verildiği, temyiz yoluna başvurulması üzerine anılan kararın Dairemizin 08.02.2016 tarih ve 2015/32921 E., 2016/2881 K. sayılı ilamıyla onandığı, alacaklının yerel mahkeme kararı ve onama ilamını dosyaya sunarak ipotekli taşınmazın satışına yönelik talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine bu işleme karşı şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, söz konusu karara ilişkin karar düzeltme isteminde bulunulduğundan satış işlemlerine geçilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 364/3. maddesinde icra mahkemesi kararının temyiz edilmesinin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasal düzenleme uyarınca, temyiz incelemesi sonuçlanmadan satış yapılması mümkün değildir....

          a ait taşınmazın satışı neticesinde elde edilen meblağın sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan şikayet olunanın icra dosyasına ödendiğini, şikayet olunanın icra takip dosyasında haciz şerhi işlendiğini ancak 2006 yılında taşınmazın el değiştirmesi sonucu tasarrufun iptali davası açılıp 2008 yılında yeniden haciz konulduğunu dolayısıyla 2008 yılından önce konulan haczin düştüğünü, 2008 yılında konulan haciz için ise süresinde ve düzenli satış avansı yatırılıp satış istendiğine dair bilgi ve belge bulunmadığını, müvekkilinin 2009 yılında haciz şerhi koyduğunu ve süresinde satış avansı yatırdığından birinci sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir....

            mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemeyeceğini belirtmiş ve öncelikle hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde esastan reddi ile şikayet edenin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            başvurularda dava konusu edilebilecek işlem şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlem olup düzeltme başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali talebinin esasını inceleme olanağı olmadığından dava reddedilmiştir....

              Davanın konusu süresinde satış talep edilip, satış avansının yatırılmaması nedeni ile İİK'nun 106- 110 maddeleri uyarınca haczin kaldırılmasına ilişkindir. İcra müdürlüğünce süresinde satış avansı yatırıldığından bahisle haczin kaldırılmasına yönelik talep ret edilmiş olup, bu karara karşı yapılan şikayet de icra mahkemesince ret edilmiştir. İİK'nun 363/1.maddesi gereğince "süresinde satış istenmemesi nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetler sonucunda verilen kararların kesin olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davacının istinaf başvurusunun kararın kesin olduğundan bahisle reddine karar verilmesi yerinde olup, miktar itibarı ile kesin karar olduğuna yönelik ifade yerinde değil ise de sonuç itibarı ile İİK'nun 363. Maddesi uyarınca kesin kararın istinafının reddine yönelik ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının ek karara yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              İcra Müdürlüğünün 2010/18041 E. ve 16843 E. sayılı dosyalarında söz konusu taşınmaza 15.09.2010 ve 03.11.2010 tarihlerinde haciz şerhi konulduğunu söz konusu dosyalardan taşınmaz üzerine konulan hacizlerin düştüğünü, bu nedenle müvekkili şirketin alacağının sıra cetvelinde 2. sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek alacağın 2. sıraya yazılmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, şikayetin süresinde yapılmadığını, .... İcra Müdürlüğünün 2010/18041 E. sayılı dosyasında söz konusu taşınmaz üzerine, 15.09.2011 tarihinde haciz şerhi konulduğunu, 04.09.2012 tarihinde satış avansı yatırılarak satış talebinde bulunulduğunu, .......

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hazırlık işlemlerine karşı en geç satış ilanının tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde şikayet yoluna gelinmediğinden satışa hazırlık işlemleri ile ilgili hususların fesih nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, satış ilanında taşınmazın tapu kaydı ve imar durumunun açıkça belirtilmediği, ihale tutanağında tellalın görev aldığı isim ve imzasının tutanakta bulunduğu, satış karar tarihinden önce istinaf başvurusunda bulunan borçlu şirket hakkında iflasına karar verildiği, satış ilanının tüm iflas idare memurlarına tebliğ edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre ihaleye fesat karıştırılmasının söz konusu olmadığı, satış ilanında tapu kayıt ve imar durum bilgilerinin açıkça yazılı olduğu, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl geçmeden ihalenin yapıldığı, ilanın yapıldığı gazetenin tirajının ellibinin üzerinde olduğu, yurt genelinde dağıtımının yapıldığı, satış ilanlarının...

                  UYAP Entegrasyonu