Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

teşebbüsleri de göz önüne alınarak, öncelikle davalı şirketin mallarının idaresi için kayyum atanmasına, şayet sayın mahkeme aksi kanaatte ise, bu zamana kadar davalı borçlu şirketin, kesinleşmiş olan icra takipleri de dahil olmak üzere hiçbir ödeme yapmadığı ve aksine mal varlığını azaltıcı tasarruflarda bulunduğu ve davalı borçlu şirketin bu tutumunun mal kaçırma ihtimalini de şüpheye yer bırakmayacak bir hale getirdiği aşikar olduğundan, İİK md. 159 gereğince menkul ve gayrimenkulleri ile banka hesaplarına ilişkin defter tutulması ve üzerlerine tedbir konulmasına, davalının icra emrini tebellüğ etmesine rağmen borcunu ödemediği ve herhangi bir itirazda da bulunmadığı anlaşıldığından İİK md. 177 md. 37 ve ilgili diğer hükümleri gereğince iflas taleplerinin kabulü ile, -----, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    ATM mahkemesince ihtiyati hacze yapılan itirazda gösterilen sebeplerin İİK md. 265/1 kapsamında olmadığı, alacağın varlığına ilişkin olduğu ve bu sebeplerinde itirazın incelenmesinde düzenlenemeyeceği gerekçesiyle itirazın reddine 30.01.2017 tarihinde karar verilmiş, bu karar 09/03/2017 de tebliğ edilmiş, itiraz eden vekili ise 23/03/2017’de temyiz etmiştir. İİK geçici md. 7 göre 5511 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hükümler uygulanır. Eski hükümlere, yani İİK m.363 bu hükme göre temyiz (istinaf) süresi tefhim veya tebliğden itibaren 10 gündür. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere tefhim tarihi 30.01.2017, tebliğ tarihi ise 09.03.2017'dir. Tefhim tebliğ gibi sonuç doğurduğundan 23.03.2017 tarihinde yapılan temyiz süresinde değildir. Diğer ifade ile temyiz dilekçesi süre geçtikten sonra verilmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/895 Esas KARAR NO : 2023/312 DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2022 KARAR TARİHİ : 11/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davalı şirket tarafından, dava dışı borçlu...Şirketi aleyhine ... 14. İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve ... 8. İcra Müdürlüğü'nün......

        Mahkemece, takibin davalı alacaklı Bahtiyar tarafından borçlular davacı ... ile diğer davalılara karşı 7.685,33 TL için yapılıp kesinleştiği, davanın İİK 72. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, mahkemenin görevinin HUMK nun 1. maddesine göre faiz, icra tazminatı ve giderler dışında kalan (çek tazminatı dahil) miktara göre belirleneceği, İşlemiş faiz dışında görevde dikkate alınacak miktarın 7.659,75 TL olduğu, dava tarihinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev sınırının HUMK nun 8. maddesine göre 7.230,00 TL olduğundan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup davacılar davayı 7.183,00 TL üzerinden açmıştır. Dava tarihi itibariyle miktar yönünden Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilmeksizin görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

          İİK.’nun 72/6 maddesi uyarınca davadan sonra ödenmiş olan borç kısmı yönünden davaya istirdat davası olarak devam edileceği ve istirdada hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece: davacı yanın aleyhine girişilen takibe itiraz ederek takibi durdurduğu halde ödemek zorunda bulunmadığı parayı rızaen ve ihtirazi kayıt da koymaksızın ödediği, böylece İİK 72/7. maddesindeki şartların oluşmadığı, ayrıca BK 62. maddesinde belirtilen sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasının da koşullarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, 05/07/2018 tarihli kararında davanın kabulüne dair kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08/05/2019 gün, 2019/180 esas ve 2019/2670 karar sayılı ilamı ile İİK 89/5 maddesine dayalı istirdat davalarında icra takibi alacaklısının kötü niyetli olma koşulu öngörülmesine karşın davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilememiş olması sebebiyle davanın reddi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 59,30 TL peşin alınan harcın onama harcına mahsubuna 24/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut uyuşmazlıkta talep eden vekili müvekkili şirketin borca batık olduğunu belirterek TTK md. 376/3, İİK md. 178-179 hükmüne göre iflasına karar verilmesini talep etmiştir. 6102 sayılı TTK md. 376'da "...Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.)...

                  İİK 72. Maddesinde "Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir." şeklinde düzenlenmiştir. ... İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takip dosyasında davalı adına Aydın İcra Dairesine takip açıldığı, davalının yerleşim yerinin ... olduğu yukarıdaki kanun maddesi gereği davalının yetki itirazının yerinde olduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine ve Aydın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davalı vekilinin yetki itirazının KABULÜ ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, 2-Yetkili mahkemenin ......

                    Menfi tespit davasının reddi kararını temyiz eden borçlu, icranın geri bırakılmasını isteyemez; başka bir deyişle, bu halde borçluya İİK madde 36' ya göre mühlet verilemez ve İstinaf mahkemesi ya da Yargıtay icranın geri bırakılmasına karar (HUMK md. 443,I) veremez. Çünkü, menfi tespit davasının reddi kararı, (İİK md. 36 ve HUMK md. 443,I anlamında) eda hükmünü içeren bir ilam değildir. Somut olayda; takip dosyası borçlularının açtığı menfi tespit davasında, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.11.2018 tarih ve 2015/679 Esas, 2018/1156 Karar sayılı ilamı ile asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Menfi tespit davasının reddi kararı nedeniyle İİK'nun 72/4. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kalktığından, alacaklı tarafından takibe devam edebilir....

                    UYAP Entegrasyonu