Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipotek tescil istemi (tedbir) talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalının maliki olduğu ... Evlerinin yapımı için dava dışı yüklenici ... Müh. İnş. Ltd. Şti'ne beton temin ettiğini, bu nedenle evlerin değerinin arttığını belirterek TMK'nun 893. maddesi uyarınca kanuni ipotek hakkının tescili istemiyle açtığı davada TMK'nun 1011/1 hükmü uyarınca kanuni ipotek hakkının güvence altına alınması için geçici tescil şerhi verilmesini talep etmiştir....

    , dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve şerhin.....borcuna ilişkin olduğu,.......adına yapılan tescil işlemi geçmişe etkili olarak feshedildiğinden, davacının taşınmazı satın aldığı......ait olan taşınmazın......tarafından ipotek edilmesi de mümkün olmayacağından, .....ait mülkiyet hakkı başından itibaren geçersiz olacağından bu kişinin borcu nedeniyle yapılan ipotek işlemi ve İ.İ.K. madde 150/c şerhinin de geçersiz hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, .......bağımsız bölümün tapu kaydında mevcut 14/07/1997 tarih ve 8070 yevmiye, 13/02/1998 tarih 948 yevmiye ile konulan ipotek ve 150/C şerhleri ile bu ipotek nedeni ile konulmuş haciz şerhlerinin terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ipoteğin ve ipotek dışındaki şerhlerin kaldırılması istemine ilişkindir....

      Davacı Hazinenin mülkiyet hakkından kaynaklanan kanuni ipotek hakkı yolsuz tescil sebebiyle zedelenmiş ise bunun mahkemece düzeltilmesi olanaklıdır. Aksi takdirde davalı sebepsiz zenginleşmiş olacaktır. Yapılan bu saptamaya göre ayni hakkın davalı adına yolsuz tescil edilmiş bulunduğu hükmen belirlendiğinden ve davacı Hazine yolsuz tescil edilen ve terkini gereken bir hakka dayanarak kaydın terkinini isteyebileceğinden davanın kabulü yerine yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 04.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

        in adına temlik yapılması ile birlikte aynı anda ipotek tesis işleminin gerçekleştirilmesi, 13646 yevmiye işlemi ile satış işleminin yapılmasından hemen sonra 13675 yevmiye numarası ile davalı ... adına vekaleten Abdurrahman Onur ile yapılan ipotek tesis işlemi, tapu alınır alınmaz malikin hazır olduğu Tapu Müdürlüğünde ipotek alacaklısının da hazır olması ve taşınmazın keşifte belirlenen değeri 110.000,00 TL olmasına rağmen, 300.000,00 TL üzerinden ipotek tesis edilmesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...'ın iyi niyetli olmadığı, ayrıca davalı ...'ın borçlusu olan yüklenici davalı ...'in ipotek tesisi esnasına kadar adına kayıtlı olan taşınmazı bilmemesinin mümkün olmadığı, davalı ... tarafından adına yolsuz tescil yapılan taşınmazı davalı ...'...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ipotek ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin 1 inci fıkrasında “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır....

            Somut olayda da, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 12 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere ipotek konulması için düzenlenen 26.03.2007 tarihli resmi senet içeriği senede aykırı olarak sadece 12 numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edilmiş gibi kayda aktarılmıştır. Kaydına ipotek tescil edilmeyen 13 numaralı bağımsız bölüm borçlu tarafından satın alınmış yeni malik de taşınmaz için bir başka ipotek sözleşmesi düzenlemiş, bu ipotek kayda tescil edilmiştir. Yanlışlığı fark eden tapu sicil müdürlüğü ilgililere düzeltim için bildirimde bulunmuş, ancak düzeltmeye onay verilmemesi üzerine tapu sicil müdürlüğü adına Hazine vekili tarafından eldeki dava açılmıştır. Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 1007. Maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarda Devlet sorumludur. Anılan maddenin 2.fıkrasına göre de, Devlet zararın doğmasına neden olan görevlilere rücu etme hakkına sahiptir....

              Değerlendirme 1.4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca aile konutu üzerine ipotek konulması davacı eşin rızası dışında gerçekleşmişse yolsuz tescil nedeniyle ipoteğin kaldırılması gerekmektedir. Ne var ki, ipotek işleminin geçersiz olması cebri icra sonucu kazanılmış olan dava konusu taşınmazın mülkiyetini geçersiz kılmaz. Diğer bir anlatımla sebebe bağlılık ilkesi tescil dışı kazanmaları kapsayacak şekilde uygulanamaz. 2. İpotek tesis tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın “aile konutu” olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen üçüncü kişinin kazanımı iyiniyetli olması halinde korunur. Zira, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmiş değildir. Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen davalının kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü bunu iddia edene düşer. 3....

                Davalı vekili, davalı ile dava dışı şirket arasında akdedilen bankacılık sözleşmesi uyarınca kredi açılıp kulladırıldığını,kredilerin teminatı olarak dava konusu dava dışı şirketin maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini,davalının lehine ipoteğin 27.07.2007 tarihinde tescil edilmiş olup,tapu kaydının dava dışı şirket adına olduğunu,ipotek tescil tarihinde taşınmaz üzerinde hiç bir takyidatın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının dava konusu olan 6130 parsel sayılı 3. Kat 6 no'lu bağımsız bölümü dava dışı 3. kişi konumunda olan ... ... ... Ltd....

                  Müvekkil bankanın kötüniyetinden söz edilemeyeceği gibi, bu kazanımı hukuk düzeni tarafından korunması gerektiğini, kaldı ki dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere ilgili taşınmaz 2011 yılında Metin Demirtürk adına tapuda tescil edildiğini, bu tescil dolayısı ile tapu kaydına güvenen müvekkil, alacağını işbu ipotek tesisi ile güvence altına aldığını düşünmekte iyi niyetli olduğunu, işbu ipotek tesisinin 2012 yılında gerçekleştiğini, davacının iddialarında bahsettiği tapu iptal ve tescil davası ise 2013 yılında açıldığını, bu dava nedeniyle de tapu kaydına bir şerh işlenmediğini, kaldı ki bu dava nedeniyle tapu kaydına bir şerh işlenmiş olsaydı dahi 2011 yılında taşınmazı adına tescil ile kazanan Metin Demirtürk'ün müvekkile olan borcu nedeniyle konan ipotek 2012 tarihli olduğundan tapu iptal ve tescil davasından önce ipotek tesis edilmiş olup, ipoteğin sıhhatini etkilemez ve taşınmazı hangi yolla olursa olsun iktisap eden herkesi bağlayacağını, ipoteğin devam edeceğini, bir ayni hak...

                  Somut olayda, tescili istenen ipotek akit tablolarının resmi şekilde gösterilmiş gibi düzenlendiği, başka işlemlerin yevmiye numaralarının verildiği, diğer bir anlatımla ipotek tesisi prosedürünün sahte belgelerle gerçekleşmiş gibi gösterildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi akit tablosu resmi şekilde düzenlenip yevmiye numarası almasına rağmen hatalı olarak ipoteğin tapuya tescil edilmemesi durumunda ipotek hak sahibi olan tescilin sağlanması ve tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi bu hakkı tanımıştır. Davacı da ipotek akit tablolarının resmi şekilde düzenlendiği inancıyla eldeki davayı açmıştır. Kısaca söylemek gerekirse davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacının tescilini istediği ipotek hakkı doğmadığından davanın reddi bu nedenlerle doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu