Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında ve hatta karar tarihinden sonra meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Dosya kapsamında alınan uzman raporu, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davanın kısmen kabulüne ilişkin karar verilmesinde ilk derece mahkemesince delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda da şahsi ilişki kabule bağlı bir dava olmamakla beraber şahsi ilişkinin düzenlenmesi hakimin takdirine bağlıdır. Davalının cevap dilekçesinde davayı kabul anlamında da bir beyanı bulunmamaktadır. Çocukların yaşı, menfaati ve uzman raporu dikkate alınarak davacı baba ile müşterek çocukları arasında şahsi ilişki düzenlenmesine ilişkin mahkemece kurulan hükme ilişkin davalının itirazları haklı görülmemiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....
, şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddine karar verilmiştir....
Günü saat 16:00'ya kadar davalı baba ile görüştürülmesine, şahsi ilişkinin bu şekilde tesisine", şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe dayanak mahkeme kararında müşterek çocuğun velayetinin müvekkile verilmesine, müşterek çocuk ile takip alacaklısı arasında şahsi ilişki tesis edilmesine karar verildiğini, takip talebinde, çocukla şahsi ilişki kurulmasının talep edilmesi gerekirken, çocuğun tesliminin talep edilmiş olmasının haksız, ilama, usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece, takip talebinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, sadece icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi, diğer itirazlarının yerinde görülmemesi, davalının yargılama giderlerine mahkum edilmemesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından maddi-manevi tazminat miktarları, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ve şahsi ilişki tesisi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle ilk derece mahkemesi tarafından müşterek çocuk ile davalı erkek arasında yatısız şekilde tesis edilen şahsi ilişkiye yönelik olarak, davacı kadın tarafından yapılan istinaf itirazının bölge adliye mahkemesince esastan reddine karar verildiği halde, yatılı olarak şahsi ilişki kurulmasının doğru olduğu yönündeki gerekçesinde geçen “yatılı” ibaresinin maddi hata olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal...
sonra sanıkla evleneceği vaadinin garantisi olarak katılanın ona suça konu dairenin mülkiyetini resmi işlemle devretmesi, aynı ilişki dönemi içinde ek kredi kartının sanığın şahsi harcamalarında kullanılması eylemlerinde suçun unsurlarının oluşmadığı sair iddiaların ise kanıtlanamadığı bu nedenlerle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini takdir eden mahkemenin kabul ve uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, müvekkilinin takip alacaklısına şahsi bir borcu bulunmadığı gibi taraflar arasında ticari bir münasebette bulunmadığını, takibe dayanak yapılan çekin arka kısmındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, alacaklının talebi üzerine müvekkili üzerine kayıtlı araçlar ve taşınmazlar üzerine haciz konulması ve müvekkilinin ticari ve şahsi itibarının zedelenmesini engellemek için söz konusu icra takibine konu borcu ödemek zorunda kaldığını iddia ederek ödenen 12.742,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
Ülkesi'ne iadesine karar verildiği ve sözkonusu kararın kesinleştiği anlaşılmakla, Uluslararası Çocuk Kaçırma'nın Hukuki Veçhelerine Dair Sözleşmenin 14, 16, ve 19. maddeleri ile 5717 Sayılı Kanunun 12, 13, ve 14. maddelerindeki düzenlemeler gözetilerek dava konusu çocuğun iadesine karar verildiğinden bu çocuğun velayet hakkına dair düzenleme yapmanın çocuğun iade edildiği devlet makamlarına ait olduğu kanaatine varılarak karar verilmesine yerolmadığına ve daha evvelden aşamalarda çocuk ile baba arasında tedbiren gerçekleştirilmesine karar verilen şahsi ilişki düzenlemelerinin hüküm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına” karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kişisel ilişki düzenlemesinde geçen tek sayı ifadesi ile tek sayı ile biten yılların kastedildiğinin anlaşılmasına göre davalı babanın aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece 2001 doğumlu ve 2008 doğumlu müşterek çocuklar ... ve ...'nın velayeti babadan alınarak anneye verilmiş ve baba ile şahsi ilişki düzenlenmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. paragrafında ise " kişisel ilişki yönünden kurulan kararın hükmün kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir....
Dosya kapsamında velayeti babaya verilen küçük ile anne arasında kurulan kişisel ilişki "Davalının bulunduğu cezaevi yönetiminin belirlediği, her ayın ilk açık görüş gününde, yine yönetemin belirlediği gün ve saatlerde olmak üzere müşterek çocukla anne arasında şahsi ilişki tesis edilmesine, şahsi ilişkiyi yerine getirme yükümlülüğünün davacı babaya ait olduğuna" şeklinde olup infaza elverişli olmadığı gibi annenin 09.09.2020 tarihinde tahliye olup yeniden düzen kurduğu da dikkate alındığında uygun değildir....
Müşterek çocuklar ile baba arasında, mahkemece 19/06/2020 tarihli ara karar ile şahsi ilişki tesisine karar verildiği, karar kesinleşinceye kadar bu ara kararın devam edeceği, bu nedenle erkeğin şahsi ilişki tesis edilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi ile dava reddedildiğine göre kadının geçici velayetin kendisine verilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alındığında, davacı kadın ile müşterek çocuklar lehine TMK 169.maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası miktarlarının uygun olduğu değerlendirilmekle, kadının nafaka miktarına yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir....