Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan madde hükmü gereğince borçlunun borcu bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlaması gerekmektedir. Öte yandan sunulan belgenin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; davalı alacaklı lehtar T2 tarafından davacı borçlu keşideci T1 ile dava dışı borçlu aval veren Hakan Birsöz aleyhine 15/06/2022 tanzim tarihli 10/07/2022 vade tarihli 194.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 23/11/2022 tarihinde Zara İcra Dairesinin 2022/159 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiği, ödeme emrinin davacı borçluya 07/12/2022 tarihinde tebliği üzerine İİK'nın 168/5 maddesi gereğince yasal 5 günlük süre içerisinde 09/12/2022 tarihinde davanın açıldığı görülmüştür....

Davacı istinaf sebebi olarak (I) takibe dayanak senedin 27.000 TL'sinin ödendiği ve (II) kötü niyet tazminatı ile (III) para cezasının hukuka aykırı olduğu iddiasına dayanmıştır. (I)İİK'nın 169/a maddesi 1. fıkrası "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tatbiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmünü içermektedir. Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12. HD 2018/12436 E, 2019/15883 K)....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa iddiasına dayalı icranın geri bırakılmasına ilişkindir. Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2015/13458 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında toplam 75.709,43 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya tebliği üzerine davacı borçlu tarafından borca itiraz edildiği, Düzce Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/07/2016 tarih 2015/360 esas 2016/556 karar sayılı kararı ile itirazın iptaline takibe kaldığı yerden devamına karar verildiği, karar doğrultusunda takibe devam edildiği anlaşılmıştır. Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2016/23731 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında Düzce 2....

Davacılar tarafından takibe konu miktar için 26.600,00 TL tutarlı senetlerin verildiğinin haciz esnasında verildiğinin, alacaklı tarafça haciz tutanağının imzalandığının, alacaklı ile aralarında başka bir borç ilişkisi olmadığının beyan edildiği, ancak alacaklının takibe konu borcun davacılar tarafından sunulan senetlerle ödendiği yönünde açık ikrarının bulunmadığı, yine davacılar tarafından itfaya ilişkin senetlerin İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2015/34537 Esas sayılı dosya borcuna istinaden verildiğine ilişkin senetler üzerinde bir kayıt olmadığı gibi başkaca bir delil ibraz edilmediği, yine itfaya ilişkin senetlerin ödenmesi ile ilgili olarak sunulan dekontlarda da takibe konu senetlere ve itfaya ilişkin sunulan senetlere açık atıf bulunmadığı, dolayısı ile davacılar itfa iddiasını noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiğinden söz edilemeyeceği, ilk derece mahkemesinin aynı yöndeki gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. HMK.'...

Yukarıda izah edildiği üzere İİK'nın 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1- 2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebilir. Yine takipte istenen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüte düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ve ayrıca işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapabilir ise de, hesap kat ihtarı ile kesinleşen alacak miktarı 2.681.726,22- TL olup, takipte ise ipotek limiti olan 1.200.000- TL talep edildiğinden kat ihtarının düzenlendiği tarihten takip tarihine kadar faiz hesabı lüzumu kalmamıştır. Davacılar borcun itfa ve imhal edildiğini de İİK'nın 33. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlayamamışlardır. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

Aile Mahkemesinin 07/10/2013 tarihli 2012/488 Esas sayılı tedbir nafakasına ilişkin ara kararına dayalı olarak nafaka alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede itfa itirazında bulunması üzerine alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocukların eğitim öğretim giderleri için özel eğitim kurumlarına yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri sunduğu, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

    Yukarıdaki gerekçeler nazara alınarak Davanın KABULÜ İLE, Edirne İcra Müdürlüğü'nün 2020/944 esas sayılı dosyasının davacılar yönünden itfa nedeni ile GERİ BIRAKILMASINA " karar verildiği görülmüştür....

    Borçlu vekiline 10.02.2021 tarihinde tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, 17.02.2021 tarihinde, takibe konu borç hakkında itfa itirazında bulunmuştur. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak, yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının nafaka borcu için yapıldığına ilişkin açıklamanın bulunduğu, bir kısım dekontlarda "ödeme" açıklamasının yer alığı, bazılarının ise herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda ilamda hükmedilen tazminat ve yargılama gideri) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Her ne kadar davacı tarafça Yargıtay 8....

      Somut olayda, takibe dayanak bononun teminat amacıyla verildiği kanıtlanamamış ise de, alacaklı vekilinin 16.06.2015 tarihli cevap dilekçesinde; “Borçluların vermiş bulunduğu teminat senedinin takibe konulmasında hukuken herhangi bir engel söz konusu değildir. Söz konusu teminat senedi yapılan görüşmeler neticesi ödenmeyince kanuni takibe alınmıştır” şeklindeki beyanı ile senedin teminat senedi olduğuna dair kabulünün bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçluların borca itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı tarafından davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilmesinde usule ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı kanısı ile, ayrıca borcun itfa edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında İİK madde 149/a, 33 gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın REDDİNE," karar verildiği görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu