Davacı emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılması talebiyle 09.08.2022 tarihimde şikayet yoluna başvurmuş ise de, icra müdürlüğünce verilen 18.08.2022 tarihli kararla Borçlu asilin talebinin kabulüne, borçlunun hesabına maaş ödemesi olarak yatan paralar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği, ayrıca davacının 02.12.2022 tarihli dilekçesi üzerine 05.12.2022 tarihli kararla, " ......
1.sırada olan dosyada borçlunun yasal sürelerden feragat ederek dosyayı kesinleştirmesi ve akabinde maaş haczi dışında başkaca hiçbir haciz yoluna girişilmeyip; maaş haczinin bir an evvel konulmaya çalışılmasının diğer alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik bir girişim olduğunu, ayrıca Niğde İcra Müdürlüğü 2019/386 sayılı dosyaya konu senet incelendiğinde vade tarihinin 20.03.2017 olduğu borç miktarı da göz önüne alındığında vade tarihinden bu yana hiçbir girişimde bulunulmayıp; her nasılsa borçlu T6'ın banka borçlarına ilişkin takiplere girişileceği tarihte takibe girişilmesi de muvazaalı bir takip olduğunun bir diğer kanıtı olduğunu, kambiyo senetlerinin danışıklı iki kişinin bir araya gelip kolaylıkla düzenleyebileceği; ödeme ve vade tarihlerinin eskiye dayalı dahi kararlaştırılabileceği dolayısıyla da "muvazaalı olması muhtemel" bir belge niteliğinde olması göz önüne alındığında; Niğde İcra Müdürlüğü 2019/386 sayılı takipte borçlunun 1.sırada olan maaş ve emekli ikramiye haczinin...
Dolayısıyla borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine haciz konulması mümkün bulunmaktadır. Her ne kadar ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince salt kurum tarafından dosya numarasının hatalı bildirilmesinden ötürü oluşan zarardan davalı kurumun sorumlu olduğu belirtilmiş ise de; alacaklı vekilinin 08/08/2016 tarihli haciz talebinin yalnızca maaş haciz talebini içerdiği, ilerde doğması muhtemel emekli ikramiyesinin haczine ilişkin talebi içermediği hususları değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve açıklamalar uyarınca alacaklı vekilinin ......
Birleşen dosyada şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen dosyada şikayetlerin reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen dosyada şikayetçiler vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 22.02.2016 tarihli ve 2015/886 E., 2016/1019 K. sayılı ilamıyla, birleşen dosya yönünden gerekçesi düzeltilerek onanmasına, asıl dosya yönünden, asıl dosyada şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğu, bu nedenle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl dosyada şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğu, birleşen dosyanın değişik gerekçe ile onandığı ve ardından kesinleştiği gerekçesiyle, asıl dosyada şikayetin kabulüne, birleşen dosyada yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, asıl dosyada şikayet olunan-birleşen dosyada şikayetçi vekili ve asıl dosyada şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....
Bu durumda davacının kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesindeki taahhütü kapsamında davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Davacının muvafakati bulunması nedeniyle emekli maaşının tamamının haczinin hukuka uygun olduğu ve 3/4'ünün iadesine karar verilemeyeceği kanaatine varıldığından Davanın REDDİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı yasal süresinde istinafa başvurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 1....
DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maaş, sosyal hak ve alacakları ile ikramiye alacakları için haciz kararı verildiğini, oysa 6772 saylı kanunun 4. maddesi gereğince maaş ve ikramiye alacağının 1/4'ünden fazlası ile sosyal haklar, fazla mesai ücreti, toplu sözleşme fark alacağı ile döner sermaye alacaklarının tamamının haczinin mümkün olmadığını, icra müdürlüğü işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılmasına yönelik memur işleminin düzeltilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap vermemiş, katıldığı duruşmalarda davanın reddini talep etmiştir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 93. maddesinin 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten önce devlet memuru olarak atanmış kişiler hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, anılan Kanunda da emekli maaşının haczedilemeyeceği yolunda düzenleme bulunmadığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 71. maddesinde düzenlenen oranlarda 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanan emekli maaşının haczinin mümkün olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2020 NUMARASI : 2020/361 ESAS 2020/267 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır Belçika'da çalıştığını ve emekli olduktan sonra Türkiye'ye yerleştiğini, müvekkilinin emekli maaşından başkaca bir gelirinin bulunmadığını, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2019/33041 Esas sayılı dosyasında yapılan takip neticesinde müvekkilinin emekli maaş ödemelerinin yapıldığı Ziraat Bankası Kocasinan Şubesinde yer alan 46122753 numaralı hesabına 20/11/2020 tarihinde haciz konulduğunu, emekli maaşının yazılı rıza dışında hacze kabil olmayan kalemlerden birisi olduğunu, İİK ve Yargıtay içtihatlarında da bu durumun açıkça belirtildiğini...
İstinaf Sebepleri Şikayet olunan tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili haczinin 07.06.2017 tarihli şikayetçi haczinin ise 23.10 2019 tarihli olduğunu, müvekkili haczinin birinci sırada olması gerektiğini sıra cetvelinin doğru olduğu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. C....
Şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyadan taşınmazın tapu kaydına 10.02.2006 günü ihtiyati haciz şerhi verilmiş, bu ihtiyati haczin kesinleşmesinden sonra bu kez talimatla işlem yapan ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2006/198 (tal.) sayılı dosyasından da 07.06.2006 günü bir haciz şerhi daha konulmuştur. Satış 15.05.2008 günü yapıldığına göre, konulan bu ikinci haciz ayaktadır. Bu itibarla Dairemizin bozma kararında belirtildiği şekilde, 03.07.2006 tarihli makbuzun içeriğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Diğer taraftan şikayetçinin gerek takibi ve gerek açtığı itirazın iptali davası, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra takibinin takip tarihinden sonra olduğundan, İİK’nun 100 üncü maddesi şartlarından yararlanamayacağından, yine Dairemiz kararında belirtildiğinin aksine adı geçenin ihtiyati haczinin ayakta olup olmamasının incelenmesine de gerek yoktur....