WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesince talebin İcra Müdürlüğü işlemini şikayete yönelik olduğu, her ne kadar davacı tarafından davanın istihkak iddiası olarak incelenmesi için 12.06.2014 tarihinde ıslah dilekçesi verilmiş ise de ıslah yoluyla şikayet talebinin istihkak davasına çevrilmesinin mümkün olmadığı ve ıslah talebinin harçlandırılmadığı gerekçeleriyle davacının talebi şikayet olarak değerlendirerek yargılamaya devam edilmiş ve şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası ile İİK 96-97 maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde şikayet talebinin yanında mülkiyet iddiasından da söz edilmiş, ayrıca 12.06.2014 tarihli dilekçe ile de mülkiyet iddiası tekrarlanmıştır....

    Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. 1-1086 sayılı HUMK’nun 512/1. maddesine göre eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde istihkak davasının açılabileceği açıkça düzenlenmişti....

      Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası ile davalı alacaklının İİK’nun 97/17. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Davacı üçüncü kişi vekili, karar düzeltme istemli dilekçesinde, davalı alacaklının ayrı bir dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasının maddi ve hukuki bağlantı bulunduğu gerekçesi ile istihkak davası ile birleştirilmesine karar verildiğini, ancak tasarrufun iptali davasının açılabilmesinin ön koşulu olan geçici ve kesin aciz belgesinin bulunması gerektiği gözardı edilerek esasa girildiğini ifade etmiştir. Ne var ki; İİK'nun 97/17. maddesinde ‘’İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı, bu Kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir..’’ düzenlemesine yer verilmiş olup, yukarıda yer verilen ve kesinleşen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.3.2012 tarih 2012/1251- 3286 Esas, karar sayılı ilamın da ‘’......

        nin yetkilisinin.. olduğu ve .. şirket yetkilisi olmadığından üçüncü kişi lehine dördüncü kişinin yapmış olduğu istihkak iddiasının geçerli bulunmadığı ve süresi içinde üçüncü kişi şirket yetkilisi tarafından yapılmış istihkak iddiası bulunmadığından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istihkak iddiasının reddine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı... ve ...vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmün, İİK'nun 96-97-99 maddelerin uygulamasına ilişkin bölümü bakımından; İİK'nın 363. maddesi gereğince, İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir....

          İstihkak davalarında alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi ile ilgili yasal düzenleme İİK’nun 97/13. maddesinde yer almaktadır. Buna göre; alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi için üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddinin yanı sıra teminat karşılığı takibin durdurulması kararının da verilmiş olması gerekir. Somut olayda Mahkemece kararlaştırılan teminat üçüncü kişi tarafından yatırılmamıştır. Bu durumda alacaklı yararına gecikme tazminatına hükmedilebilmesi için aranan yasal koşulların gerçekleştiği kabul edilmemelidir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. 2004 sayılı İİK'nun 97/13. maddesinde: "İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur...” düzenlemesi yer almaktadır. Ancak 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile tazminat oranı % 20 olarak değiştirilmiştir. Bu durumda 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile yürürlüğe giren bu değişiklik nedeni ile bu tarihten itibaren tazminat oranının % 20 olarak uygulanması gerekir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde yapılan hacze ilişkin davacı tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından istihkak iddiasının İİK 97. Maddesine göre değerlendirildiği, istihkak iddiasında bulunan şirket tarafından müdürlük işlemine karşı şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu, davalı alacaklı vekili tarafından 31.01.2022 tarihli dilekçe ile haczedilen mallar üzerindeki istihkak iddiasının ve davanın kabul edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu, davayı kabul beyanında bulunan davalı alacaklı vekilinin davalı alacaklı vekaletnamesinde kabul yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır....

              İcra Hukuk Mahkemesinin 16.5.2019 tarih, 20 2019/376 Esas, 2019/356 Karar sayılı kararı ile, İİK’nın 97. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, üçüncü kişinin zilyetliğindeki malların haczedilmiş sayılacağı ve istihkak iddiasının İİK’nın 99. maddesi gereğince değerlendirileceği, bu suretle İİK’nın 97/1.-3. maddeleri ve 36. maddesi gereğince haczedilen mahcuz malların niteliği ve asıl alacak miktarı dikkate alınarak 50.000 TL teminat mukabilinde takibin talikine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulmadığı görülmüştür. Anılan karar, 26.8.2019 tarihinde üçüncü kişiye tebliğ edilmiş ise de, süresi içinde üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılmamıştır....

                Öte yandan, istihkak iddiasını daha önce ileri sürme olanağı bulamayan 3. kişi, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, hacizli mal hakkında, görevli ve yetkili Mahkemede istihkak davası açabilir ( İİK 97/9. md). Eldeki dava da, doğrudan açılmış olup, bunu engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ne var ki bu durumda da dava konusu haczin dava tarihinden önce öğrenilip öğrenilmediği hususu önem taşımaktadır....

                  Şti. lehine kötü niyetli olarak istihkak iddia ettiğini, mahalde bulunan malların istihkaklı olarak haczedilerek istihkak iddiasının değerlendirilmesi hususunun esas icra müdürlüğüne bırakıldığını, icra müdürlüğü tarafından 26/11/2021 tarihli karar ile ''Haciz yapılan adresin 3. şahısın adresi olması, haciz mahalinde herhangi bir evrak bulunamaması ve haczedilen malların borçluya ait olduğuna dair belge sunulamaması sebebi ile İİK'nın 99 uyarınca alacaklı vekiline istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verilmesine '' şeklinde karar oluşturulduğunu, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, icra müdürünün haciz mahallinde borçluya ait belge ve dayanak bulunmasına rağmen işbu kararı verdiğini, lehine istihkak iddiasında bulunulan şirket ile dosya borçlusu şirketin takibe konu borcun doğumundan sonraki bir tarih olan 25/08/2021 tarihe kadar ticari faaliyetlerini aynı adreste sürdürdüğünü, söz konusu adresin borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olduğunu, istihkak iddiasında...

                  UYAP Entegrasyonu