Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

T4 tarafından 30.09.2021 tarihinde 6552 sayılı yasanın maddesi gereğince Kuruma başvuru yapılmış olduğunu, kurum tarafından bahsi geçen mahkeme kararına istinaden ilam vekalet ücreti, yargılama gideri ile asıl alacak ve işlemiş faiz ödemesinin yapıldığının görüldüğünü, davalı tarafından işbu davaya konu edilen muhtıraya konu icra takibi, 6552 sayılı yasa gereği 30 günlük süre içerisinde ödenmiş olan miktar hususunda açılmış olup, “mükerrer ödeme” talep edildiğini, bu icra takibine dair borç muhtırasının taraflarına 05.05.2022 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek, takibin ve borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2022/2267 esas sayılı takip dosyasında davacıya gönderilen 27/04/2021 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiştir....

Bu durumda, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, nafaka arttırımı, istinaf kararı ile tespit edilen günden daha önceki bir tarih baz alınarak yapıldığından istinaf kararı sonrasında yapılacak hesaplamada dosyaya fazla yatırılan paranın bilirkişi raporu ile tespit edilenden daha fazla çıkacağı açıktır.Buna göre dosya borcunun fazlası ile ödendiğini belirten bilirkişi raporu baz alınarak 10.12.2019 tarihli borç muhtırasının ve 06.12.2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmelidir. Mahkemece bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına hükmedilse de istinaf edenin sıfatına bu husus bir kaldırma nedeni yapılmamıştır. Ayrıca nafakanın arttırılmasına ilişkin kararların tek başlarına icra takibine konu edilebilmesi için kesinleşmelerine gerek bulunmamaktadır(HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12- 206 E. - 2001/217 K.) Açıklamalar kapsamında davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

Somut olayda; katılanın, sanık ...’tan emlakçılık yapan sanık ... aracılığıyla ev satın aldığı, aralarında düzenlenen 11/02/2006 tarihli teslim alma yazısında belirtildiği üzere dairenin bedelinin bir kısmının nakden bir kısmının kredi kullanılmak suretiyle ödendiği, bakiye 2500 TL içinde senet tanzim edildiğinin belirtildiği, katılanın senedin 1500 TL sini ... adına hakaret eden ...’ ya ödemesine ve senet bedeli 1000 TL bakiye borç kalmasına rağmen ...’nın söz konusu bononun tamamını tahsil için Bursa 10. İcra Müdürlüğü aracılığı ile katılan aleyhinde icra takibi başlattığı, her ne kadar sanıklar hakkında atılı suçtan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmış ise de; katılanın şikayete tabii bulunan bedelsiz senedi kullanma suçundan şikayet hakkı süresi geçtikten sonra şikayette bulunduğu anlaşılmakla, davanın düşmesine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    (yeni 6100 sayılı HMK'nun 344.) maddesi gereği muhtıra tebliği ile harcın tamamlatılması için dosyanın mahkemeye geri çevrildiği; harç muhtırasının davalılar vekiline tebliğ edildiği ve davalılar vekilinin harç tamamlanması için verilen 1 haftalık kesin süre dolmadan (27.07.2017 tarihinde) davalıların vekilliğinden istifa ettiğine ve harç muhtırasının davalı asıllara tebliğ edilmesini talep ettiğine dair dilekçeyi dosyaya sunduğu; davalılar vekilinin istifa dilekçesi ile harç muhtırasının davalı asıllara tebliğ edilmediği; daha önce vekillikten istifa eden davalılar vekilinin 27.12.2017 tarihli dilekçesiyle, davalılara ulaşamadığı ve dosyanın mevcut haliyle temyiz incelemesi için gönderilmesi talebi üzerine dosyanın tebligat eksikleri tamamlanmadan yeniden Dairemiz'e gönderildiği görülmüştür. Davalılar vekili davalılar ... İnşaat Taah. Tic. ... ve ... Müteahitlik- ......

