Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasararufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçluların takibe itiraz ederek taşınmazlarını diğer davalı ...’ye sattıklarını bu nedenle yaptıkları itirazın ve satışa ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini istemiştir. Mahkemece, borçluların icra takibine itirazlarının kısmen iptaline, tasarrufun iptali davasının ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş hüküm davalı borçlular tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili ve davacı asil birlikte verdikleri 05/03/2008 tarihli dilekçe ile her iki davadan da feragat Ettiklerini bildirmişler davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkisi de bulunduğu anlaşılmaktadır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 02/11/2022 TARİHLİ ARA KARARI: İhtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; dava süresince herhangi bir hak kaybına sebebiyet verilmemesi adına İİK 281/2 maddesi vd. gereğince yasal hakları olan ihtiyati haciz talebinin gerekçesiz reddedilmesinin hukuken uygun olmadığı ve mağduriyete yol açabileceği görüşü ile yerel mahkemenin 02.11.2022 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasına dair ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 vd maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Talep ise, tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına yapılan itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına dair karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebine ilişkindir....

    a devrettiğini, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, dava koşullarının oluşmadığını takibin kesinleşmediğini, müvekkilinin taşınmaz raiç bedeli üzerinden iyiniyetle satın aldığını, üzerindeki ipotek bedelinin ödendiğini ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı borçlu vekili, takibin kesinleşmediğini alacaklının itirazın iptali davası açtığını tsarruf borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.6.2002 gün ve 2002/15-495-528 sayılı kararında, icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda davanın kabulüne karar verilerek takibin kesinleşmiş olması halinde dahi tasarrufun iptali davasında böyle bir savunmanın bulunması alacağın gerçek bir alacak olup olmadığının - muvazaaya dayanıp dayanmadığının- araştırılması gerektiğine karar verilmiştir. Ne var ki, taraflar arasında görülüp sonuçlanan iptal davasında ise; davacının yukarıda belirtildiği gibi bir iddiası olmamıştır. Aynı taraflar arasında görülüp kesinleşen tasarrufun iptali davası ile borçlu hakkında yapılan icra takibine konu olan borcun mevcudiyeti saptanmıştır. Bu nedenle, iptal davasının kesinleşmesi sonucunda borcu ödemek zorunda kalan (3.kişi durumundaki) davacı; artık, tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığını iddia edip, sebepsiz zenginleşmeye dayalı yeni bir dava açamaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/72 Esas sayılı dosyasında bu taşınmazlar yönünden tasarrufun iptali kararı verilmesi ile iptali sonucu banka tarafından borçludan alacaklı olan dava dışı 3. kişiye yapılan ödemelerin davalı kredi borçlusundan tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2018 NUMARASI : 2017/299 E- 2018/166 K DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Fethiye 3....

            Asliye Hukuk Mahkemesince 20/10/2020 tarihli duruşmada yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiş, davalı T4 vekili tarafından süresi içerisinde aynı gerekçe ile İİK'nun 278/2 maddesi ve yazılı 2 yıllık sürenin geçmiş olmasından bahisle kararın kaldırılması istenmiş ve istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Talep tasarrufun iptali davasında verilen geçici hukuki koruma kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Buna göre; 1- Geçici hukuki koruma tedbirlerinden biri olan İhtiyati haciz asıl olarak İİK'nun 257- 268. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise İİK'nun 281/2 Madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur....

            Bu nedenle açılmamış sayılma yolundaki hüküm ...Varlık Yönetimi AŞ yararına bozulmalıdır. 2- Tasarrufun iptali davası sırasında İcra ve İflâs Kanunu'nun 281/II nci maddesi uyarınca konulan ihtiyati hacizler de, 268 inci madde kapsamındadır. Şikâyetçi ...Türkiye Kimya San. Tic. Ltd. Şti. vekili şikâyet olunan T. İş Bankası AŞ tarafından açılan tasarrufun iptali dava dosyasının Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından “itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi” gerektiğinden bahisle 2002/4561-5440 E. K. sayılı kararla geri çevrildiğini bildirmiş; alınan ikinci bilirkişi raporu da bu beyanı esas almıştır. Ne var ki, dilekçe ekinde bu karar (ek olarak gösterilmesine rağmen) sunulmamış ve mahkemece bu dosya celbedilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur....

              Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu davaların görülebilmesi için borçlunun aciz halinde olması ve borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasıdır. Dava şartlarının davanın başlangıcında mevcut olması gerekmekle birlikte ancak yargılama sırasında tamamlanması da mümkündür. Somut olayda davalı borçlunun itirazı üzerine davacı alacaklı tarafından Sorgun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/29 Esas sayılı dosyasından takip konusu alacak ile ilgili olarak itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece, itirazın iptali davasının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılması, takibin kesinleşmesi halinde ise aciz belgesi yerine geçebilecek haciz tutanağının da bu aşamadan sonra araştırılarak oluşacak sonuca göre, karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                UYAP Entegrasyonu