aldığı kuruma ait olduğunu, icra takibinin durması halinde maaş kesintisinin de yapılamayacağı yönünde Yargıtay kararları bulunduğunu, alacaklının işlem yapmadığı dönemde de dosyaya maaş haczinden para geliyorsa, dosyanın düşmeyeceğini, son paranın dosyaya girdiği tarihin son işlem tarihi sayıldığını, zaman aşımının bu tarihten itibaren başlayacağını, itiraz ettiği ve haciz işlemini durdurduğu dosyaya yıllardır kesinti yapıldığını, hak düşürücü sürelerin gerçekleştiğini, maaş haczinin kaldırılması ve maaşın 1/4'ü + ek ders ücretinin tamamı olarak gelen kesintinin tarafına ödenmesi talepli dilekçelerine sürekli red cevabı verildiğini belirterek, takip dosyasında haczin kaldırılmasına ve yapılan kesintilerin tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir....
Şikayet olunan vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmazın satışının yapıldığı dosyada takibin işlemsiz bırakılarak yenilendiği, yenilenen dosyada yeniden satış talebinde bulunulmadığı, bu nedenle süresinde satış istemeyen şikayet olunan alacaklının haczi düştüğü, sıra cetvelinin haczin geçerliliğini koruyan icra dosyasından düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Şikayet olunan yaptığı icra takibinde, 21.02.2006’da satış istemiş ve 01.03.2006 tarihinde satış avansı yatırmıştır. Takip tarihinde yürürlükte bulunan İİK'nın 106/1. maddesinde, "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren bir yıl, taşınmaz ise hacizden itibaren iki yıl içinde satılmasını isteyebilir."...
İcra Müdürlüğünün 2017/10923 esas sayılı icra dosyasından emekli maaşına haciz konulduğunu, muvafakatnamenin kontrolünden önce muvafakatnamenin muhteviyatının irdelenmesi gerektiğini, müvekkilinin muvafakatnameyi irade sakatlığı ile verdiğini, müvekkiline yönelik baskı ve ısrarlar sonucu müvekkilinin bu yönde bir irade beyanında bulunduğunu, bu yönüyle kararın hukuka ve kanunlara aykırı olduğunu, müvekkilinin muvafakatnamenin düzenlendiği tarihte yevmiyelik diye tabir edilen işlerde çalışmakta olduğunu, maddi olarak zor duruma düştüğünü, Türkiye genelinde müvekkili T1 gibi iradesi sakatlanarak muvafakatnamesi alınan ve dolandırılan bir çok insanın bulunduğunu, bu dolandırıcılık olayının yerel ve ulusal basına çıktığını, savcılığın bu konu ile ilgili soruşturma yürütmekte olduğunu, muvafakatnamenin iptali ve maaş üzerindeki haczin kaldırılması gerekirken verilen kararın yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde maaş ödemesi yapılan hesaplara da haciz konulduğu iddia edildiğinden işin aciliyetine binaen davalıya cevap hakkı tanınmadığı ve maaş hesabı olan hesaba da haciz konulduğu iddiası nedeniyle İcra Müdürlüğü tarafından 05.05.2021 tarihli müzekkere ile davacının hesaplarına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Somut olayda, borçlunun, daha önce de emekli maaşına konulan haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu ve İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.04.2009 tarih ve 2008/84 E.- 2009/464 K.sayılı kararı ile “davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, davacının maaşına konulan haczin 1/4'ü üzerindeki haciz baki kalmak üzere fazlasına ilişkin haczin kaldırılmasına” karar verildiği, kararın yasal süresinde temyiz edilmediğinden 21.04.2009 tarihinde kesinleştiği, görülmüştür. O halde mahkemece, daha önce verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu da gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda şikayet tarihi olan 11.04.2019 itibariyle haczin ayakta ve geçerli olduğu, Alaşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/1104 Esas sayılı dosyasından gelen 19.09.2023 tarihli cevabi yazıdan da anlaşıldığı üzere alacaklı tarafından şikayete konu taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin satış talebinde bulunulmadığı görülmüştür. Açıklandığı üzere, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 15.09.2021 tarihi itibariyle alacaklının, yasal 1 yıllık sürede satış talep etmediği, sonuç olarak İİK'nın 110/1. maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki iş bu haczin karar tarihinden önce düştüğü anlaşılmıştır. O halde, İlk Derece Mahkemesince; şikayetin incelenmesi sırasında haciz düştüğünden konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nın 331/1 maddesi uyarınca tarafların şikayet tarihindeki haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
bulunan taşınmaz satışa çıkartılmıştır." şeklinde ibare bulunduğunu, İİK'nın 362/a maddesindeki düzenlemeye rağmen eğitim öğretim dönemi içerisinde davaya konu taşınmaza haciz konulduğunu ve satış işlemlerine devam edildiğini, icra müdürlüğüne haczin kaldırılması talebinde bulunduklarını, icra müdürlüğünün taleplerini süreden reddettiğini, kamu düzenine aykırı işlemlerde şikayet için kanunda sürenin öngörülmediğini, haczin kanuna aykırı olduğunu belirterek haczin kaldırılarak satış işlemlerinin durdurulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Mahkemesi'nin 2020/40 E. 2020/218 K. sayılı 02/06/2020 tarihli kararı hakkında istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek; bozma sebeplerinin tespiti halinde mahkemece verilen hükmün bozulmasına, dosyanın yeniden hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi'nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde dosyada yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, almakta olduğu maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece istemin kabulü ile borçlunun maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacının emekli maaşı üzerindeki haczin 1/4 oranında devamı ile fazla kısma uygulanan haczin kaldırılmasına karar vermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2011 tarihli ve 2011/360 Esas, 2011/282 Karar sayılı kesinleşmiş önalım hükmü ile davacılar adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerinde önceki malikin borcu için tedbir kararından sonra konulan haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerde uygulanan hacizlerin önalım davasının açıldığı tarihten sonra konulduğu, talebin İİK'nın 16. maddesinde belirtilen icra ve iflas dairelerinin yaptığı muamelelerin kanuna aykırı veya hadiseye uygun bulunmadığı iddiasına dayalı şikayet niteliğinde olduğu değerlendirilerek, icra hukuk mahkemelerince incelenmesi gerektiğine, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı eksikliğinden usulden reddine, dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım davasında tedbir konulduktan sonra davalı malikin borcu için sonradan konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir....