Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa, açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (İİK m. 72/6). Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....

İİK.141. madde hükmünce davacı borçlu “alakadar” olarak kabul edildiğinden sıra cetveli borçluya tebliğ edilmiş olup İİK.142. maddesi uyarınca; “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir. Dava basit muhakeme usuliyle görülür” hükmüyle borçlunun sıra cetveli için itiraz davası açmaya hakkı bulunmamaktadır. Bu doğrultuda; borçlunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından sıra cetveline şikayet hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi E. 2017/1495 ilamı uyarınca; "2004 S.K. Md. 142 uyarınca, sıra cetveline şikayet hakkı takip alacaklılarına tanınmış olup, borçlunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından, sıra cetveline karşı şikayet hakkı bulunmadığı gibi borçluya karşı husumet de yöneltilemez. Husumetin, şikayetin kabulü halinde sırası değişecek alacaklılara yöneltilmesi gerekir."...

Davalı vekili; davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını savunarak reddini dilemiştir.Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davacının davalıya 5.118,60 TL fazla nafaka ödemesi yaptığının belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, müşterek çocuk için takdir edilen ve icra marifetiyle tahsil edilen tedbir nafakalarının istirdadı istemine ilişkindir(İİK. md. 72). İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır....

    Borcu ödeyen 3.kişi istirdat ve menfi davası açamaz." denildiği, bu nedenle icra dosyalarında borçlu olmayan davacının bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığını, Davacı müvekkil şirket üçüncü kişi olup, açmış olduğu davanın İİK 89. maddesi uyarınca açılmış bir dava olduğunu, uyuşmazlığın İİK 89. Madde hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiğini, davanın İİK 72. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir....

    Borcu ödeyen 3.kişi istirdat ve menfi davası açamaz." denildiği, bu nedenle icra dosyalarında borçlu olmayan davacının bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine" karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığını, Davacı müvekkil şirket üçüncü kişi olup, açmış olduğu davanın İİK 89. maddesi uyarınca açılmış bir dava olduğunu, uyuşmazlığın İİK 89....

      Bu durumda davacı davasını istirdat davası olarak nitelendirmiş ise de somut olayda İİK m.72/7 uyarınca açılmış bir istirdat davası söz konusu olmadığı halde davanın İİK m.72/7'de öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Buna karşılık davacı, söz konusu taşınmazın davalı banka tarafından gerçek değerinden daha düşük bedelle borca mahsup edildiğini, taşınmazın gerçek değeri ile kabul edilen değeri arasındaki nispetsizliği ileri sürmekte, TBK m.28'de karşılığını bulan gabin (aşırı yararlanma) hukuki nedenine dayandığı anlaşılmaktadır. Davacının talebinin bu hükümler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın istirdat davası olarak değerlendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

        (HMK m.114, 1/ç) Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin davaya bakması ve gerekli incelemeyi yapması usul ekonomisi ilkelerine uygn ise de; Eldeki davada; tapu devrinin devrinin yapılmadığı anlaşılmakla; ihtilafın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği ve bu anlamda İİK 72. Md de : " Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. " hükmünü haizdir. Her iki nedenle de mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ,davacının istinaf talebinin kabulü ile , HMK 353/1- a-3 maddesi gereği kararın kaldırılarak, dosyanın deliller toplanarak yargılamaya devam edilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair oybirliğiyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1- a-3 uyarınca; İSTANBUL 6....

        nin zararını TTK Md. 195, Md. 202, Md. 553, Md.555 ve ilgili hükümler uyarınca tazmin etmekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin harçtan muaf olduğunu, HMK md. 406/2, İİK Md. 257, Md. 264 vd. uyarınca davalıların mal varlıklarının ihtiyaten haczini, davada davacı .... Medya A.Ş.'nin zararının tam ve kesin olarak hesaplanmasıyla birlikte bedel artırımında bulunmak kaydıyla, davacının 360.000 TL kayıp ve zararının davalılardan TTK.557.maddesi uyarınca mahkemece tespit olunacak kusur oranlarına göre hesaplanacak tazminat tutarları üzerinden, zarar tarihinden itibaren en yüksek ticari temerrüt faizi oranı üzerinden işlemiş ve işleyecek gecikme faiziyle birlikte tahsiline ve davacı .... Medya A.Ş.'...

          DELİLLER VE GEREKÇE Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit davası olduğuna ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.)...

            Haciz işleminden zarar gören 3. kişinin icra mahkemesinde istihkak davası açarak hacizleri kaldırma imkanı olduğu, borcu itirazi kayıtla rızaen ödediği gerekçesiyle davacının İİK. 72. maddesi uyarınca istirdat davası açması hususunda aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi bu konuda hukuki yararı da bulunmamaktadır.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/17351 Es.- 2018/2172 K., 2016/16389 Es.-2018/2172 K., 2014/13067 Es.- 2014/18371 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.) Davacının İİK. 72. maddesine göre istirdat davası açma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuki isabetsizlik bulunmamakla birlikte; Ancak yerel mahkemece davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup; taraf sıfatı veya husumet, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkı davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır....

              UYAP Entegrasyonu