Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e ödendiği, 16/05/2022 tarihinde saat 06:38'de eldeki davanın açıldığı, dava açılış saati dikkate alındığında, çekin davadan sonra ödendiği ve davanın bu davalıya karşı istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun " Menfi Tespit ve İstirdat Davaları " başlıklı 72. maddesinde ; "(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. ... (6) Borçlu menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borçta ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam olunur." düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı, dava konusu çekte yer alan adına atılı keşideci imzasının sahte olduğu iddiası ile borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir....

    Tüm dosya kapsamı itibariyle ; eldeki davanın kambiyo senedinden kaynaklı olarak davacı aleyhine başlatılmış olan icra takibi nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin olduğu; İİK 72/son maddesinde, menfi tesbit ve istirdat davalarının, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceğine ilişkin düzenlemenin yer aldığı, iş bu davanın konusu olan takibin ... 1. İcra Müdürlüğü'nün ... takip sayılı dosyası, davalının ikametgah adresinin ise ... olduğu; davacının, İİK 72. Madde de belirtilen yetkili mahkeme de veyahutta genel yetkili mahkeme olan davalının adresi mahkemesinde davayı açmadığı; mahkememizin davaya bakmaya yetkili mahkemelerden biri olmadığı ve davalının yetki itirazın yerinde olduğu anlaşılmakla , mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Mahkemece, davalı yanca yapılan icra takibi sonucu davalıya ait taşınmazın 11.7.2002 tarihli ihale ile satıldığı ve davanın 1 yıllık istirdat süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı yanca 26.7.2001 tarihinde toplam 14.500 YTL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde 11.7.2002 tarihinde yapılan ihale sonucu 12.000 YTL’ lik alacak karşılığında davacıya ait taşınmaz devir alınmış ve takip 16.12.2002; 30.4.2003 tarihli işlemler ile kalan alacak yönünden devam etmektedir. İİK’ nun 72.maddesine göre, borçlu henüz ödenmeyen borç kısmı için menfi tespit davası, ödenmiş bölümü için de istirdat davası açılabilir....

        İİK 72. madde düzenlemesinin maddi anlamda takip borçlularını kapsadığı, davacının maddi hukuk bakımından takip borçlusu sıfatına sahip olmadığı, davanın 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/7 maddesine göre açılmış bir istirdat davası olamayacağı, zira ortada davacı aleyhine başlatılan bir icra takibi olmadığı, davacının İİK 72/7'e göre dava açma hakkı bulunmadığı, İİK 72/7'inci maddesinde tanımlanan istirdat davasının bu nedenle şartlarının oluşmadığı görülmektedir. İİK 72. maddenin takipteki tüm şahıslar yönünden düzenlendiğinin kabul edilmesi halinde, 3....

          Davalı vekili, alacağın icra marifetiyle 24.08.1999 tarihinde tahsil edilmesine rağmen menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmediğini, istirdat davası için yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

            Mahkemece; " Dava İİK Md.72 gereğince istirdat davasıdır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/247 KARAR NO:2023/365 DAVA: İSTİRDAT (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN) DAVA TARİHİ: 06/04/2023 KARAR TARİHİ:10/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstirdat davası açılabilmesi için gerekli olan maddi hukuka göre borçlu olunmayan paranın icra takibi sırasında cebri icra tehdidi altında ödenmesi koşulları işbu dava kapsamında gerçekleşmiş olup haklı davamızın kabulü gerektiğini, icra tehdidi altında ödenen 11.999.18 TL’nin tamamı ilgili icra dairesi hesabına 29.06.2022 tarihinde ödenmiş olup işbu dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından haklı davamızın kabulü gerektiğini, İcra İflas Kanunu’nun 72....

              BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ: Davalı vekili; davacının, koşulları bulunmamasına rağmen istirdat davası açtığını, dava dilekçesi incelendiğinde, davacı yanın 2019- 2020 eğitim öğretim dönemi içerisinde ödemiş olduğu eğitim, yemek, servis ve UP (Üstün zekalılar kursu) ücretlerinden bir kısmını İstirdat davası kapsamında müvekkil şirketten talep ettiğinin görüldüğünü, nitekim dava dilekçesinin konu bölümünde açıkça davanın "İstirdat Davası" olarak açıldığının beyan edildiğini, İİK MD. 72'DE düzenlenen istirdat davasının koşulları bulunmadığından davanın dava şartları yokluğu nedeniyle hmk md. 115 f.2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin raporunda, müvekkil kurumun giderlerinin azaldığından bahisle, oldukça hatalı bir hesaplama gerçekleştirdiğini, itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur...

              Dosya kapsamındaki Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ibranamenin hukuki vasfının tartışılmasına ilişkin olup İİK md. 71 ve İİK md. 33'e göre inceleme yapılmadığı ve ödemelerin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Borçlu şirketin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ; Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden sonraki evrede 02.08.2010 tarihinde 63.610,24 TL ödeme yapıldığı ileri sürülmekle, İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....

                Bu hali ile ihtilafın davacı tarafın İİK 72/2. maddesinde belirtildiği üzere takibe itiraz etmemesi/edememesi sebebiyle borçlu olmadığını iddia ettiğ bir parayı ödenmek zorunda kalması sebebiyle takip yapan alacaklıdan geri alınması talebi kapsamında kaldığı sabittir. Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir....

                  UYAP Entegrasyonu