Dolayısıyla davalı tarafın davacıya karşı ipoteği kaldırma borcu bulunmakla birlikte davacıya herhangi bir ödeme borcu bulunmamaktadır. 01.01.2017 tarihine kadar ipoteğin kaldırılmaması halinde kararlaştırılan bir cezai şart bulunmadığı gibi ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası da bulunmamaktadır. Bu nedenle takip konusu yönünden davacının temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağı söz konusu değildir. Hal böyle olunca mahkemenin çekin kambiyo vasfını yitirdiği ve sebepsiz zenginleşme iddiasının TTK'nın 732. Maddesine dayalı olduğu hususları nazara alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK'nın 355....
Dolayısıyla davalı tarafın davacıya karşı ipoteği kaldırma borcu bulunmakla birlikte davacıya herhangi bir ödeme borcu bulunmamaktadır. 01.01.2017 tarihine kadar ipoteğin kaldırılmaması halinde kararlaştırılan bir cezai şart bulunmadığı gibi ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası da bulunmamaktadır. Bu nedenle takip konusu yönünden davacının temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağı söz konusu değildir. Hal böyle olunca mahkemenin çekin kambiyo vasfını yitirdiği ve sebepsiz zenginleşme iddiasının TTK'nın 732. Maddesine dayalı olduğu hususları nazara alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK'nın 355....
Davacının ipoteğin terkinine ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde; Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği açıktır. Somut olayda; ihbar olunan Ziraat Bankası aleyhine usulünce açılmış bir dava bulunmadığından, bozulan önceki kararlarda ipoteğin terkini talebinin reddi yönünde hüküm kurulması usuli kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Hal böyle olunca; ipoteğin terkini talebiyle ilgili olarak usulünce açılmış bir dava bulunmadığına göre, ipoteğin terkini talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, ipoteğin terkini talebinin reddi yönünde esastan hüküm kurulması doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün değinilen yönden düzeltilmesi gerekmiştir. V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; temyize konu Lüleburgaz 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.11.2009 ve 22.04.2010 gününde verilen dilekçeler ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Asıl dava ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Birleşen davada ise ipoteğe dayalı icra takibi sebebiyle menfi tespit isteminde bulunulmuştur. Asıl ve birleşen davanın davalıları savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, her iki davanın kabulüyle ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü birleşen davanın davalısı ... temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.12.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar İnci ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 187 sayılı parselin tapu kaydı üzerinde mevcut ipoteğin terkini istemiyle açılmıştır. İpotek alacaklısının mirasçıları, ipotek bedelinin güncelleştirilerek ödenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipotek akit tablosunda kararlaştırılan vade geçtiğinden bahisle ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, ipotek alacaklısı mirasçılarından ... ve ... temyiz etmiştir....
nin yaptığı sözleşme dışında kalan ipoteklerin fekkini davalı bankanın gerçekleştirmesinin hukuken mümkün olmadığını, temlik sonrasında ...'nin müvekkilini ibra ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazların malikinin davacı şirket olduğu, taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 22.05.2003 tarih ve 842 yevmiye nolu 100.000 TL bedelli ikinci derecede ipotek kaydının bulunduğu, bu ipoteğin önceki malik ve diğer davacı ...'nin banka ile olan ilişkisine istinaden meydana getirildiği ilk malik ile banka arasındaki ipotek ilişkisinin sona ermesine ve tüm başvurulara rağmen banka tarafından ipoteğin terkin işleminin yaptırılmadığı, bu nedenle ancak mahkeme kararı ile terkinin mümkün olduğu, fiilen biten ipotek ilişkisi ile ilgili kaydın terkini gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davacının taşınmazın satış bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 23.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, davalının borcu nedeniyle ipotek konulan taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir....
Mahkemece, davanın kabulü ile, 131.312 TL. alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 61.maddesinin 1.cümlesine göre, haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşmeden sözedilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.9.2006 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece asıl alacak ve gecikme faizi bilirkişiye hesaplattırılıp depo ettirilmesi koşuluyla ipoteğin terkini hüküm altına alınmış davalının dava açılmasına neden olmadığı gerekçe yapılarak da yargılama giderleri davacılar üzerinde bırakılmıştır. Hükmü yargılama giderlerine yönelik olarak davacılar temyiz etmiştir....
Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Davacıların babaları F.. Y..'a verdikleri vekaletnamenin 21.02.2007 tarihli; ipotek akdinin ise 17.10.2007 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Vekaletnamenin verildiği tarihle ipotek akdi tarihi arasında 8 aylık süre olup vekil F.. Y..'a 04.06.2009 tarihinde yönetim kayyımı atanmıştır. Bu davalarda zamanaşımı süresi işlemesi mümkün değildir....