İlgili idare tarafından maden devlet hakkının ödenmesine ilişkin bir işlem tesis edilmeden, bu işlemin borçluya usulüne uygun olarak tebligatı yapılarak kesinleştirilmeden ve bu suretle vadesinde ödeme veya yasal yollara başvurma hakkı tanınmadan borçludan devlet maden hakkının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunduğundan söz edilemez (Danıştay Yüksek 8. Dairesi’nin 2008/2900 esas, 2011/1054 karar sayılı ilamı). Ayrıca, şikayete konu maden payı tahakkuku tahsile bağlı bir vergi olup, bu tür vergiler vadesinde ödenmez veya tahsil edilmez ise bu niteliklerini kaybedeceklerinden payın öncelikle ihbarname ile istenilmesi, bunun sağlanamaması durumunda ödeme emri düzenlenmesi gerekli olup, usulüne uygun tarh ve tahakkuka ilişkin işlem yapılmadan doğrudan ödeme emri ile istenilmesi durumunda kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmayacağından düzenlenmiş ödeme emri de mevzuata uygun olmayacaktır (Danıştay Yüksek 9....
Örnek 7 ödeme emri tebligatı borçlu adına bizzat tebliğ anlaşılmaktadır. Şikâyetçi borçlu, okur yazar olmadığını ileri sürmekle birlikte imza atmaya muktedir olmadığını beyan etmemiştir. Ayrıca şikâyete konu tebligatta da okuma yazma bilinmediğine dair şerh düşülmeden imza atılmış olması nedeniyle şikayetçi borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usûlsüzlüğünün reddine karar verilmiştir. Ayrıca borçlunun imzaya açıkça itirazı yoktur. Ayrıca borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetini, İİK'nun 16/1 maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Şikayetçi borçluya çıkartılan ödeme emri 26/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunulduğu, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde muhatabın evde olmaması nedeni ile aynı konutta ikamet eden Melih Gürses'e ödeme emrinin tebliğ edildiği, tebligatı alan kişi ile posta memurunun ayrı ayrı tebligat parçasında imzalarının bulunduğu, tebligatı alan kişi ile muhatabın birlikte ikamet etmediğine yönelik bir iddianın da bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlu, ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmuştur. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....
Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....
Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin temyiz dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 03.01.2022 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Somut olayda; borçlu şirkete icra emri ‘’birlikte -sakin oturan çalışan yetkili ...’’ şerhi yazılarak tebliğ edilmiş olup, tebliğ sırasında şirket yetkilisinin tebliğ mahallinde bulunup bulunmadığı, tebligatı alan şahsın madde kapsamında belirtildiği üzere tebligatın muhatabı temsilciden sonra gelen evrak müdürü vs. gibi bu işle görevlendirilmiş kişi olup olmadığı konusunda şerh ve açıklık taşımamaktadır. Bu hali ile tebligat, Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerindeki koşullara uygun olmadığından usulsüzdür. Bu durumda Mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tebligat usulsüzlüğü yönündeki şikayetin reddi doğru değildir....