HUKUK DAİRESİ E. 2013/16221 K. 2014/608 T. 20.1.2014 ) Aynı yönde “Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,sözleşmesel ilişki nedeniyle davacı lehine tapu kaydında yer alan intifa hakkının dava tarihinde ve halen sürmekte olduğu,intifa hakkının aynı sözleşme nedeniyle davacı lehine bir kazandırım teşkil ettiği ve henüz davacı lehine olan bu durumun ortadan kalkmadığı, intifa ve bayilik sözleşmeleri ayakta iken, sözleşmelerin geçersiz hale geleceğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak böyle bir alacak davası açılamayacağını, dava tarihinden sonra intifa hakkının terkini gerçekleşmiş olsa dahi davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
E sayılı dosyası ile cezai şart ve kar mahrumiyeti konulu bir dava ikame edildiğini, akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesinin ve protokolün ihlali nedeni ile davalılardan cezai şart alacaklarının bulunduğunu, akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesinin 27.1 maddesinde Bayinin bu sözleşmede yer alan hususlardan herhangi birisine uymaması halinde şirketin işleticiden uyulmayan her hususu için 50.000 USD cezai şart talep etmeye, zarar ziyan kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmeye yetkili zarar ziyan kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmeye yetkilidir hükmünün olduğunu, davalıların sözleşmeye ve tonaj taahhütlerine aykırı davranışları nedeni ile davalılar Akaryakıt İstasyonu işletme sözleşmesi uyarınca müvekkili şirkete 50.000 Usd cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, alacakları nedeni ile ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
Mah, 1127 ada 1, 2 ve 3 parsel, 1139 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların müşterek maliki olduğunu, taşınmazlar üzerinde bulunan ...şerhi sebebiyle hisseleri üzerinde tesis edilen müşterek ipoteğin terkini için 28/11/2013 ve 29/11/2013 tarihlerinde toplam 1.629.115,00 TL tahsil edildiğini, ancak taşınmazların taviz bedeline tabi ıcareteynlı veya mukaatalı vakıf niteliğinde olmadığını, söz konusu taşınmazların gayri sahih nitelikle vakfedilebilen miri arazi niteliğinde olduğunu, Vakıflar Kanunu m. 18’e göre taviz bedeli talep edilemeyeceğini, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğini belirterek, neticede; 1.629.115,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tâhsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.01.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini ve menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılan 2008/1102 sayılı icra dosyasına borçlu olunmadığının tespiti, 102 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki mevcut ipoteğin terkini, icra takibinin iptali ve takibin haksız ve kötüniyetle yapılmış olunması nedeniyle kötüniyet tazminatı istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın esası ile ilgili savunmada bulunmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazı 1984 yılında satın aldığını ancak 320 ETL borcu kaldığını, borcunu 3 ay içinde ödeyemediğinden dava konusu taşınmaza ipotek konulduğunu, bakiye borcun ödendiğini ve taşınmazı 28 yıldır kendisinin kullandığını, bu sebeplerle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece....Açılan davada eski tarihli ipoteğin hukuki bir değerinin kalmadığı, iddiası ile terkini istenmekle yapılan incelemede dava konusu taşınmazın rehinler hanesinde davalıların murisinin lehine 100.000,00 eski TL tutarlı ipotek kaydının olduğu, ipoteğin alınan borca karşılık karz ipoteği olduğu, ipotek akit tablosunda bila faiz ve 1 yıl vade kaydı bulunduğu, buna göre anılan tarihe kadar faiz ödenmeden geçecek süreli ifade ettiği, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2012/12329 sayılı ilamında aynı nitelikteki karz ipoteklerinde belirlenen ipotek bedeline herhangi bir güncelleme yapılmaksızın ipotek akit tablosundaki vadeye göre yasal faizle birlikte bedelin hesaplanması ve depo ettirilmesi gerektiği ve depo edilen bedel mukabilinde davanın kabulü ile ipoteğin terkini gerektiği belirtilmekle bu doğrultuda bilirkişiye ipoteğin vadesine göre bedeli hesaplattırılmış, davacı tarafından da verilen sürede bedel depo edildiğinden yukarıda belirtilen Yargıtay...
Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda, taraflar arasındaki ipotek akit tablosunda davalı lehine olan ipoteği davacının davalıdan almış olduğu mala karşılık tesis olunduğu yazılıdır. İpoteğin tesis nedeni resmi senette “satın alınan mal” olarak gösterildiğinden aksinin savunulması halinde savunan tarafın iddiasını aynı şekle tabi yazılı delille kanıtlanması gerekir. Çünkü ipoteğin kapsamını resmi akit tablosu tayin eder. Davalı, davacının yapmış olduğu ödemeleri reddetmediğinden ve davacı ile başka bir akti ilişkisi olduğunu yazılı delille kanıtlayamadığından davanın kabulünde bir yanılgı yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 9.4.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....