Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı, davalı sigorta şirketinin acentesi olduğunu, acente sözleşmesi gereği tapuda adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, ipoteğin acentelik sözleşmesinin devamında acentenin hatalı iş ve işlemlerinden kaynaklanabilecek, şirketin muhtemel maddi zararlarının acentenin mal varlığından karşılanması amacına yönelik konulduğunu, davalının Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı alacak davasında aldığı ilamı icraya koyduğunu, ipotek alacaklısı ile ilamlı icra alacaklısının aynı şirket olduğunu belirterek ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilebilecekken, ilamlı icra yolu ile takip yapılması nedeniyle ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin fekkini gerektirecek fiili ve hukuki bir sebebin mevcut olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının kesinleşen Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/36 Esas 2009/179 Karar sayılı ilamında, davalı ......

    Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/2. maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz; davacı ... ile davalılar ... (... kızı), ... (... kızı) ve ...'ın ortak murisi ... adına kayıtlı olup taşınmazın üzerinde ... lehine 27.450,00ETL bedelli, 25.10.1980 ödeme tarihli, faizsiz ipotek şerhi mevcuttur. İpotek lehtarı... 06.03.2003 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçılarından ipotek borçlusu ... 28.02.2012 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda ipotek borçlusu ...'ın mirasçısı olan ... (... kızı), davada ipotek lehtarı ... 'ın mirasçısı olarak da yer aldığından davaya muvafakati gerekmemektedir....

      Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların imzaladıkları sözleşmeye göre kredi borcundan sorumlu oldukları, ödeme yapan sözleşme dışı davacının geçerli bir alacak temlik sözleşmesiyle takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazların iptaline, icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı asıl borçlu şirket lehine verilen ipotek, ipotek tarihi itibariyle davalılardan ...’in hisseli olarak malik olduğu iki ayrı gayrimenkule ilişkin olup ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip 08.01.2012 tarihinde başlatılmıştır. Ancak takip tarihi itibariyle takip dayanağı gayrimenkullerde davalı ...’in malik sıfatı bulunmamaktadır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davacı borçlunun ipotek veren 3. kişi olduğu, takip konusu İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, İkitelli-2 Mah. 415 Ada, 1 parselde kayıtlı, No: 203, K:2'de bulunan taşınmazın maliki bulunduğu, ihalesi yapılan Adana İli, Seyhan İlçesi, Uçakalanı Mah. 1806 Ada, 15 parselde kayıtlı taşınmazın malikinin dava dışı ipotek veren Celal Güven olduğu, davacının maliki olmadığı taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine, işin esasına girilmediğinden para cezası verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir....

        nin borçlu olarak gösterildiğini, ancak davalının icra takibine dayanak olarak sunduğu ipotek akit tablosu ve ilgili protokol incelendiğinde; müvekkili şirketin protokol ve ipotekten haberinin dahi olmadığını, imzasının ve kaşesinin bulunmadığını, İİK'nın 149 maddesi uyarınca kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarında bulunmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, ipotek alacağa ve temel borç ilişkisine bağlı bir hak olduğunu, bunların bulunmadığı veya geçersiz olduğu durumlarda ipotek hakkından bahsedilemeyeceği gibi tescil nedeniyle sadece görünürde var olan ipoteğe dayanılarak icra takibi yapılmayacağını, ipoteğe dayanak olarak gösterilen protokolün ve borç ilişkisinin herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, nitekim protokolün 3. kişi olan müvekkil T3 ile davalı arasında yapıldığı, var olmayan bir alacak ve borç ilişkisine dayanılarak işlem tesis edildiği anlaşıldığını, yani geçerli bir alacak veya borç ilişkisi bulunmadığından protokol ve ipotek...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Uyuşmazlık, Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesinden kaynaklanan sigorta ile ilgili rücuen tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi yoktur. TBK.nun 69. maddesine dayalı yapı malikinin sorumluluğuna dayanılmaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            bulunan 95.000,00 TL'lik ipotek alacaklısının halefinin davacı T1 olduğunun tespitine karar verilmiştir....

            - KARAR - Davacı vekili, davacıların murisi olan Sakin Kafadır’ın taşınmazını davalı kooperatife devrederek bedeli karşılığı lehine 4.900,000,000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin ödenmemesi üzerine ipotek alacağına karşılık davalının 10 adet daireyi vermeyi taahhüt ettiğini ancak bu taahüdünü de yerine getirmediğini, davalının ipoteğinin fekki talepli açtığı dava ile bu durumun kesim hüküm ile sabit olduğunu ileri sürerek bu dairlerin tapu iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              tesis ettirdiğini, oysaki taraflar arasında geçerli bir gemi inşa sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle davalı tarafın gemiler üzerine ipotek tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu ve ipoteklerin yasal süre olan 3 aylık hak düşürücü sürede tesis edilmediğini, ayrıca davalının ipotek tesisi istemine gerekçe olarak gösterdiği alacak iddialarına ilişkin olarak açtığı davalarda kanuni ipotek tesisi isteminde de bulunduğunu ancak mahkemece bu istemlerinin reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalı tarafından yaptırılan kanuni ipotek tescilinin yasal koşullarının mevcut olmadığını ileri sürerek; söz konusu ipoteklerin iptali ile gemi sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                KARAR Davacı, davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 1085 parsel nolu taşınmazdaki davalı hisselerini haricen satın aldığını, satış bedeline karşılık çeşitli vade ve tarihlerde bonolar tanzim ederek davalılara verdiğini, ayrıca bu bonoların ödenmesine teminat olmak üzere kendisine ait taşınmaz üzerine davalılar lehine 16.6.1988 tarihinde ipotek tesis edildiğini, bono bedellerini davalılara ödeyerek borcunu bitirdiği halde teminat mahiyetinde olan ipoteğin kaldırılmaması sebebiyle açtığı ipoteğin fekki davasını kazandığını, davalıların haricen kendisine sattıkları taşınmazdaki hisselerini dava dışı 3. kişiye noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile satmaları üzerine bu şahsın açtığı tapu iptal ve tescil davasının kabul edilerek taşınmazın 3. şahıs adına tesciline karar verildiğini, aralarındaki harici satış geçersiz olsa bile davalıların tahsil ettiği bedeli iade borcu bulunduğunu, ileri sürerek satışa konu hisselerin dava tarihi itibariyle değerinin tespiti ile şimdilik 400.000.000.000...

                  UYAP Entegrasyonu