Günü saat 17:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı kadın; şahsi ilişkinin tamamen kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişkinin kaldırılması davası, basit yargılama usulüne tabi işlerden değildir (HMK m. 316- 322). Dosyada dava dilekçesi ile birlikte ön inceleme duruşma günü tebliği edilmiş ancak HMK 139. Maddesinde belirtilen ihtaratlı davetiye tebliğ edilmeden 05.03.2019 tarihinde davalının yokluğunda ön inceleme yapılmış ve tahkikat duruşma günü tebliğ edilmeden aynı celse tahkikata geçilerek tahkikat işlemi yapılmıştır....
Davalının müşterek çocukla arasında kurulan kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusu incelendiğinde; İlk derece mahkemesince, davalı ile davacı çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken ayın 1. Cumartesi günü yatısız şahsi ilişki tesis edildiği görülmüştür. Çocuğun yaşı ve çocukla baba arasında kurulması gereken ilişkinin sıklık ve düzeninin önemine binaen, çocuğun üstün menfaati gereği ayın birinci Cumartesi günü de şahsi ilişkinin yatılı olması talebi haklı olup, davalının bu husustaki istinaf başvurusu kabul edilerek, çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin ayda iki kez yatılı olacak şekilde yeniden tesis edilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1- Davalının kişisel ilişki dışındaki istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile; Gaziantep 1....
Davacı-davalı vekili katılma yoluyla süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; çocuk yararına aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin fahiş ve haksız olduğunu, müvekkilinin emekli olup iki tane daha çocuğu bulunduğunu, şahsi ilişki kararının talepleri gibi düzenlenmediğini, bunun için çocuğun ileri yaşlarda baba evinde kalmasının, babasının evinde konaklamasının ve okul tatilleri döneminde ve dini bayramlarda babasının yanında kalmasına ilişkin hususların karar altına alınmadığını, bunun ileri dönemlerde tekrar dava konusu olacağını belirterek Mersin 1. Aile Mahkemesinin 26/09/2019 tarih, 2019/292 Esas 2019/797 Karar sayılı kararının kaldırılmasını ve şahsi ilişki konusunda dava dilekçesindeki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir....
Davacı tarafından taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında değişik tarihlerde ürün satışı ve teslimi yapıldığını, toplam bakiyenin ödenmemesi nedeniyle ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından yapılan bir kısım ödemelerin davalının şahsi borcuna ilişkin olduğunu ileri sürülmüştür. Dosyada mevcut taraflar arasındaki maillerden anlaşıldığına göre taraflar arasında ürün satışına ilişkin ticari ilişkinin haricinde şahsi ilişki bulunduğu, davalı tarafından 22/10/2018 tarihinde 3.800-TL 04/09/2018 tarihinde 8.000-TL yapılan ödemenin şirket yetkilisi ...'in şahsı adına yapıldığı, şirket adına yapılmadığı anlaşılmıştır....
Her ne kadar şahsi ilişkiye yönelik istinaf yok ise de; yaz dönemi ve sömestri tatili için düzenlenen şahsi ilişki kararının infaz kabiliyeti olmadığı, şahsi ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin belli olmadığı, konunun kamu düzenini ilgilendirdiği anlaşıldığından çocukla baba arasındaki şahsi ilişki resen düzenlenmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyacına nazaran 450 TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Yapılan yargılama sonucunda hafif kusurlu bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi ve manevi tazminat takdir edilmemesi hatalıdır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, Asıl davada; davacı-k.davalının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine, Karşı davada; davalı-k.davacının 18/11/2009 doğumlu müşterek çocuk Alisa Su Öztürk ile davacı-k.davalı baba arasındaki şahsi ilişkinin tamamen kaldırılması talebinin reddine, Karşı davada; davalı-k.davacının 18/11/2009 doğumlu müşterek çocuk Alisa Su Öztürk ile davacı-k.davalı baba arasındaki şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile; Müşterek çocuk 18/11/2009 doğumlu Alisa Su Öztürk ve davacı-k.davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına dair Ankara 10. Aile Mahkemesi'nin 2012/849E. 2012/943K. Sayılı 18/07/2012 tarihli kararı 3 nolu maddesinin yeniden düzenlenerek iş bu kararın kesinleşmesinden itibaren müşterek çocuk ve davacı-k.davalı baba arasındaki şahsi ilişkinin her ayın 1. ve 3. Pazar Günü saat 10:00'dan 17:00'a kadar, dini bayramların 2....
Maddesi uyarınca aleyhine ileri sürülen vakıaları inkar ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının davacı aleyhine vakıa ileri süremeyeceği, erkeğin kadının kusurunu usulü dairesinde ispat edemediğinden gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, velayet hükmünün idrak çağında oldukları anlaşılan çocukların üstün menfaatine ve isteklerine uygun olarak tesis edildiği, şahsi ilişki süresinin yeterli olduğu anlaşıldığından erkeğin kusura ve davanın kabulüne yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Türk Medeni Kanunun 169. maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdiri doğru, miktarı ise makuldür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişkinin değiştirilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişkinin değiştirilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....