Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 01/09/2020 KARAR TARİHİ : 22/06/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ...'ın maliki olduğu ... plakalı (..... Şasi No) motosikletin müvekkili şirket nezdinde 16.04.2018 tanzim tarihli ve ... nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 17.04.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ...’ın maliki olduğu ... plakalı motosiklet ile davalı ...'nin maliki olduğu ... plakalı aracın hasarına sebebiyet verdiğini, kaza sebebiyle ... plakalı araçta meydana gelen değer kaybı için müvekkili şirket tarafından davalı ...’ye 5.550- TL ödeme yapıldığını, ...’ın maliki olduğu ... plakalı motosikletin ... Mah. ......

    -TL değer kaybı hasarı ödediği, oysa davalının bu tutarın %75'i olan 18.875.- TL dan sorumlu olduğunu, davacının toplam zararınnı 39.689,80 TL olup davalı taraf bu tutarın %75'i olan 29.767,35 TL'dan sorumlu olup bu durumda ödenen 22.500....

      Sayılı icra dosyasında asıl alacak (hasar bedeli, değer kaybı, kazanç kaybı) olmak üzere toplam 13.770,50 TL 'nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihi itibariyle yasal faiziyle takibin bu kısımlar bakımından itirazın iptali ile takibin bu kısımlar bakımından devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak likit olarak belirlenmediğinden davacı tarafın icra inkar talebinin reddine, takipten sonra yapılan ödeme olan 2.572,00 TL'nin icra müdürlüğünce dosya hesabında nazara alınmasına karar vermek gerekmiştir HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre; 1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E....

        Sayılı icra dosyasında asıl alacak (hasar bedeli, değer kaybı, kazanç kaybı) olmak üzere toplam 13.770,50 TL 'nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihi itibariyle yasal faiziyle takibin bu kısımlar bakımından itirazın iptali ile takibin bu kısımlar bakımından devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak likit olarak belirlenmediğinden davacı tarafın icra inkar talebinin reddine, takipten sonra yapılan ödeme olan 2.572,00 TL'nin icra müdürlüğünce dosya hesabında nazara alınmasına karar vermek gerekmiştir HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre; 1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E....

          Davacı yanın değer kaybı talebinde haklı olduğu, davalı sigortanın------------------kapsamında davalı sürücünün kusuru oranında ----- değer kaybı tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bunun yanında alacağın likid olmadığı, yargılama ile belirlendiği davacının icra inkar tazminatı talebinde haklı olmadığı anlaşılmakla davanın taleple bağlı kalınarak ----- değer kaybı asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            iptali öncesinde ve sonrasında uğranıldığı iddia edilen zarardan davalıya (haksız fiilden sorumluluk için aranan kanuni şartlardan biri olan) “kusur”un atfedilmeyeceği (isnat edilemeyeceği), kabul edilir ise bu halde TBK m. 112 hükmünce de sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında davalının, kusurlu olmadığı ve davacının (varsa) zararından sorumlu olmadığı kanaatine varılabileceği bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın satın alınan taşınmazın imar planının iptali nedeniyle oluşan belirsiz maddi zarar ve değer kaybı dolayısıyla alacak istemine ilişkin olduğu, davacının talebi “sözleşmeden doğan sorumluluk” ve “haksız fiil sorumluluğu” hükümlerince değerlendirilmiştir....

              Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu - tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu - özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği TBK'nın 69. maddesi gereğince "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararları gidermekle yükümlüdür." TBK.'nun 71/1.maddesine göre de; "Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur." hükmü getirilmiştir....

              Bu değer inşaat nedeniyle meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4). Görülüyor ki, malzeme malikinin iyiniyetli veya kötüniyetli olmasının tazminatın miktarı ile ilgisi vardır. Yoksa, malzeme malikinin kötü niyetli olması arazi sahibinin tazminat ödemesine engel teşkil etmez. Bütün bunlara göre mahkemece yapılması gereken iş, malzeme sahibinin isteyebileceği tazminat tutarını, gerek duyulursa keşif yapılarak ve bilirkişi görüşüne başvurmak suretiyle özellikle de Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki takdir hakkından yararlanarak bulmak, bu tazminatı hüküm altına almak olmalıdır. İstemin bütünüyle reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                kullanılamadığı için kira zararları olduğunu, zararlarının kaza tarihi 02.09.2020 itibariyle işlenmiş yasal faizi ile tahsili için ------Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalının haksız itirazı ile durdurulduğunu, 6.208,12 TL hasar tutarı ile 120,93 TL işlenmiş yasal faizin, 3.000,00 TL değer kaybı ile 58,44 TL işlenmiş yasal faizin, 320,00 TL kira kaybı ile itibariyle 6,23 TL işlenmiş yasal faizin tahsili için 09.12.2020 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Bu haliyle davalı kamu idaresine yapı sahibi olması nedeniyle husumet yöneltilmiş olup uyuşmazlığın yapı sahibinin sorumluluğu hükümlerine göre giderilmesi gerekir. Zarara sebep olan eylem, davalı kamu idaresinin gördüğü kamu hizmetinin ifasıyla alakalı olmayıp hizmet kusurundan kaynaklanmadığından artık idari yargının görevli olması söz konusu değildir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlık hakkında adli yargı mahkemeleri görevlidir. Bu durumda mahkemece, adli yargının görevli olduğu nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu