Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a satış suretiyle devrettiğini, ikinci el alıcı ...nın alım gücü bulunmadığını, temliklerin muvazaalı yapıldığını, son kayıt malikinin tapu kaydının iptalini zorlaştırmak adına tapu kaydı üzerine davalı banka lehine anlaşmalı olarak ipotek şerhi tesis ettirdiğini ileri sürerek, taşınmazın 1/2 payının iptali ile adına tescilini ve ipotek şerhinin terkinini istemiştir. Davalı ..., taşınmazı ......'dan satın aldığını, davacıyı tanımadığını, taşınmazın üzerinde satılık ilanı bulunduğunu, mal sahipleri ile irtibata geçerek taşınmazı 180.000,00 TL bedelle satın aldığını ve Türkiye Ekonomi Bankasından havale yoluyla gönderdiğini, bakiye bedeli elden verdiğini, satın aldığı şahısların da İstanbul 10. İcra Dairesinin cebri icra satışı ile edindiklerini, iyiniyetli olduğunu, kullandığı kredi karşılığı da ipotek tesis edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı banka, temliklerle ilgili ilişkileri bilmelerinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur....

    Davalı vekili, taşınmaz malikinin taşınmazı ipotek ile birlikte ve ipotek belgesinde düzenlenen tüm hükümlerle birlikte devraldığını, davacının ipotek limiti kadar sorumluluğunun devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının taşınmaz maliki olarak üçüncü kişi konumunda olduğu, sorumluluğunun ipotekli taşınmaz ile sınırlı olduğu, taşınmazın paraya çevrilmesi halinde taşınmaz maliki olarak davacının sorumluluğunun da sona ereceği, hakkında düzenlenen rehin açığı belgesi nedeniyle borçlu kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının ipotekli taşınmaz bedeli dışında (rehin açığı belgesinde belirtilen) 773.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Mahkememizde ipotek tesisine ilişkin bir dava yoktur. İpotek tesisi talepli dava asliye hukuk mahkemesinde görülmektedir. Bu dava, anılan davaya delil olsun ve ipotek miktarı belli olsun diye açılmıştır. Davanın tarafları arasındaki akdi ilişkiye bağlı olarak açılan davada, bu davadan dolaylı biçimde etkilenecek kişilerin beyanları sonuca etkili olmayacaktır. Daha açık bir ifade ile inşaatçı ipoteği tesisi için açılan davada yüklenici ve taşeron arasındaki alacak davasında verilen beyan ve ifade etkili olmaz. Alt yüklenicinin yükleniciye karşı açtığı davanın kabul edilmesi iş (arsa) sahibi yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Davanın ihbar edilmiş olması da sonucu değiştirmez. Zira asliye hukuk mahkemesinde görülen veya görülecek olan davada sadece belli bir bedeli olan eserin inşa edildiğinin yahut inşa edilen kısmın bedelinin ne kadar olduğunun ispatı yeterli değildir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili kurumun dava dışı borçlu ... alacaklarından olduğunu, borçlu ... aleyhine icra takibi yapıldığını, borçlunun üçüncü şahıslarda bulunan alacağının tahsili için haciz uygulandığını, müvekkili kurumun alacağının 22/10/2014 tarihli sıra cetvelinde 7. sıraya kayıt edildiğini, müvekkilinin alacağının imtiyazlı alacaklardan olduğu için işçi alacağı ve ipotek alacaklarından sonra üçüncü sırada yer alması gerektiğini, birinci sıraya kaydı yapılan davalı ... Ltd Şti'nin alacağının imtiyazlı ve rücuen alacaklardan olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İcra İflas Kanunu 206. Maddesinde alacakların sıra cetvelinde ne şekilde yapılacağı belirlendiği, davacı tarafın ... 7....

          İcra Müdürlüğü'nün 2011/4226 Esas sayılı dosyası ile 52.836,00 TL'lik alacak üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, yangının oluşumunda sigortalının asli ve tam kusurlu olduğunu, kiracının elektrik tesisatındaki sıkıntıyı derhal gidermesi ve BK'nun 256/3. maddesi gereği kiralayana derhal ihbar etmesi gerektiğini, bu nedenle yangının oluşmasına sebebiyet veren sigortalının kendi kusuru ile iliyet bağını kestiğini, sigortalıya ödenen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 15.300,00 TL asıl alacak ve 550,80 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

            İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda, dava konusu Kars İli, Merkez İlçesi, Cumhuriyet Mah. 307 ada,31 parsel sayılı taşınmaz, davacı adına kayıtlı olup, 09/10/1996 tarihli sözleşme gereği, Ak Sigorta A.Ş.'nin, dava dışı Yokuş Tic. Ltd. Şti. ile arasındaki acentelik faaliyetleri dolayısıyla, teminat amaçlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde 250.000.000,00 ETL tutarlı davalı lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır....

            , kendisinin taşınmazı ipotekli olarak devraldığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle tarafı dahil edilerek kredi borcu olan 429.452,29TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığını, kendisi sözleşme ve yasal mevzuat gereği söz konusu borcun ipotek bedeli olan 105.000,00TL açısından sorumlu olduğunu, bu nedenle Niğde İcra Müdürlüğünün 2019/8815 Esas sayılı dosyasında ipotek bedeli olan 105.000,00TL'nin mahsubundan sonra kalan miktar ve ferileri açısından takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Birleşen davada uyuşmazlığın çözümü için taşınmaz rehninin bir türü olan ipotek hakkının incelenmesi gerekir. Bilindiği üzere; ipotek hakkının doğması için ilk şart tapu kütüğüne geçerli bir tescilin yapılmasıdır. İkinci şart ise kazanma sebebinin dışında, ondan bağımsız olan bir temel ilişkinin varlığıdır. Buna ipoteğin alacağa bağlılığı ilkesi denmektedir. Bu ilke gereği, ipotek hakkının doğması lehine ipotek tesis edilenin geçerli bir alacak hakkının varlığını gerekli kılar. Öyle ki ipoteğin tescili sırasında lehine ipotek tesis edilenin geçerli bir alacak hakkı yoksa ipotek hakkı doğmaz ve o tescil yolsuz olur. Daha ötesi mevcut olmayan bir alacak için ipotek tesis edilmiş ve bu ipotek hakkı iyiniyetli üçüncü kişiye devredilmiş olsa dahi, iyiniyetli üçüncü kişi 4721 Sayılı Kanunun 1023 maddesi hükümlerinden faydalanamaz....

              İcra Müdürlüğü’nün 2013/561 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, yapılan takibe borçlu-davalı şirket tarafından itiraz edildiği, davac....Süt A.Ş.’nin itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi ile dava açtığı, davaya cevap ve delil bildirme süresi içerisinde davalı-borçlu şirketin herhangi bir bilgi, belge ve beyan sunmadığı, borcu ödediğini ya da borcunun olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, alacak miktarının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar süresi içinde davalı şirket ve dosyada sıfatı olmayan dava dış... tarafından temyiz edilmiştir. 1-...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılar ile aralarında hizmet sözleşmeleri bulunduğunu, dava dışı işçinin açtığı dava sonucu işçilik alacakları kapsamında işçiye 9.516,51TL ödediklerini, bu miktardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, 9.516,51TL'nin faiziyle birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsilini istemiştir. Davalılar, tensiben karar verildiğinden davaya cevap vermemişlerdir....

                  UYAP Entegrasyonu