Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: İcra Mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği özel hükümlerle, ayrıca hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre icra mahkemesince 85. maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti, 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yedieminin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikayet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası, İİK'nın 36. maddesine göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları kesin olup,...

yürüttüğünü, 3065 sayılı kdvk 17/4- r maddesi gereği muaf olması sebebiyle hataen şikayet olunan Erzincan 2....

Bu haliyle, Marmaris İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/513 Esas sayılı davanın borca itiraz niteliğinde olmadığı, takip hukukuna yönelik takibin ve icra emrinin iptali istemine ilişkin şikayet olduğu, satışın durdurulması için İİK'nın 149/a-2. maddesinde yazılı teminatın yatırılması koşulunun bulunmadığı anlaşıldığından, İİK'nın 363/4 maddesi uyarınca şikayete ilişkin istinaf başvurusu sonuçlanmadan satışın yapılmasına olanak bulunmamaktadır. İİK'nın 363/4 maddesi uyarınca, ihale tarihinden önceki bir tarihte söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle, ihalenin feshine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçinin takip dosyasında ödeme emrinin borçluya ........2011 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet olunanın başlattığı takip dosyasında ise ödeme emrinin ....07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre, şikayet olunanın takip dosyasındaki ihtiyati haczin, şikayetçinin ihtiyati haczinden daha önce kesin hacze dönüştüğü,şikayet olunanın,istihkak davasının kesinleştiği 01.02.2011 tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde 31.01.2012 tarihinde masrafı yatırılarak satış talebinde bulunması nedeniyle haczinin düşmediği, sıra cetvelinde usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet olunanın alacaklı olduğu ... ....... Müdürlüğü'nün 2008 / 17348 E. sayılı takip dosyasında alacaklı vekili tarafından ... .... ......

    Hukuk Dairesinin 22/03/2019 tarihli ve 2019/207 Esas, 2019/273 Karar sayılı kararı ile şikayetçinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği; iş bu karara karşı davalı alacaklı vekilince bu kez temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 02/03/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nin 363/1. maddesi “İcra Mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet...

      Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu; satışın durdurulmasına ilişkin şikayet olup, bu karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesindir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 352. maddesi gereğince istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda yazılı nedenlerle sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, şöyle ki; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, iş bu dava usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede; davacı tarafın iddia ettiği şekilde şikayetin süresiz şikayet niteliğinde olmadığı, İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinden davacının takipten 15/08/2012 tarihinde haberdar olduğunun anlaşılması karşısında davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresinden sonra 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmekle şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından...

        İcra Müdürlüğü'nün 2013/4484 Esas sayılı dosyasında verilen 02/01/2014 tarihli icra takibinin itiraz nedeni ile durdurulması kararından sonra yapılan tebliğ işlemlerinin ve 29/05/2015 tarihli ikinci kez verilen takibin durdurulması kararının iptaline karar verildiği, alacaklının temyizi üzerine Dairemizce borçlunun talebinin süresinde olmadığı gerekçesi ile kararın bozulduğu görülmüştür. Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2)....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, İcra Müdürlüğünün satışa durdurulması işlemini şikayettir. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; ''İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir'' hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; ''Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar'' düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, incelenmesi istenen karar, icra müdürlüğünün satışın durdurulması işlemini şikayete ilişkin olup, anılan kararın istinaf kabiliyeti bulunmamaktadır....

          Zira; borçlu tarafından yapılan satışın durdurulması talebi üzerine mahkemece verilecek ret kararları kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkün olup, bu doğrultuda Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.07.2016 tarih ve 2016/338 – 582 E. ve K. sayılı kararının incelenmesinde; mahkemenin gerekçe olarak dayandığı ve satış avansı olarak kabul ettiği 31.01.2014 tarihli 200,00 TL'lik ödemenin, 03.02.2014 tarihli satış kararı ile satışa çıkarılan taşınırların satışına ilişkin satış avansı olduğu, 29.4.2014 tarihli 500,00 TL'lik ödemenin ise; kıymet takdir avansı olduğu, dolayısıyla şikayete konu taşınmazın satışı için süresinde yatırılan bir satış avansı bulunmadığı anlaşılmış olup 19.09.2013 tarihinde konulan haczin, İİK'nun 110. maddesi gereğince düşmüş olduğunun kabulü gerekir....

            UYAP Entegrasyonu