Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ipoteğin terkin işleminin iptaline ve ipotek hakkının devam ettiğinin tespitine ilişkin kararda icra müdürlüğünce yerine getirilecek bir hüküm bulunmamasına, ipotekli taşınmaz üzerine 150/c şerhi konulması veya kaldırılmasına ilişkin bir işlem hususunda karar verilmemiş olmasına, icra müdürlüğünün alacağın temliki yönündeki işlemlerin tapu müdürlüğüne bildirilmesi konusunda bir yükümlülüğünün olmamasına, ipotek tescil edildikten sonra temin ettiği alacağın temlikiyle birlikte bu hakkın temlik alana geçeceğine, alacağın temliki ve ipotek tesisi işlemlerinin icra takibi dışındaki işlemler olmasına, şikayet reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırılık olmamasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara...
SAVUNMA: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; davacının toplamda 2 bağımsız bölüm için ipotek tesisi yapılmasını talep etmişse de, davacı ve yüklenici firma arasındaki sözleşme uyarınca ipotek tesislerinin yapılmasının kat karşılığı inşaat işinin tam ve eksiksiz olarak bitirilmesi şartına bağlandığını, idarelerince 102 numaralı bağımsız bölüme ipotek tesisi yapılması için tapu müdürlüğüne müracaatta bulunulduğunu ve akabinde tescil işlemlerinin gerçekleştirildiğini, mevcut durum itibariyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla kat karşılığı inşaat işinin tam ve eksiksiz olarak bitirilmesine müteakip anılan diğer bağımsız bölümler üzerinde ipotek tesis edilmesi için idarelerince müracaatta bulunulacağını, esasen sözleşmedeki şartlar oluşmadığından idarelerinin ipoteklerin tesisi için işlem yapma zorunluluğunun da bulunmadığını, her ne kadar bir takım bağımsız bölümler için ipotek tesisi sağlanmışsa da, sözleşme uyarınca tescil edilmiş ipoteklerin fekkine...
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 6.10.1972 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 33.000.00 TL. için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir....
yönetim kurulu ... tarih ... sayılı karar ile kooperatif yönetim kurulunun krediye şahsi kefil olması, üyelerinin hisselerine düşen kredi borçlarını ödememe olasılığına istinaden her bir üyeye düşecek bağımsız bölüm üzerine ... lehine ipotek konulmasına karar verildiğini ve müvekkiline düşen ... nolu bağımsız bölüm üzerine ... tarih ve ... yevmiye no ile ... TL bedelli ipotek şerhi davalı lehine konulduğunu, müvekkilinin,... nolu bağımsız bölümün yapılmasından kaynaklı hissesine düşen tüm borçlarını ... Kooperatifine ödendiğini ve ... nolu bağımsız bölümü ... tarihinde adına tescil ettirdiğini, davalı, ... ... başkalığına yeniden seçilemediğini, ... nolu bağımsız üzerine konulan ... tarih ve ... yevmiye no ile ipotek davalı lehine olduğu için ......
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin fahiş belirlendiğini, bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, ipotek bedelinin ödendiğini ileri sürmüştür. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılması yasal usule uygun olduğu, mahkemece iade kararı gereğince işlem yapıldığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
İpotek, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir. (TMK.m.881). Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. İlerde doğacak veya doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ) ipoteğidir. Eğer mevcut bir alacak için ipotek kurulmuşsa, alacağın geçerli olması gerekir. Zira, ipotekle alacak arasında çok sıkı bir birliktelik vardır. Alacak varsa ipotek kabul edilir. Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK.m.19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir husus, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz....
Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK.m.19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir husus, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz. Bununla birlikte ipotek, eğer mevcut bir alacak için kurulmuşsa, bunun tutarının ipotek sözleşmesinde gösterilmesi yeterlidir. Bu durumda ipotek sözleşmesi, aynı zamanda bir borç ikrarı görevi de görebilir (BK.m.17). Rehin sözleşmesinin kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını kapsadığı durumlarda, alacaklı sanki bir mahkeme kararına dayanıyormuşcasına ilamlı takiplere özgü yoldan yararlanabilir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacı ... vekili ..., 22.05.2014 tarihli vekaletnameye dayanarak, davalı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/558 Esas, 2013/140 Karar sayılı dosyasından dava açtıklarını ve taşınmazın müvekkil adına hükmen tescil edildiğini, ancak davalının taşınmaz üzerindeki ipoteğini terkin etmediğini ileri sürerek, ipoteğin terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...'in adına kayıtlı taşınmazın yine dava dışı ... Ltd.Şti'nin borçlarının teminatı olarak müvekkil lehine ipotek tesis edildiğini, malikin değişmesinin ipoteği hükümden düşürmeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı adına hükmen tescil edildiği ve davalı bankanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği malik olan ...'in maddi durumunu araştırması gerektiği, bu nedenle iyi niyet savunmasının dinlenilmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu ipotek, 02.08.2011 tarihinde kayden malik ... tarafından dava dışı ... ...Ltd.Şti.'...
Uygulamada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra yüklenici henüz edimlerini yerine getirmeden; arsa sahibi, arsa veya kat irtifak tapularını veya bir kısmını yüklenici adına tescil ettirmekte ve yüklenici finans ihtiyacını karşılamak için devredilen bağımsız bölüm veya arsa hisselerini üçüncü kişilere satmaktadır. Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir. Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden ipotek alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin ipotek tesis ederken kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir. Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir....
Mahkemece, kaldırılması dava konusu yapılan ipotek kesin borç ipoteği olduğundan, 10 TL ipotek bedelinin davacı tarafından depo edildiğinden, ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....