Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında bahsi geçer tebligatın azledilen vekile yapılan tebligat olduğunu, davacı asile 103 davet kağıdının ve kıymet takdir raporunun 10/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tarihten itibaren süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulduğunu, kaldı ki ikinci kez yapılan tebligatın yeni bir şikayet hakkı tanıdığını, bu nedenlerle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, meskeniyet şikayetine ilişkindir. Meskeniyet şikayetinin hacizden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmesi gereklidir. Dosyanın tetkikinde davaya konu taşınmazın tapu kaydına haciz konulması sonrasında, davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine davacı borçlunun vekili Av....

Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir. Kıymet takdir raporunun UETS adresi bulunduğu halde adi posta yoluyla yapılan vekile tebliğ yok hükmünde olduğundan adi posta yoluyla yapılan tebligata sonuç bağlanıp borçlunun meskeniyet şikayetini süreden reddine karar verilemeyeceği gibi adi posta yoluyla yapılan tebligata ilişkin usulsüzlük iddiası incelenip sonuçlandırılmadan borçlunun meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kıymet takdirine itiraza ilişkin verilen karar İİK'nın 128/a ve 363. Maddesi uyarınca kesin olup davacının kıymet takdirine yönelik istinaf başvurusu da yoktur. O halde, davacının meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....

Erzurum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/205 Esas sayılı dosyasında 27/07/2020 tarihinde yapılan ihalenin feshi istemiyle birlikte meskeniyet şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 22.10.2020 tarih ve 2020/294 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir. Meskeniyet şikayeti ile ilgili davada İİK 4.maddesi gereğince şikayet konusu haciz işleminin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu mahkeme kesin olarak yetkili olup bu nedenle meskeniyet şikayeti hakkında verilen yetkisizlik kararının doğru olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar meskeniyet şikayeti hakkında Erzurum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/205 Esas sayılı dosyasında açılan davada karar verilmiş ise de meskeniyet şikayetini incelemekle kesin olarak Karlıova İcra Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan verilen yetkisizlik kararı yerinde olup derdestlik ve kesin hüküm bulunmaması gibi dava şartlarını incelemekle adı geçen mahkeme yetkili ve görevlidir....

Mahkemece;"Meskeniyet şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; Maliki olduğu haciz konulan taşınmazdan haşka hiçbir taşınmazının bulunmadığını, bu taşınmazın da haline münasip bir daire olduğunu, mahkemece sadece çekmiş olduğu yıllık ödemeli zirai kredi dolayısıyla taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasından dolayı delil ve beyanlarının dikkate alınmadan ve yeterli inceleme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, ancak Yargıtay kararlarında da taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasının meskeniyet iddiası ile dava açılmasına ve davanın kabul edilmesine engel teşkil etmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın ve taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; Meskeniyet şikayetine ilişkindir....

Meskeniyet şikayetinin satış isteme süresini durdurmaması, alacaklı taraflarca da bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulmamış olması karşısında, şikayet tarihi itibariyle geçerli hacizler var ise de, karar tarihi itibariyle hacizlerin hükümsüz kaldığı tespit edilmiştir. Meskeniyet şikayetine konu hacizler karar tarihi itibariyle hükümsüz kaldığından, iş bu şikayet konusuz kalmıştır. Bu haliyle mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir. (Dairemizce aynı yönde verilen 2019/2261 E 2021/379 K sayılı karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/3814 E 2021/7596 K sayılı kararı ile onanmıştır.)...

Davacıya 31/07/2017 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiş, 29/08/2017 tarihinde açılan dava ile meskeniyet ve diğer şikayetler bildirilmiştir. Haczin öğrenilme tarihi 31/07/2017 olup davacı vekili de dava dilekçesinde 103 davetiyesinin bu tarihte tebliğ edildiğini bildirmiştir. Bu durumda, şikayet tarihi 29/08/2017 olmakla şikayetin yasal süresinde yapılmadığı sabittir. İlk derece mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan incelenmesi yerinde değildir. Davacının taşkın haciz iddiası yönünden; davacının başvurusu kısmen, İİK.nun 85. maddesi kapsamında taşkın hacize ilişkindir. İİK.nun 363. maddesi gereğince İİK.nun 85. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayet davası sonucunda verilen kararlar kesindir....

İİK'nın 16. maddesine göre; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 12....

Tüm dosya kapsamına göre; borçlunun haczedilen taşınmazın haline uygun mesken olduğunu ileri sürerek İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendine dayalı olarak haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın süresinde açılmadığından bahisle meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1- 12. maddelerine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulmuş geçerli bir haczin varlığı gerekir. Somut olayda, meskeniyet iddiası ileri sürülen taşınmazın, şikayet tarihi olan 27/08/2020 tarihinden önce Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1747 Esas 2019/1513 Karar sayılı kararı ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği ve taşınmazın 20/07/2020 tarihinde satış memurluğu tarafından dava dışı Seray Yörük'e ihale edildiği ve 28/07/2020 tarihinde satışın kesinleştiği, dairemizce dosya içerisine alınan tapu kaydında da taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmadığı görülmektedir....

Davacı - borçlunun taşınmaz üzerine konulan 12/10/2015 tarihli hacze yönelik de meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1073- 2016/523 E.ve K.sayılı ilamı ile meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz ve bu hacze yönelik açılan meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ve karara bağlanmış ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin kesin hüküm nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden-borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    UYAP Entegrasyonu