Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

    E sayılı dosyası ile cezai şart ve kar mahrumiyeti konulu bir dava ikame edildiğini, akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesinin ve protokolün ihlali nedeni ile davalılardan cezai şart alacaklarının bulunduğunu, akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesinin 27.1 maddesinde Bayinin bu sözleşmede yer alan hususlardan herhangi birisine uymaması halinde şirketin işleticiden uyulmayan her hususu için 50.000 USD cezai şart talep etmeye, zarar ziyan kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmeye yetkili zarar ziyan kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmeye yetkilidir hükmünün olduğunu, davalıların sözleşmeye ve tonaj taahhütlerine aykırı davranışları nedeni ile davalılar Akaryakıt İstasyonu işletme sözleşmesi uyarınca müvekkili şirkete 50.000 Usd cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, alacakları nedeni ile ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ......

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece....Açılan davada eski tarihli ipoteğin hukuki bir değerinin kalmadığı, iddiası ile terkini istenmekle yapılan incelemede dava konusu taşınmazın rehinler hanesinde davalıların murisinin lehine 100.000,00 eski TL tutarlı ipotek kaydının olduğu, ipoteğin alınan borca karşılık karz ipoteği olduğu, ipotek akit tablosunda bila faiz ve 1 yıl vade kaydı bulunduğu, buna göre anılan tarihe kadar faiz ödenmeden geçecek süreli ifade ettiği, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2012/12329 sayılı ilamında aynı nitelikteki karz ipoteklerinde belirlenen ipotek bedeline herhangi bir güncelleme yapılmaksızın ipotek akit tablosundaki vadeye göre yasal faizle birlikte bedelin hesaplanması ve depo ettirilmesi gerektiği ve depo edilen bedel mukabilinde davanın kabulü ile ipoteğin terkini gerektiği belirtilmekle bu doğrultuda bilirkişiye ipoteğin vadesine göre bedeli hesaplattırılmış, davacı tarafından da verilen sürede bedel depo edildiğinden yukarıda belirtilen Yargıtay...

      Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda, taraflar arasındaki ipotek akit tablosunda davalı lehine olan ipoteği davacının davalıdan almış olduğu mala karşılık tesis olunduğu yazılıdır. İpoteğin tesis nedeni resmi senette “satın alınan mal” olarak gösterildiğinden aksinin savunulması halinde savunan tarafın iddiasını aynı şekle tabi yazılı delille kanıtlanması gerekir. Çünkü ipoteğin kapsamını resmi akit tablosu tayin eder. Davalı, davacının yapmış olduğu ödemeleri reddetmediğinden ve davacı ile başka bir akti ilişkisi olduğunu yazılı delille kanıtlayamadığından davanın kabulünde bir yanılgı yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 9.4.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren kimse tarafından kullanılan muhdesatın, taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip kapsamında taşınmazın satıldığı anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....

          CEVAP Davalı; görev ve hak düşürücü süre yönünden itirazlarının bulunduğunu, davaya konu ipoteğin davacı tarafından eşinin bilgisi ve rızası dahilinde tesis edildiğini, davacının hem aile konutu olan taşınmaz üzerinde ticari menfaatin gerçekleşmesi için ipotek tesis ettirdiğini, hem de eşinin dava açmasını sağlayarak aile konutu olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekkine sebep olduğunu, sebepsiz zenginleşme söz konusu ise, sebepsiz zenginleşenin icra dosyası borçlusu olduğunu, davacının haklı olduğu kabul edilse bile yalnızca taşınmazın satış bedelinin kendisine ödenmesini talep edebileceğini, daha önce temerrüde düşürülmediğinden ve her halükarda ortada haklı bir talep olmadığından faiz talep edebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. III....

            Kabule göre de; mahkemece, sadece "Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın isteminin kabulü ile teknik bilirkişinin yapmış olduğu rapor çerçevesindeki hesaplanan değer üzerinde ipoteğin fekkine" şeklinde HUMK.nun 389. maddesine aykırı olarak infazı mümkün bulunmayacak şekilde karar tesisi yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                  Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                    UYAP Entegrasyonu