Davacının manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; Davacının malları için davalı tarafça ihtiyati haciz kararları alınarak ve bu kararların yerine getirilmiş olduğu, davalının ihtiyati haciz kararlarında haksız olduğu, çekler için verilen ödeme yasağı tedbiri bulunmasına ve bunu bilmesine rağmen çekler için ihtiyati haciz kararları alarak, bu kararları icra takipleri yaparak uyguladığı ve haciz baskısı ile icra dosyalarınında tahsilat yaptığı, bundan dolayı kusurlu olduğu anlaşılmakla ve haksız yere davacının mallarının haczettirilmesi, davacının ticari itibarına saldırı teşkil eden ve TBK'nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranış olmasından dolayı, davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu, talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın makul olduğu kanaatine ulaşılarak, davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde, 1992 yılında elektrik abonesi olduğu taşınmazı 1993 yılında tahliye etmesine rağmen, davalı...'ın elektrik aboneliğini sildirmediğini, taşınmazın yeni malikleri ve kullanan kiracı olan davalıların kullandığı elektrik bedelini 2007 yılına kadar ödediğini belirterek, 10.000 TL maddi tazminat ile istirdadını, 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Davalı vekili, davacının tahakkuk ettirilen parayı 22.01.2004 tarihinde ödemiş olduğunu ve davacının ödediği bu miktarın iadesine ilişkin talebinin istirdat davasının konusu olması sebebiyle 1 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğini, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının ödemeyi yaptığı tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davacının 19.01.2004 tarihinde sayaçtan geçirmeksizin kaçak elektrik kullandığının kaçak elektrik tespit tutanağı ile tespit edildiğini, davacının kaçak elektrik kullandığı tespit tutanağı ile sübut bulduğundan davacının manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
tutarın maddi tazminat olarak davalılardan müteselsilen istirdadını talep ve dava etmiştir....
bulunduğu Gaziosmanpaşa adresinde haciz yapılması, kendisinin ve ailesinin üzüntüye sürüklenmiş olması ve davalı şirketin tüm icrai fiilleri haksız eylem niteliğinde olduğundan ve bu işlemleri ile davacının isminin ticari saygınlığı ve onuru zedelendiğinden 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
doldurarak icra takibi başlattığını, bu konu ile alakalı davaların devam ettiği dönemde borca itiraz edilemediğinden borcun kesinleştiği davacıların taşınmazlarının satışa çıkmasından dolayı davacıların birleşerek borcu ödemek zorunda kaldıklarını, Saruhanlı Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/76 Esas sayılı dosyasından davalıların resmi belgede sahtecilik ve tefecilik yaptığının kesinleştiğini ileri sürerek, davalıların haksız icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini bakımından her bir davacı için 10.000 TL den 40.000 TL manevi tazminat ile 58.041,41 TL maddi zararın 13/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl dava yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Birleşen dosyadaki manevi tazminat istemi ile ilgili olarak daha önce verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve birleşen davada davacının istirdat ve maddi tazminata ilişkin taleplerinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı tarafından istenilmekle, daha önceden belirtilen .../02/2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı....
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu ile davalının da kabulünde olan 25.000 TL'lik ödeme ile davacının 8.247,71 TL alacağının bulunduğunun belirlendiği, çek bedelinden takip tarihinden önce ödenen kısım nazara alınarak davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedildiği, davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dava konusu çeklerin ve başlatılan icra takibinin iptaline, 8.247,71 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takip tarihinden önce ödenen 13.600 TL'nin %20'si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava takibe konu çekler nedeniyle ödenen miktardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Menfi tespit davası dava tarihindeki haklılık durumuna göre incelenip sonuçlandırılmalıdır....
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davalı şirkette işçi olarak çalışırken kendisinden alınan teminat senedi nedeniyle işverence aleyhine icra takbi yapıldığını, bu takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığı menfi tespit davası devam ederken takibe konu borcun kendisinden tahsil edildiğini, menfi tespit davasının İcra İflas Kanunu gereği istirdat davasına dönüşmesine rağmen Mahkemece istirdat hükmü kurulmadığını, temyiz süresinin geçirilmesi nedeni ile kararın borçlu olmadığının tespiti şeklinde kesinleştiğini ileri sürerek, eldeki bu davanın menfi tespit davasının devamı olarak nitelendirilmesi ile ödenen paranın ve manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir....
Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....