WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, istirdat istemine ilişkindir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ''konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda'' dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır....

    Dava; davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan ... plakalı araç ile davacıya ait ... plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana geldiği iddia olunan araç değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin maddi tazminat davası niteliğindedir. 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe giren 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesinin 1. fıkrası " (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmünü içermektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 'Dava Şartı Olarak Arabuluculuk' başlıklı 18/A maddesinde ise "(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki...

      tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle keşidecinin imzasının davacıya ait olmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalılar ... ve ...'ın esasa yönelik diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsili talebine ilişkindir. Yerel mahkemece verilen ve Dairemizce bozulan ilk kararda maddi tazminat ile ilgili talep reddedildiği halde, bozmaya uyularak verilen kararda bu konuda yeniden hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir....

        Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı, davalı kooperatifin, davacının babası Hulusi Doğan'dan olan alacağından dolayı, davacının borcu üstlenmesi nedeniyle takip konusu bonodan sorumlu olduğu, dava açıldıktan sonra 15/08/2013 tarihi itibariyle borcun ödendiği, davalı tarafından dava konusu takip ile tahsil edilen asıl borç ve icra takip masrafları dışında davacıdan fazla tahsilatın yapılmadığı gerekçesiyle, davacının takip dayanağı bonodan dolayı ödeme sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, bonodan dolayı sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Takibe dayanak bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı, davaya konu dosya içindeki delillerle sabittir....

          Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları, ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının iş sözleşmesinin 31/12/2016 günü ikale ile feshedildiği, 02/01/2017 günlü protokol ile ibraname ve cezai şart maddelerini içeren protokolün imzalandığı ancak davacının protokole rağmen İstanbul 16. İş mahkemesinin 2017/101 esasında kayıtlı davayı açması üzerine takibin cezai şart maddesine dayanılarak başlatıldığı ve haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. HMK 355 maddesi gereğince kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2021/828- 565 E-K nolu ilamında belirtildiği üzere; İİK 72/6 maddesi gereğince menfi tespit davasında borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir düzenlemesi mevcut olup, bu madde hükmüne göre borçlu dava konusu borcu ödemek zorunda kalmışsa dava yasa gereğıi kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

          Davacı, dava ve temyiz dilekçesinde açıkça bu davanın, usulsüz yapılan icra takibi sonrasında haczedilen iş makinesinin kullanılamamasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin tazminat davası olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, davacının iddiası yönünden delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın İİK'nın 72/7. maddesinde gösterilen istirdat davası olduğu kabul edilerek, süre yönünden reddine kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. Y.T...

            İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, ... 2003, s. 233) 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” hükmünü içermektedir. Aynı maddenin 7. fıkrasında ise “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. İstirdat davası, İcra ve İflâs Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. (Kuru, B. a.g.e, s. 235, HGK’nın 03.02.1982 gün, 1982/1347-73 sayılı Kararı) Bir eda davası olan bu dava, nitelikçe sebepsiz iktisap davasına benzemektedir. Ne var ki, burada borçlu, kendini borçlu sanarak hataen ödeme yaptığını ispatla yükümlü değildir....

              yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİRDAT -KARAR- Dava, şahsi haktan kaynaklanan tapu iptal tescil, tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİRDAT -KARAR- Dava, şahsi haktan kaynaklanan tapu iptal, tescil, tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu