İcra Dairesinin 2016/7385 Esas sayılı dosyasında yapılan aracın satışından elde edildiğini, sıra cetveli gereğince kendilerine ödeme yapıldığını, borçluya iade edilecek bakiye bulunmadığını, kendilerine ait dosya olmasaydı müteakip sıradaki dosya alacaklılarına ödeneceğini, dolayısıyla iade edilecek tutar bulunmadığını, İİK'nın 40. maddesi uyarınca ancak ilamın kesinleşmesinden sonra iadenin istenebileceğini, muhtıranın ilamın kesinleşmesinden sonra gönderilebileceğini, İİK'nın 361. maddesine göre icranın iadesine karar verildiği takdirde borç muhtırasının gönderileceğini ve muhtıra tebliğinden 7 gün sonra temerrüt gerçekleşeceğinden, ancak bu tarihten itibaren faiz istenebileceğini, yasal süresi içerisinde taraflarınca iade yapıldığından davacıların faiz taleplerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
T4 tarafından 30.09.2021 tarihinde 6552 sayılı yasanın maddesi gereğince Kuruma başvuru yapılmış olduğunu, kurum tarafından bahsi geçen mahkeme kararına istinaden ilam vekalet ücreti, yargılama gideri ile asıl alacak ve işlemiş faiz ödemesinin yapıldığının görüldüğünü, davalı tarafından işbu davaya konu edilen muhtıraya konu icra takibi, 6552 sayılı yasa gereği 30 günlük süre içerisinde ödenmiş olan miktar hususunda açılmış olup, “mükerrer ödeme” talep edildiğini, bu icra takibine dair borç muhtırasının taraflarına 05.05.2022 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek, takibin ve borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2022/2267 esas sayılı takip dosyasında davacıya gönderilen 27/04/2021 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiştir....
Borç Muhtırasının iptalini talep etmiştir....
borç muhtırasının takip borçlularına gönderilmesini talep ettiği, müdürlüğün 11/06/2018 tarihinde; ipotekle belirlenen ipotek limiti olan 300.000,00 TL'sının dosyaya yatırılmış olması, bu miktarı aşan başkaca bir alacağın iş bu dosyadan tahsil edilemeyeceğinden dosyanın infazen işlemden kaldırılmasına ve satışın düşürülmesine karar verildiğini, ipoteğin fekkedilmeyip yalnızca İİK' nun 150. maddesi gereğince konulan 150/c şerhinin fekkine karar verildiğini belirterek ipoteğin yeniden tesis edilmesi ve bakiye borç muhtırası gönderilmesi talebinin reddine karar verdiği görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/407 esas 2010/257 karar sayılı ilamından kaynaklanan dosya masrafı ve yargılama giderlerinden olan ücreti vekaletin borç hesabına dahil edilmediğini, ilgili taşınmazın bu tasarrufun iptali kararına dayanılarak satılması, nedeniyle borç hesabına eklenmesi gerektiğini, ayrıca satış tarihindeki borç hesabı yapıldıktan sonra bu paranın nemasının da dosyaya verilmesi gerektiği hususunda yanlışlık yapıldığını, satış tarihi itibariyle dosyanın borç hesabının satış miktarı olan 136.100,00 TL'den fazla olduğunu, bu paranın tüm nemasının da dosyaya ait olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelindeki dosya borcunun hesabının iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir....
Bu durumda, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, nafaka arttırımı, istinaf kararı ile tespit edilen günden daha önceki bir tarih baz alınarak yapıldığından istinaf kararı sonrasında yapılacak hesaplamada dosyaya fazla yatırılan paranın bilirkişi raporu ile tespit edilenden daha fazla çıkacağı açıktır.Buna göre dosya borcunun fazlası ile ödendiğini belirten bilirkişi raporu baz alınarak 10.12.2019 tarihli borç muhtırasının ve 06.12.2019 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmelidir. Mahkemece bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına hükmedilse de istinaf edenin sıfatına bu husus bir kaldırma nedeni yapılmamıştır. Ayrıca nafakanın arttırılmasına ilişkin kararların tek başlarına icra takibine konu edilebilmesi için kesinleşmelerine gerek bulunmamaktadır(HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12- 206 E. - 2001/217 K.) Açıklamalar kapsamında davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/3911 Esas sayılı dosyası ile 7 adet aracın paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, 3 adet aracın icra yolu ile satıldığını ve harçlarının satış bedelinden tahsil edilerek alındığını, kalan bakiye borç için borçlu taraf ile anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre bakiye borç olan 937.724,42 TL tutardan %2,27 harç hesaplanması halinde ilgili harcın borçlu tarafından dosyaya yatırılarak dosyanın kapatılacağında uzlaştıklarını, ancak icra müdürlüğünün 24/11/2021 tarihli karar tensip tutanağı ile kalan bakiye miktar üzerinden %11,38 harç hesaplanmasına karar verildiğini ve bu karar üzerine borçluya harç tahsil müzekkeresi yazıldığını, dosya borcunun henüz ödenmediğini, icra müdürlüğünden harç tahsil müzekkeresinin iptalini talep ettiklerini fakat taleplerinin reddedildiğini belirterek harç tahsil müzekkeresinin iptalini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kdz Ereğli 2. İcra Müdürlüğünün 2019/3911 esas sayılı dosyası....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte dosya borcu için ödeme yapılırken ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini mahsup ederek ve vekalet ücretinden gelir vergisi kesintisi yapılarak ödeme yaptığını açıklayarak bakiye borç için gönderilen 27.04.2012 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiştir....
Haciz ihbarnamesinin 03/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 08/10/2019 tarihinde iadeli taahhütlü posta ile itiraz edildiğini, buna rağmen müvekkiline 02/03/2020 tarihli bakiye borç muhtırasının tebliğ edildiğini ve borcun müvekkilinin nezdinde sayıldığını, borç muhtırasının iptali için şikayette bulunduklarını ancak Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/131 E. 2020/602 K. Sayılı kararı ile şikayetlerinin reddedildiğini, (anılan kararın istinaf başvurusu süre aşımından ek kararla reddedilmiş olup anılan ek kararın istinafı üzerine istinaf başvurusu reddedilmiş ve istinaf kararına karşı yapılan temyiz istemi Yargıtay 12. Hukuk Dairesince reddedilmiştir.)...
Davacı, aleyhine girişilen ilamsız icra takibine ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz etmiş olup, borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından bahisle ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş ise de; bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerli olup somut olayda; borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı borçlunun takibe itirazından sonra borçluya tebliğ edilmiş olup, alacaklının da ihtilafı sürdürdüğü anlaşılmakla borçlunun itirazı geçerli olup, duran takipte alacaklı tarafın yasal süresi içinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali talebinde bulunmadan takibi devam ettirici işlem yapma hakkı bulunmadığı, takibin yenilenmesi ve davacıya borç muhtırası tebliği ile emekli ikramiyesi üzerine haciz uygulanmasının yerinde olmadığı, davacının şikayetinde haklı olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile borç muhtırasının...