İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2020 NUMARASI : 2020/308 ESAS 2020/360 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ İşlemini Şikayet KARAR : Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16/09/2020 tarih 2020/308 esas 2020/360 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafça müvekkili aleyhine Adana 3. İcra Dairesinin 2020/6318 esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibini temmuz ayı sonu itibariyle muhtara teslim edildiğini öğrendikleri ödeme emri tebligatı ile öğrenildiğini, tebliğ mazbatasının üzerinde mernis adresi şerhi bulunmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03/09/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....
ŞİKAYET Borçlu vekili şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, hükmi şahıslara tebligatın 12,13 ve 21.maddeye göre yapılması gerektiğini, tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse yahut evrak müdürü gibi bu işlerle görevlendirilmiş kişinin orada bulunup bulunmadığı araştırılmadığını, tebliğ yapılan ...nin bu işle görevlendirilmiş bir kişi olmadığını, ayrıca tebliğ mazbatasında tebliğ isteyen tarafın adı soyadı ve adresinin yazılı olmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, icra dosyasından 06.04.2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek davanın kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesine ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Somut olayda, tebligatın teslim edildiği Ramazan Erdoğan'ın borçlunun daimi memur veya müstahdemi, ya da hizmetçisi olmadığı anlaşıldığından yapılan ödeme emri tebligatı TK'nun 16 veya 17. maddesine uygun değildir. Her ne kadar davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda, davanın memur muamelesini şikayet olup, aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüşse de, tebligat usulsüzlüğü alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve işin esasına girilerek çekişmeli hale gelen konuda inceleme yapılmış olduğundan, haksız çıkan taraf aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi yerindedir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligatın Uyap'tan tespit edilen borçlunun mernis adresine gönderildiğini, postacının komşuya haber vererek bu hususu tebligata şerh düştüğünü, tebligatı da mahalle muhtarına teslim ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLER: Konya 3. İcra Müdürlüğünün 2020/7576 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usul ve yasaya uygun olduğundan, şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve tebligat parçasında muhatabın çarşıda olduğunun yazmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, örnek 7 ilamsız takipte takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetine ilişkindir....
Yukarıda yazılı olduğu şekilde borçlu murise ödeme emrinin 10.01.2011 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal ESAS NO : 2022/2205 süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....
İİK'nun 58, 60 ve 61. maddelerine aykırılık nedenine dayalı olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal sürede yapılmalıdır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; takip talebi ve ödeme emrinde, takip konusu borcun dayanağı olarak 31.12.2014 tarihli sözleşme gösterilmiş ve takip talebine eklenmiş olup, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında; takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın yer almadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, takibe dayanak belgenin borçluya ödeme emri ekinde gönderilmediği göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ayrıca dava dilekçesinde borçluya ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilmiş olup, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere icra takip dosyasında ilk çıkarılan ödeme emrinden sonra ikinci kez ödeme emrinin davacı borçluya tebliğe çıkartıldığı ve TK'nun 21/1 maddesine göre 13/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte olup, ikinci kez ödeme emri tebliğinin alacaklı vekilinin talebi üzerine mi yoksa icra müdürlüğünce re'sen ikinci kez mi çıkarıldığı tespit edilerek buna göre ikinci ödeme emri tebliğinin de usulsüz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yine ilk derece mahkemesince şikayetin davacı borçlu vasisi vekili tarafından yapılmış olmasına rağmen yazılan gerekçeli karar başlığında davacı borçlunun vasisinin gösterilmediği de anlaşılmıştır....
Borçlu 19/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmiş, 20/12/2017 tarihinde açılan dava ile itiraz dilekçesi tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 20/12/2017 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Borçlu, şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin, itiraz dilekçesinin verilme tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddası İİK'nun 16. maddesi kapsamında bir "şikayet" olup, bu şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca, şikayet konusu işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya 30.01.2014 tarihinde yenileme emrinin tebliğ edildiği, ancak borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yenileme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetine dair bir iddiasının olmadığı görülmüştür. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemini, kendisine yenileme emrinin tebliğ edildiği 30.01.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 28.05.2014 tarihinde yapılan başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra olduğu anlaşılmıştır....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligatın verildiği gelini olan ... ile aynı konutta ikamet etmediklerinden usulsüz olduğunu, adı geçenle, aynı apartmanda ancak farklı dairelerde oturduklarını, ... tarafından tebligatın borçluya haber verilmediğini, borçlu ile tebligatı alan ... arasında husumet bulunduğunu ve takipten 16.02.2021'de haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin 16.02.2021 olarak tespitini talep etmiştir. I....