      . - K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin, bedeli paylaşıma konu taşınmazı, ipotek yükü ile birlikte devraldığını, alacaklı bankanın ipotekle teminat altına alınmış olan alacağı ödendikten sonra, bakiye tutar, müvekkiline ödenmesi gerekirken, sıra cetveli düzenlenerek, bankanın başka bir takip dosyasına tahsis edildiğini ileri sürerek, şikayet olunan bankanın sıra cetvelinden çıkarılmasını ve bakiye tutarın kendisine ödenmesini istemiştir. Şikayet olunan banka vekili, ticari kredi sözleşmesine dayalı olarak, müvekkili bankanın doğmuş ve doğacak tüm alacaklarını teminat altına almak üzere limit ipoteği tesis edildiğini, ipotek bedelinin 85.000,00 TL olduğunu, şikayete konu tutarın bu kapsamda kaldığını savunarak, şikayetin reddine istemiştir....

        Haciz ihbarnamesinin 03/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 08/10/2019 tarihinde iadeli taahhütlü posta ile itiraz edildiğini, buna rağmen müvekkiline 02/03/2020 tarihli bakiye borç muhtırasının tebliğ edildiğini ve borcun müvekkilinin nezdinde sayıldığını, borç muhtırasının iptali için şikayette bulunduklarını ancak Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/131 E. 2020/602 K. Sayılı kararı ile şikayetlerinin reddedildiğini, (anılan kararın istinaf başvurusu süre aşımından ek kararla reddedilmiş olup anılan ek kararın istinafı üzerine istinaf başvurusu reddedilmiş ve istinaf kararına karşı yapılan temyiz istemi Yargıtay 12. Hukuk Dairesince reddedilmiştir.)...

        İcra müdürlüğünce yapılıp iptali istenen 17.11.2014 tarihli işlemle bakiye borcun 15,610 TL olarak hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece, şikayet konusu hesabın denetimi için yaptırılan ve hükme esas alınan 01.09.2015 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda ise, 17.11.2014 hesap tarihi itibarı ile 2.659 TL bakiye borç kaldığının belirtildiği görülmektedir. TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir. Somut olayda hükme esas alınan raporda ise, yapılan kısmi ödemeler ödeme tarihleri itibariyle ana paradan düşülerek işlemiş faiz miktarının bulunduğu ve tespit edilen dosya borcundan, yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye borcun hesap edildiği görülmektedir....

          Davacı, aleyhine girişilen ilamsız icra takibine ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz etmiş olup, borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından bahisle ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş ise de; bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerli olup somut olayda; borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı borçlunun takibe itirazından sonra borçluya tebliğ edilmiş olup, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşılmakla borçlunun itirazı geçerli olup, duran takipte alacaklı tarafın yasal süresi içinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali talebinde bulunmadan takibi devam ettirici işlem yapma hakkı bulunmadığı, takibin yenilenmesi ve davacıya borç muhtırası tebliği ile emekli ikramiyesi üzerine haciz uygulanmasının yerinde olmadığı, davacının şikayetinde haklı olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile borç muhtırasının...

          Somut olayda, takip talebinde ve icra emrinde 5.770.516,12 TL işlemiş faiz talep edildiği, mahkemece alınan 10/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise işlemiş faizin 6.230.659,66 TL olarak hesaplanarak, muhtıranın düzenlendiği 03/04/2015 tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun, 1.244.995,12 TL olduğu, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamada borç muhtırasının hesaplanan tutarın 172.763,09 TL fazlası ile 1.417.758,21 TL olarak hesaplandığı hususlarının bildirildiği görülmektedir. Takip öncesi işlemiş faiz miktarının, takip talebinde istenenden daha düşük olması halinde bu miktarın dikkate alınması, aksi halde icra takibinde istenilen miktarlardan fazla olduğunun tespiti halinde, icra takibinde talep edilen miktar ile bağlı kalınması gerekirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takip öncesi işlemiş faiz hesabında icra takibinde talep edilen kesinleşmiş işlemiş faiz miktarı aşılarak hesap yapılması doğru olmamıştır....

            Belirtilen sürede ödeme yapılmaması halinde, söz konusu alacaklar genel hükümler dairesinde tahsil olunur" hükmünü içerdiğini, kuruma herhangi bir yazılı başvuru yapılmadan takip başlatılarak borç muhtırası gönderildiğini belirterek, 25.11.2014 tarihli borç muhtırası ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu aleyhine ... 3....

              UYAP Entegrasyonu