DAVA Davacı dava dilekçesinde evliliklerinin ilk gününden beri davalının kendisine hakaretler ve küfürler ettiğini, davalının kendisini aldattığını, davalının kendisini tehdit ettiğini, aralarında uzun süredir devam eden anlaşmazlık ve şiddetli geçimsizlik mevcut olup ortak hayatın çekilmez hal aldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, kendisi lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında boşanmak istemediğini, barışmayı dilediğini beyan etmiştir. III....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2015 tarihli 2004/638 Esas- 2005/7 Karar sayılı kararı ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda davasının reddedildiğini, bu kararın 05/07/2007 tarihinde kesinleştiğini, tarafların boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bir araya gelmediklerini, 1997 yılından bu yana ayrı olduklarını, müvekkilinin Erzincan Aile Mahkemesinin 2012/391 Esas- 2013/109 Karar sayılı karar ile ikinci kez boşanma davası açtığını, bu davanın da yukarıda bahsedilen birinci dava kesinleşmediğinden usulden reddedildiğini, dolayısıyla tarafların evlilik birliğinin fiilen bittiğinden TMK 166/son maddesi gereğince boşanmalarına, olmadığı takdirde şiddetli geçimsizlik sebebiyle 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, karşı davanın da reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davanın evlilik birliğinden sarsılması nedeniyle boşanma davasına olup, dosya kapsamı itibari ile davacının iddialarının kanıtladığı gerekçesiyle davanın KABULÜ ile; Van ili, Erciş İlçesi, Düvenci mahallesi Cilt no: 38 Hane no:34 XX 203'de kayıtlı Vahdettin ve Kiymet kızı, Erciş 28/07/1999 doğumlu TC NO: Zeynep GÜLER ile aynı hanede BSN 250 'da kayıtlı Hasan ve Safiye oğlu Erciş 27/09/1992 doğumlu, TC NO: T3 ın boşanmalarına, çeyiz ve eşyalarına ilişkin istemin feragat nedeniyle reddine verilmiştir....
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup, olayların bu aşamaya gelmesinde, engelli çocuğu ile ilgilenmeyen, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunan davacı- karşı davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu, davalı- karşı davacı kadına atfı kabil kusurun ispatlanamaması sebebiyle hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği ilkesi de dikkate alınarak asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, bu aşamadan sonra tarafların bir arada yaşamaya zorlamanın kanunen de mümkün görünmemesi dikkate alınarak karşı davada davalı- karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne "gerekçesi ile; "Asıl davada; davacı - karşı davalı erkeğin boşanma davasının REDDİNE, Karşı davada ; davalı- karşı davacı kadının boşanma davasının KABULÜ ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı- karşı davacı kadın...
Onama kararında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi dayanak gösterilmek suretiyle "davacının ön inceleme aşamasına kadar usulüne uygun şekilde dayanmadığı vakıaların boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği" açıklamasına yer verilmiştir. Davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dava, 27.02.2012 tarihinde açılmıştır. Davacı dava dilekçesinde; “davalı ile evlendikleri günden bu yana şiddetli geçimsizlik yaşadıklarını, aralarında uyumsuzluk olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve çekilmez hale geldiğini, birlikte yaşama koşullarının ortadan kalktığını, aralarındaki geçimsizlikten dolayı davalının üç ay önce müşterek konutu terk edip gittiğini, bu sebeple boşanma davası açılmasının zaruri hale geldiğini” ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini istemektedir....
CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini, davacı ile anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, bu aşamadan sonra da bir araya gelmelerinin imkansız olduğunu, kendisinin de boşanmak istediğini, bu hususta da anlaştıklarını, ortak çocuğun kendisinin yanında olduğunu, velâyetinin tarafına verilmesini istediğini, velâyeti tarafına verilecek olan ortak çocuklar için davacının aylık 500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası ödemeyi ve kendisi için aylık 1.500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, bunların dışında boşanma davası nedeniyle davacı taraftan herhangi bir şekilde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği maddî ve manevî tazminat, ev eşyası, çeyiz eşyası, takı alacağı, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin olmadığını...
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davalı erkek tarafından bundan önce davacıya karşı 26.08.2010 tarihinde boşanma davası açılmış,bu davada tarafların tanıkları dinlenilmiş "Tarafların iddialarını ispatlayamadıkları, tarafların arasında varolan sorunların şiddetli geçimsizlik boyutuna ulaşmadığı ve evlilik birliği içerisinde çözülebilir olduğu, varlığı ispatlanamayan geçimsizlik sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle dava reddedilmiş, karar 14.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Bu ret kararı, sözü edilen dava tarihine kadar gelinen süreçte tarafların iddialarını ispatlayamadıklarına ilişkin kesin hüküm teşkil eder. Sözü edilen davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıklarının sözleri, ilk davadan öncesine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 20/08/1990 tarihinde evlendiklerini, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 15/06/2016 tarihinde Amsterdam Mahkemesi'nin C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu kararın 19 ekim 2016 tarihde kesinleştiğini, Amsterdam Mahkemesi kararı ve anlaşmalı boşanma protokolüne göre tarafların birbirlerinden maddi manevi tazminat, eşya, ziynet ve yoksulluk nafakası talep etmediklerini, velayet ve iştirak nafakası konusunda anlaşmaya varıldığını, velayet sahibi davalıya reşit olmayan müşterek çocuklar lehine nafakaya hükmedildiğini belirterek Amsterdam Mahkemesinin 15/06/2016 tarih ve C/13/604770/FA RK 16- 1811 sayılı boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Sincan 2.Aile Mahkemesinden verilen 16.07.2009 gün ve 771/647 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların 1977 yılında evlendiklerini, şiddetli geçimsizlik nedeniyle....Aile Mahkemesinde boşanma davası açıldığını, katkı payı alacağına ilişkin davanın ise ...Aile Mahkemesinde devam ettiğini bu davalar sürerken evlilik birliği içerisinde edinilen 1455 ada 4 parsel üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün eşinden mal kaçırmak ve katkı payı alacağını azaltmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini ileri sürerek taşınmazın devrine ilişkin satış işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2017/886 ESAS-2020/208 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının 24/08/2001 tarihinden beri evli olduğunu, taraflar arasında uzun süredir şiddetli geçimsizlik olduğunu, 12 yıldır ayrı yaşadıklarını, 12 yıldır ayrı yaşamalarında dolayı müvekkilinin başka bir kadınla birlikteliği olduğunu, bu birlikteliğinden bir çocuğunun olduğunu, taraflar arasında sevgi ve saygı kalmadığını belirterek boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. CEVAP: Davalı kadın cevap dilekçesi sunmamıştır....