İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "maddi ve manevi tazminat" davasıdır. 6102 s. TTK'nin 5/A-1. maddesine göre, "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Somut olayda ; Yukarıda yazılı yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere maddi ve manevi tazminat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması özel kanunlarda yer alan bir dava şartıdır. Görevsiz mahkemede açılan davalar da görevsiz mahkemede açıldığı tarihte açılmış sayılmakta ve bu tarihten önce arabulucuya başvurulmuş olması gerekmektedir. Davacı tarafın, dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı ve özel kanunlarda yer alan bu dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmıştır. 6100 s....
Davacı vekili ....02.2009 tarihli açıklama dilekçesinde davadaki talebin sözleşmede 65.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin (makine bedelinin) ödenmiş olan 30.000,00 TL’lik kısmının istirdadı, ödenmemiş olan 35.000,00 TL’lik kısmından dolayı da borçlu bulunulmadığının tespiti olduğunu açıklamıştır. 02.....2007 günlü dilekçe ile dava saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden kısmen ıslah edilmiş, gecikme nedeniyle cezai şart, kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat kalemleri davaya eklenmiştir. Yapılan yargılama sonunda mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının bulunmadığı kabul edilerek ıslahla davaya eklenen kâr kaybı ve cezai şart alacaklarının kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ......
Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve tazminat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira bedelinin istirdadı ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece kira bedelinin istirdadına ilişkin istemin kabulüne tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....
Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Somut olayda, asıl dava menfi tespit, birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/119 E sayılı davası istirdat ve yine birleşen aynı mahkemenin 2010/16 E sayılı davası maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Birleşen davalarda davacı vekili, 2009/119 E sayılı davada istirdat isteminin reddedilen kısmını ve 2010/16 E sayılı davada maddi tazminat isteminin reddini temyiz ettiği halde, bu istemlerine ilişkin olarak sadece nisbi temyiz harcı yatırmıştır....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının ilk icra takibine konu borç için üç adet bono düzenlediğinin ve 94.000,00 TL ödeme yaptığının kesinleşen ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/520 Esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu, yine aynı davacı tarafından açılan menfi tespit istemli ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/28 Esas sayılı dosyasında feragat nedeniyle red kararı verildiği, taraflar arasındaki protokollerin geçerli olduğunun mahkeme kararı ile kesinleştiği ve bilirkişi raporu ile davacının fazla ödemesinin bulunmadığının da anlaşıldığı gerekçeleriyle istirdat ve tazminat istemine ilişkin davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Bu nedenle davacının maddi zararının karşılanması gerekir ise de, kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde bir haksız haciz işlemi yoktur. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Davacının, dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğu da dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemez. Açıklanan nedenle mahkemece manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2006/1360-2014/261 Taraflar arasında görülen istirdat ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir. İlam ile davalı tarafın temyiz dilekçesinin tebliği için davacı vekiline çıkartılan tebligatlar, avukat katibine tebliğ edilmiştir. Sözkonusu tebligatlarda, muhatab vekilin o yerde bulunmadığına dair bir kayıt yer almamaktadır....
Av.... aralarındaki istirdat ve manevi tazminat davası hakkında... Tüketici Mahkemesinden verilen 25/03/2014 gün ve E.2012/1055, K.2014/1117 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL'dir Temyize konu edilen toplam dava değeri 1.875,00 TL olması nedeniyle 25/03/2014 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığı halde varmış gibi hakkında takip yapıldığını ve takibe zamanında itiraz edilemediğinden kesinleştiğini, icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, takibin haksız ve kötüniyetli olup, ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek ödenen 2.100.000.000.TL’nın istirdadına, 5.000.000.000.TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2019 NUMARASI : 2014/25 ESAS 2019/688 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit - Maddi ve Manevi Tazminat - İstirdat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit, maddi ve manevi tazminat, istirdat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....