WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: Malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

Dosya içeriğine göre, 01.07.1986 tarihinde dava konusu taşınmazın kullanım hakkının geçerli bir kira sözleşmesi ile davalı ... Kundura Ticaret ve Sanayi A.Ş.'ne bırakıldığı ve diğer davalı ... Tic. ve San. A.Ş.'nin taşınmazı ona tebaen kullanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılardan ecrimisil istenemez. Davacılar mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunabilirler, ancak davacılar vekilinin el atmanın önlenmesi talebinden de 08.12.2014 tarihli dilekçesi ile feragat etmiş olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ..., ... ve ......

    Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı kayden maliki olmadığı taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı olarak ve davalının şahsi kusuruna giderek el atmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur....

    Davacı vekili, zarar kalemleri içinde geminin ....... sistemine dahil olması nedeniyle mahrum kalınan kira bedelini de talep etmiş, mahkemece geminin ....... sistemine dahil olmasının doğrudan geminin kira bedelinden mahrum kaldığı şeklinde kabul edilemeyeceği, üçüncü şahıslar ile bir kira sözleşmesinin bulunması gerektiği, dosyada bu yönde bir sözleşmenin bulunmadığı, mahrum kalınan zarar yönünden davacı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacının bu talebi redddedilmiştir. Ancak davacı, çatma sonucu geminin kiraya verilememesinden kaynaklı kar mahrumiyetini isteyebilir....

      DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden paydaşı oldukları çekişme konusu 179 ada 11 nolu parselde bulunan muz serasının davalılar tarafından hiçbir hakka dayalı olmaksızın işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 10.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında ıslahla taleplerini 20.373,43-TL'ye yükseltmişlerdir. Davalı ... çekişme konusu taşınmazı davacı ...'den kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ... savunma getirmemiştir. Davanın reddine dair verilen karar Dairece "..taraflar arasında geçerli bir kira ilişkisi bulunmadığı gözetilerek el atmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir.." gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Somut olayda, aynı taraflar arasında görülen, eldeki dava ile aynı nedenle el atmanın önlenmesi ve eski hale iade istekleriyle açılıp tefrik kararı verilen, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1333 Esas 2016/667 Karar sayılı ( bozma sonrası ) dosyasında davanın kabulüne dair verilen karar, 20. Hukuk Dairesi'nin 08.04.2019 tarihli ilamı ile esasa yönelik olarak eksik inceleme nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın dayanağını teşkil eden davanın derdest olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, eldeki davanın çözüme kavuşturulabilmesi açısından; Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1333 Esasında (bozmadan önce) kayıtlı el atmanın önlenmesi ve eski hale iade davasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra işin esası yönünden tarafların tüm delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir....

          Yine dosyada bulunan bilgi ve belgelere ve özellikle davacının talebinin/davasının sözleşmenin feshi ile birlikte taşınmaza el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olmasına, el atmanın önlenmesi davasının taşınmazın aynına ilişkin olmasına, HMK'nun 12. maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olmasına göre yerel mahkemece bu hususun değerlendirilmemiş olması da doğru olmamıştır. İlk derece mahkemesince usule aykırı olarak karar verilmiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Ancak; 1-Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, ortak yer olan merdiven sahanlığı, havalandırma boşluğu ve diğer alanları kendi dairesine kattığını, çatıyı yükselttiğini, bu işleri yaparken binanın ana elektrik hattını ve kofrasını patlattığını, davacının dairesinin havalandırma bacasını ve soba borusu çıkışını kapattığını, davacının dairesinin dış kapısının yüzeyinin altından yeni elektrik hattı geçirmek için kırdırmak suretiyle zarara sebebiyet verdiğini, bu zararlar nedeniyle kiracının daireyi boşalttığını ve kira gelirinden mahrum kaldığını belirtilerek davalının, ortak yerlere yaptığı müdahalesinin men'i ile eski hale getirilmesini, davacının uğradığı zararların tazmini için 6.950 YTL ve mahrum kalınan 1.000 YTL kira gelirinin davalıdan alınmasını istemiş iken mahkemece HUMK.nun 74. maddesi hükmüne aykırı olarak istem aşılmak suretiyle davalının banyosuna açtığı pencerenin kapatılmasına da karar verilmiş olması, 2-İcra ve İflas Yasasının 30. maddesinde bir işin yapılmasına (yerine...

            Dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Bilindiği üzere, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 310.maddesine göre; sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. Dosya arasında bulunan, taşınmazın önceki maliklerinden Sancak Davarcı ile davalılardan ... Ltd.Şti. arasında yapılmış 2.3.2009 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesine göre, davalı ... Ltd. Şti'nin dava konusu taşınmazda kiracılık ilişkisine dayalı olarak bulunduğu anlaşıldığından, davalılardan ...'in ise dava konusu taşınmazda bulunması davalı ... Ltd. Şti'nin yetkilisi olması nedenine dayalı olup, bağımsız bir kullanımı sözkonusu olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.01.2020 tarihinde verilen dilekçeyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin reddine dair verilen 08.06.2021 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu