Üçüncü şahısların istihkak iddialarını ise 228. Maddede düzenlenmiş olup buna göre üçüncü şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulan eşyanın kendilerine verilip verilmeyeceğini iflas idaresi kararlaştırır. İflas idaresi istihkak iddiasını reddederse, üçüncü şahsa icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük bir mühlet verir. Bu müddet içinde üçüncü şahıs masaya karşı istihkak davası açmazsa istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. Görüldüğü gibi burada İİK nın 97-99. Maddelerine paralel bir düzenleme yapılmamıştır. İİK nın 99. Maddesinde malın üçüncü şahsın zilyetliğinde haczolunması halinde icra müdürünün alacaklıya istihkak davası açması için yedi günlük süre vereceği hükme bağlanmıştır. O halde İİK da iflasta üçüncü şahsın elinde iken deftere kaydedilen mallarla ilgili icra mahkemesinde görülecek bir iflas davası hakkında düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda söz konusu malların mülkiyeti ancak genel mahkemelerde açılacak bir dava ile belirlenebilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, dava dilekçesi ile Kozan İcra Müdürlüğünün 2007/288 Talimat sayılı dosyasından, borçluların borcundan dolayı, davacı 3.kişinin borçlu ...den kiraladığı ve 3.kişinin ektiği buğday mahsulünün 23.05.2007 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir....
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin ibraz ettiği adi yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak ve kiracılık sıfatı kapsamında istihkak davası açtığı, ancak kira sözleşmesinde borcun sadece taraflar yönünden sonuç doğuracağı, borç ilişkisinden kaynaklanan şahsi hakların sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemeyeceği ve üçüncü kişinin bu anlamda istihkak davası bakımından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı, müdahil davacı açısından ise 11.07.2014 tarihli haciz sırasında davacı üçüncü kişi şirket temsilcisinin kira sözleşmesine dayalı olarak istihkak iddiasında bulunduğu, İİK'nin 96. vd. hükümlerine göre istihkak prosedürünün söz konusu üçüncü kişi bakımından yürütüldüğü, asli müdahale talebinde bulunan firmanın mülkiyet beyanına dayalı olarak yürütülmüş bir prosedürün söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili ve müdahil davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, taraflar arasında usulüne uygun olarak yapılmış bir iş yeri devrinin söz konusu olmadığı, adi yazılı şekilde düzenlenmiş devir sözleşmesinin dava tarihinden sonra düzenlenmiş olduğu, birleşen dosyada davacı tarafından dosyaya sunulan faturaların her zaman düzenlenebileceği, borçlu şirket yetkilisinin eşi ... tarafından 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğu, 3.kişi ile ... kardeş olduğu birlikte değerlendirildiğinde, yapılan devir işleminin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesi ile asıl dosyada davanın kabulüne, 3.kişinin istihkak iddiasının reddine; birleşen dosyada ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen dosyada davacı, asıl dosyada davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, alacaklının İİK’nun 99 maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebi; birleşen dava ise,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir....
Davalı (alacaklı) vekili, ticaret sicil kaydına göre dava konusu haciz adresinde borçlunun faaliyet gösterdiğini, evrak aramasında borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, iki şirket arasında ortaklar itibarı ile organik bağ bulunduğunu, istihkak iddiasının da alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü, öte yandan sunulan delillerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli kabul edilemeyeceğini belirterek davaların reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuş, birleşen istihkak iddiasının reddi davasının ise kabulüne karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
Bankası'ndan 184.000,00-TL EFT yaptığını, faturalardan da anlaşılacağı gibi haczedilen bütün mahcuz mallar müvekkil şirkete ait olduğundan, istihkak iddialarının kabulü ile satışın durdurulmasına ve mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılarak, davalı alacaklının %40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın yasal süresinde açılmadığını, davacı 3.kişinin istihkak iddiasının alacağın tahsilini geciktirmek için kötü niyetli olarak yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı alacaklı vekili, 02.10.2015 tarihinde borçlular ile üçüncü kişinin oğullarının birlikte yaşadıkları ev adresinde yapılan haciz sırasında davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasının alacaklılardan mal kaçırma amacıyla öne sürüldüğünü açıklayarak, davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Özel Eğitim rehabilitasyon Merkezi’ndeki hissesini 12.03.2008 tarihinde noter sözleşmesi ile İrfan Özel’e devrettiği ve kurumla ortaklık ilişkisinin kalmadığı, devam etse bile adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ortağın kişisel alacaklılarının adi şirkete doğrudan doğruya başvuramayacakları” gerekçesi ile şikayetin kabulü ve haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı alacaklının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2.Dava dilekçesinde, icra memuru işleminin iptali istenmişse de; dilekçedeki açıklamalardan uyuşmazlığın, İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkin olduğu açıktır....
Davalı 3. kişiler, mahcuzların satışı ile ilgili pazarlık aşamasında adi ortaklıklarının resmi olarak kurulmaması ve henüz ellerinde çek defteri bulunmaması nedeni ile dava dışı ...Tekstil firması adına fatura düzenlendiğini, ancak mahcuzun kendilerine teslim edildiğini iddia etmekte iseler de; davalı 3. kişilerin adi ortaklık şirketi 19.04.2013 tarihinde kurulmuş olup, bunun yanında haciz tutanağında mahcuzların seri numaraları belirtilmesine karşın, faturalarda seri numarası yer almadığı, borçlunun ticari defterinin kapanış tasdiki olmadığı, ayrıca, haczin yapıldığı yere ilişkin sunulan kira sözleşmesi adi nitelikte olup, borçlu tarafından 3. kişi adına kiralandığı görülmektedir. Bu durumda, davalı 3. kişi tarafından delil olarak sunulan belgelerin, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmedikleri ve mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadıklarının kabulü gerekir....
DAVA Davacı 3. kişi vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin haciz konulan “...” isimli gemiyi 07.05.2017 tarihli satış sözleşmesi ile 350.000,00 TL’ye satın aldığını, satış bedelini ödediğini, borçludan kaynaklanan nedenlerle tescilin geciktiğini, satış tarihinden itibaren teknenin zilyetliği, bakımı ve kullanımının müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin geminin tüm masraflarını karşıladığını, haczin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; haciz tarihinde gemi sicilinde kayıtlı malikin davacı olmayıp takip borçlusu ... olduğunu, davacının sunduğu adi yazılı satım sözleşmesinin geçerli bir devir sözleşmesi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....