Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72' deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep...

    Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....

      İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; istirdat isteminden ibarettir. 2004 sayılı İİK 72/8. Maddesi" Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi ---ispata mecburdur." hükmüne amir olup davacı borçlu olmadığı parayı haciz baskısı sebebiyle ödediği iddiasıyla davalıdan iadesi istemli eldeki davayı açtığı, İİK 72/8. Madde hükmü ile özel yetkili mahkeme düzenlemesinin yapıldığı, icra takibinin ----- gerçekleştirildiği, davalının yerleşim yerinin -------olduğu, bu haliyle mahkememizin yetkili olmayıp ----- yetkili olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        İlk Derece Mahkemesi "...Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, davacının istirdat davası açma imkanı varken 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açmadığı anlaşıldığından,..." gerekçesi ile davanın usulden reddine karar vermiştir....

          Dava, İİK.'nun 72/7. Maddesi kapsamında içılan istirdat davası olup, İİK'nun 72/son maddesinde istirdat davası için iki özel yetki kuralı öngörmüştür. Buna göre, istirdat davası davalı alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilecektir. Dava konusu icra takibi İstanbul 18. İcra Müdürlüğünce yapılmıştır. Davalının yerleşim yeri ise.... olup, yer itibarıyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki sınırları içerisindedir. Bu durumda davacı istirdat davasını İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açabilir. Davacı ise davayı belirtilen bu mahkemede değil, Diyarbakır'da açmıştır. Bu durumda tercih hakkı davalıda olup, davalı süresi içerisinde usulüne uygun olarak ileri sürdüğü yetki itirazında yerleşim yeri Mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir....

            E dosyasına yazı yazılmış, alınan cevaptan müflis şirket hakkında verilen 2019/895 K sayılı iflas kararının İstanbul BAM 17.HD'nin 18/02/2021 tarihli 2020/2382 E 2021/222 K sayılı ilamıyla kaldırıldığı, dosyanın yeni esasa kaydedilerek iflasın ertelenmesi talepli advaya yeni esas üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır. İİK md 235'e göre kayıt kabul davaları iflas tasfiyesinde iflas sıra cetveline alacak kayıt talepli davalar olup, iflas kararının kaldırılmasıyla birlikte iflas idaresinin görevi sona erdiğinden ve müflis şirket yeniden temsil yetkisini ve taraf sıfatını kazandığından, davacının müflis şirkete karşı alacak davası şeklinde taleplerini yöneltme imkanına kavuşması nedeniyle, mahkememizce iflas masasına kayıt kabul hükmü kurulması imkansız hale gelmiş yani dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....

              Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tapuya tescil edildiği 18009 ada 1 sayılı parsel halen Belediye üzerinde kayıtlı olduğu diğer parsellerin de belediye tarafından kooperatiflere satılıp adlarına tapuya tescil edildiği, dava konusu 18037 ada 1 sayılı parselin 895 sayılı parsel içinde kalan bölümünün tahsisinin kaldırılmadığı, İdare Mahkemesi ve Danıştay'ın yukarıda sözü edilen kararlarına konu olmadığı, halen 383.218 m2 yüzölçümlü 895 sayılı parselin çap sınırı içinde bulunduğu, 18037 ada 1 sayılı parselin dava konusu eidlen ve 895 sayılı parsel içinde kalan bölümünün mükerrer olduğu ve halen 895 sayılı parselin çap sınırı içinde kalmaya devam ettiği, komşu 327 sayılı parselin 1998 yılında yapılan ifrazı sırasında 895 sayılı parsele tecavüz edilerek dava konusu 18037 ada 1 sayılı parselin çapının oluşturulduğu ve 03.11.1988 tarihinde belediye adına tescil edildikten sonra 28.12.1998 tarihinde ... ... ...'...

                İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz iktisap nedenine dayalı alacak davası olduğunu, mahkemece istirdat davası olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını, TBK 82 md.nin dikkate alınması gerektiğini, zenginleşenin geri verme borcunun doğumu için kusurlu olması şartı da aranmadığını, alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, TBK 161 md gereğince zamanaşımının ileri sürülemeden resen dikkate alınmayacağını, eksik inceleme yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir., GEREKÇE Dava, İİK 72/7. maddesi gereğince açılan istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi gereğince kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının talebi; Bursa ... İcra Dairesi'nin ......

                  Yine giderlerle ilgili 11. md. göre de nakliye, personel, konaklama ve yemek giderlerinin yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. İhtarname içeriklerinden ve dosya kapsamından davalının teslim ile ilgili sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği, sözleşmenin feshinde davacının haklı olduğu, bu nedenle teminat çekinden ötürü davacının borcunun bulunmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede, menfi tespit davası açıldıktan sonra 25.04.2014 tarihinde dava konusu çekin ödendiği bankadan gelen yazıdan anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK.'nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası istirdat davasına dönüşmüştür....

                    İİK 72/7 m. uyarınca, takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilecek olup, buna göre İİK 72/7 m. uyarınca istirdat davası açılabilmesi için bir icra takibinin mevcut olması gerekir. Dava konusu çek hakkında başlatılan bir icra takibi mevcut olmadığından İİK 72/7 m. uyarınca istirdat davası koşulları mevcut değil ise de, davacının ihtirazi kayıtla ödediği tutarı koşullarının mevcut olması halinde TBK 77 vd. m. uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep etmesi mümkündür....

                      UYAP Entegrasyonu