Müdürlüğü arasında paylaştırıldığını, dava konusu taşınmaza şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasından 19/08/2009 tarihinde haciz konulduğunu ve 15/08/2011 tarihinde satış talebi ile satış isteme süresinin kesildiğini, satış süresinin bir kez satış istemekle kesilmesinin taşınmaz üzerindeki haczin sürekli devam edeceği sonucunu doğurmayacağını, şikayet olunana ait haczin düştüğü halde birinci sıraya alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, taşınmaza haczin 19/08/2009 tarihinde konulduğunu, satış avansının da 15/08/2011 tarihinde yatırıldığını, taşınmaz üzerindeki haczin şikayetçinin iddia ettiği şekilde düşmediğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....
Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....
Ne var ki üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediği belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin 30.07.2020 tarihinde konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 19.01.2020 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilen 19.01.2022 tarihi itibarı ile alacaklının, bir yıllık sürede satış talep etmediği, bu nedenle taşınmaz üzerindeki iş bu haczin İİK.'nun 110/1. maddesi uyarınca karar tarihinden önce düştüğü açıktır....
ŞİKAYET OLUNAN : ... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde haczi düşmüş bulunan şikayet olunana birici sıranın verildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, haczin düşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/15774 Esas sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde alacak miktarının belirtilmediği, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya alacağının sıra cetvelinde eksik gösterildiği, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya kapsamında konulan haczin 24.04.2014 tarihli olmasına rağmen sıra cetvelinde 12.05.2014 tarihi olarak belirtildiği, 12.05.2014 tarihinin haciz yazısına ilişkin borcun güncellenme tarihi olduğu, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosya kapsamında konulan haczin tarihinin 29.04.2014 olmasına rağmen dosya kapsamında 20.03.2014 olarak kabul edilerek sıra cetvelinin düzenlendiği ve şikayet olunanın sıra cetvelinde hatalı olarak birinci sırada gösterildiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Birleşen dosyada şikayet olunan vekili, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şikayet olunanın alacaklı olduğu ... 6....
nün 30.09.2010 tarihli haczinin usul ve yasaya uygun bir haciz olmadığını, zira, kamu alacağından sorumlu şirkete ait borcun şirket ortağından tahsili için şirket ortağı hakkında usulüne uygun icra takibi başlatılması ve kesinleşmesi gerektiğini, bu nedenle şikayet olunan kurumun ilk sırada yer alamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, husumet itirazında bulunmuş, takibin ve haczin usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sıra cetvelinin satışı yapılan gayrimenkul üzerine ilk haczin konulduğu icra dosyasında düzenlenmesi gerektiği, ilk haczin ise .... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8980 E. sayılı takip dosyası üzerinden tesis edildiği ve sıra cetvelinin yetkisiz icra müdürlüğünce düzenlendiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, şikayet olunan tarafından kambiyo senedine dayalı olarak 15.04.2015 tarihinde bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 14.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK m.78/1) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Buna göre şikayet olunanın ihtiyati haczinin 24.04.2015 tarihinde mesai saati bitiminde kesinleştiği sabittir....
İcra Mahkemesinin ilamından da anlaşılacağı üzere hangi icra dairesinin sıra cetveli yapacağı hususunun şikayet konusu olduğu davada mahkemenin .... İcra Müdürlüğü’nün 2007/13026 sayılı dosyasından konulan haczin öncelikli olduğu bu nedenle de dosyanın sıra cetveli yapılmak üzere mezkur dosyaya gönderilmesine kararı verildiği ve bu kararın Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... İcra Müdürlüğü’nün 2005/2047 sayılı takip dosyasındaki alacağa; .... İcra Müdürlüğü’nün 2007/13026 sayılı dosyasından konulan ihtiyati haczin icraî hacze dönüşme tarihinin 18.2.2010 tarihi olduğu; .... İcra Müdürlüğü dosyasından konulan haczin ise 19.10.2009 tarihli olduğu, sıra cetvelinin düzenlendiği takip dosyasındaki haczin ilk icraî haciz olmadığı, şikayetçinin alacağının diğer alacağa göre rüçhanlı alacak konumunda bulunmadığı sonucuna varılarak şikayetin kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre şikayet olunanın haczinin ....02.2009 tarihli olduğu, iki yıl içerisinde satış istenmediğinden bu haczin düştüğü, başka bir alacaklının satış istemesinin diğer alacaklıların satış isteme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle, şikayetin kabulüne ve ....04.2012 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ......
İcra Müdürlüğü'nün 2009/5297 E. sayılı dosyasına gönderildiğini, paranın bu dosya alacağını karşılamadığı gerekçesiyle sıra cetveli düzenlenmeksizin şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini, bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerinde birden fazla haciz bulunduğunu, şikayet olunanın haczinin 18.02.2009 tarihinde kesinleştiğini, iki yıl içinde satış istenmediğinden 19.02.2011 tarihinde haczin düştüğünü, haczi düşen alacaklıya satış bedelinden pay ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, ipotek alacaklısının satış istediği tarihte iki yıllık satış isteme süresinin dolmadığını, bir alacaklı tarafından satış istendiğinde artık diğer alacaklıların da ayrıca satış istemelerine gerek olmadığını, bu nedenle müvekkilinin haczinin düşmediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....