Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı davacıların vekili ile davalı ... arasında dava konusu taşınmazın satışının 06.06.2011 tarihinde yapıldığı, ancak vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle ... aleyhine tapu iptali tescil davası açıldığı, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2013 tarihli kesinleşen ilamı ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malikleri davacılar adına tesciline karar verildiği, bunun için taşınmaz üzerindeki 06.06.2011 tarihinden sonraki şerhlerin de davacılar yönünden geçersiz sayılacağı, ancak bu durumun ipotek alacaklısı banka ile ipotek borçlusu diğer davalı arasındaki ilişkiyi sonlandırmadığı gerekçesiyle taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılmasına ve ipotek alacaklısı banka ile borçlusu ... arasında borç- alacak ilişkisi olduğunun tespitine karar verilmiştir....
Davalı, yargılamanın devamı sırasında 07.10.2008 tarihli dilekçesi ile savunma yoluyla taşkın kısmın adına tescilini istemiş, eldeki davada hüküm verilmesinden sonra 20.10.2008 tarihinde temliken tescil istemli dava açmıştır. Davalının Mustafakemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1258 esas numarasında açtığı tescil istemli davanın sonucu eldeki dava sonucunu etkileyecek niteliktedir. Bu nedenle, HUMK’nun 45. maddesinde belirtilen yol izlenerek, eldeki dava ile Mustafakemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1258 esas numarasında kayıtlı dava birleştirilerek görülmelidir. Yukarıda açıklanan nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taşınmazın satışının yapılacağı gün ipotek evrakları ile birlikte T6'ne başvuru yapan müvekkilin başvurusunun bu evraklar doğrultusunca sonuçlandırılmadığını, Müdürlük tarafından müvekkiline taşınmaz üzerinde herhangi bir ipotek bulunmadığı, kendisine ait kredi ipotek evraklarının 1. Derecede hazırlanması gerektiği şeklinde bildirilmesi üzerine, müvekkil tarafından tekrar konut kredisi ipotek evraklarının, 1. Dereceden ipotek kaydı tesisi amacıyla değiştirilmesi için Türk Ekonomi Bankasına müracaat edildiğini, Bankaca evrakların üzerinde, ikinci derecede hazırlanan ipotek evrakları birinci dereceden ipotek tesis edilecek şekilde değiştirilmiştir....
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davalılar vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, davaya konu ipoteğin 4 aylık süre ile kurulduğunu ve süreli ipotek olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ipotek alacaklısının bütün mirasçılarının birlikte hareket etmesi gerekip davacıların dava ehliyetinin bulunmadığını, ipotek alacaklısının gerektiğinde ipoteğin paraya çevrilmesini isteyerek alacağını taşınmazın satış bedelinden tahsil etme hakkı bulunmakla rayiç bedel talebinde bulunamayacağını, ipotek sözleşmesine göre ipoteğin faizsiz kurulduğunun anlaşıldığını, ödenecek meblağın ipotek sözleşmesindeki 4.000 lira ile sınırlı olup davaya konu ipoteğin 03/04/1970 tarihinde kurulduğunu ve ipotek bedelinin davacıların mirasbırakanına ödendiğini, ancak davacıların mirasbırakanının ipotek bedelini aldıktan sonra ...’dan ayrılması nedeniyle ipoteğin kaldırılamadığını, ... 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemli davada, davanın HMK.'nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemli davada tazminat bedelinin saklı tutulan kısmının tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmî Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.” 3.6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile eklenen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 12 nci maddesi. 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/03/2018 NUMARASI : 2017/554 ESAS - 2018/289 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (Tescil İstemli) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket lehine 19/10/1977 tarihinde Çatalca Tapu Sicil Müdürlüğünde Çatalca ilçesi, Kestanelik köyü, 6 pafta 1218 parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, ipotek değeri olarak da 4.000,0000TL 'sinin belirtildiğini, ancak bu ipotek değeri belirlenirken taşınmazın resmi ekspertiz değerinin 26.500,00TL olarak sözleşmede yer aldığını, bu durumda konulmuş bulunan ipotek değerinin, taşınmazın değerinin %15,094' ü oranında olduğunun ortaya koyduğunu, davalı tarafın Çatalca İcra Müdürlüğünde 2017/222 Esas sayılı dosya ile ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, ipotek bedelinin hesaplanması için İcra Müdürlüğüne yaptırılmış 72,57 TL 'nin dosyaya yatırıldığını, daha...
A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, şirketler arasında daha sonra herhangi bir ticari faaliyetin bulunmadığını, hatta müvekkilinin bu şirketlere de hiçbir borcu olmamasına rağmen müvekkili hakkında davalı şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurduğunu ve müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazda 2. derecede ipotek alacaklısı olduğunu, ipoteğin davacının iddiasının aksine teminat değil karz ipoteği olduğunu, zaten ipotek senedinde de teminata dair herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacının borcunu zamanında ödemediğini, ipotek takibinin kesinleştiğini ve davacının ipotek tarihinden 13 yıl sonra bu talebini ileri sürmesinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Dosya içerisindeki 12.05.2004 tarihli ipotek akit tablosuna göre "......'dan almış olduğum ve alacağım borçların teminatını teşkil etmek üzere 2. derece F.B.K müddetli bila faizli olarak 40.000.000.000 (kırkmilyar) TL bedelle ... adına" şeklindeki beyan gereğince ipotek tesis edildiği, akit tablosuna göre ipoteğin teminat ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. Teminatın üst sınırı ise 40.000,00 TL’dir....
Birleştirme kararı verilen Ankara 1.Tüketici Mahkemesi’nin 2009/590Esas sayılı dosyası ile tescil istemini diğer arsa maliklerine yöneltmiş; yine birleştirme kararı verilen Ankara 2.Tüketici Mahkemesi’nin 2009/515Esas sayılı dosyası ile de, dava konusu taşınmaza tapuda satış yoluyla malik olan davalı ... ...’a muvazaa nedenine dayalı tescil istemli davasını yöneltmiştir. Mahkemece, birleşen davalar ile asıl davadaki tapu iptali tescil istemi ve ceza-i şartın tahsili istemlerinin reddine; 45.000TL alacağın davalı ...’dan dava tarihinden itibaren işleyen faizi ile alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... ... vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, yüklenicinin temliki nedenine dayalı tapu iptal tescil ile tazminat, ikinci kademede alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Hüküm mahkemelerince verilen nihai kararların temyiz edilebileceği HUMK’nun 427. maddesinde düzenlenmiştir....