Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu itirazın iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olaya gelindiğinde; davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Davalı T3 tacir olmadığı gibi davalıya ait araçta hususi araçtır....
Esas KARAR NO :2024/278 DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ:03/10/2022 KARAR TARİHİ:03/04/2024 BİRLEŞEN .... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ... ESAS SAYILI DOSYASI DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ:11/07/2023 KARAR TARİHİ:03/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin çalışanları tarafından müvekkilinin kiracı olarak işlettiği ... Mah. ......
Yasa, idarenin (kamu kurumunun) eylemlerini idari yargının görev sınırları içerisine almış olduğuna göre, idarenin haksız eylem niteliğinde kabul edilen eylemlerinde görevli mahkemenin (Yargının) adli yargı olacağına ilişkin düşüncelerin doğru olmadığı kanaatindeyim. Somut olayımızda da davacı taraf, davalı idarenin (kamu kurumunun) kamu hizmetini yerine getirirken ortaya koyduğu eylem veya işlemlerinden zarar gördüğünü ileri sürerek bu davayı açtığına göre davaya bakma görevi idari yargının yetki sınırları içinde kalacağından adli yargı hakiminin yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar vermesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüş ve düşüncelerine katılmıyorum. 22/10/2015...
Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğunu belirtilerek görevsizlik kararı vermiştir. Somut uyuşmazlık; davacının düzenlediği sigorta poliçesi ile sigortaladığı konutta davalının konutundan kaynaklanan su sızıntısı sebebiyle oluşan hasar nedeniyle ödediği tazminatın rücuan tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. Halefiyete dayalı sigorta rücu davalarında 22.03.1944 gün ve 37 - 9 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Zarar gören ve zarara sebebiyet veren yerler konuttur. Sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte değildir, haksız fiile dayalıdır. Bu sebeple bu davanın ticaret mahkemesinde değil, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtilafın haksız fiil hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Haksız fiile dayalı zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir....
Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir....
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 30/10/2023 KARAR TARİHİ : 12/02/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.03.2023 tarihinde, saat 02:30 sıralarında,......
mal ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı borçlunun, müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacı ile iyiniyet kurallarına aykırı olarak itiraz edip takibin durmasına neden olduğunu, bu nedenle davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, davalı yanca yapılan itirazın yalnızca süre kazanmak amaçlı olduğunu, bu nedenle yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali isteminde bulunmuştur....
Fakültesi kimlik kartını kullanarak müştekilerden para almak suretiyle haksız kazanç sağladığının iddia ve kabul olunması karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır....