Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkı 12/09/2007 tarihinde 15 yıl süre ile tesis edilmiştir. Talep, ... Kurumu kararı nedeni ile sona eren intifa hakkı süresi için davacı tarafından davalı bayi adına yapılan bayilik hizmet bedelinin bakiyesinin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında tahsili istemli açılan dava 30.07.2013 tarihinde açılmış olup, intifanın terkini ise henüz yapılmamıştır. Bu durumda, davanın açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin bu hakkın kullanımı yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. O halde dava tarihi olan 30/07/2013 itibariyle intifa hakkının terkin edilmediği ve sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmediğinden, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmamaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 Tarih, 2020/5020Esas, 2021/3459 Karar sayılı ilamı)....

    Davalı bankanın iflas ve tasfiye halinde olması nedeni ile Davalı banka mektubu gelir kaydetme işlemini gerçekleştiremediğini, teminat mektubunu geçerlilik süresi 30.04.2009 tarihinde dolduğu halde ve bu tarih sonrasında herhangi bir geçerliliği kalmadığı halde davalı bankanın tasfiye işlemlerine dair süreç içerisinde ... Genel Müdürlüğüne ödeme yapılacağı varsayımı ile müvekkilin taşınmazının paraya çevrilmesi amacıyla davalı banka avukatı tarafından 25.09.2020 tarihli ... Gayrimenkul Satış İcra Dairesi ......

      Noterliği ihtarı ile cevap, itiraz ve karşı ihtar çekildiğini, bu halde, ortada iş bu ipoteğin teminat altına aldığı bir borç olmamasına rağmen ipotek sebepsiz ve hukuksuz olarak tapuda yer aldığını, davacı ...'...

        Ancak;Mahkemece her ne kadar bankaya yazılan müzekkerede tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen bedele yansıtılarak kamulaştırma bedelinin ödenmesi hususunda talimat verilmiş ise de, ipoteğin bedele yansıtılması konusunda hüküm kurulmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak eklenmek üzere (Tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Noterliği'nin 17.04.2018 tarih ve 07723 yevmiye sayılı ihtarı çekerek davaya konu ipoteği paraya çevireceği ihtar ettiği belirtilerek, davacı tarafından verilen ipoteğin sebepsiz ve hukuksuz olarak tapuda yer aldığı; bu nedenle İzmit İli Körfez Mahallesi 2531 Ada 3 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde 23.12.2010 tarih ve 16876 yevmiye sayılı ipoteğin bedelinin davacının ve lehine ipotek verilen Mek Lojistik Taşımacılık ve Kimyasal Ürünler İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.'nin borcunun olmadığının menfi olarak tespiti ile ipoteğin konusuz ve sebepsiz kalması sebebi ile tapu kaydının silinmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

          Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2011 tarih ve 2010/3-727 E., 2011/75 K.; Dairemizin 12.03.2014 tarih ve 2013/8037 E., 2014/1827 K.; 07.09.2015 tarih ve 2014/9969 E., 2015/5634 K.; 19.10.2015 tarih ve 2014/9196 E., 2015/6667 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; 6098 sayılı TBK ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'ndaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

            Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 818 sayılı BK.nun 61-66.maddeleri (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddeleri) gereğince, sebepsiz zenginleşme; ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, bina ve muhtesatın satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Dosyada mevcut bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacıya ait taşınmazın dava konusu taşınmaz değerini nasıl etkilediğinin belirlenmesi mümkün olmadığı gibi, konunun uzmanlık alanı içerisinde olmadığını belirtmiş; ancak, muhdesat değerinin paydaşlara yansıtılmasında, dava tarihindeki arz ve muhdesat değeri toplamı ile tüm taşınmaz değeri nazara alınarak ve oranlama yapılmak suretiyle belirlenen meblağ doğrultusunda davacının davalılardan talep edebileceği meblağ belirlenmiş, mahkemece söz konusu rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir....

              Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu ilamda davacı tarafın açtığı ipoteğin terkini davasının reddedildiğini, karşı dava olarak açtıkları alacak davasının kabul edildiğini, taşınmazın aynı ile ilişkilendirilmeden kurulan karar münasebetiyle başlattıkları takibin iptaline dair verilen kararın dosya kapsamına aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,33 vd.maddeleri uyarınca açılmış ilamlı takibin iptali istemine yönelik şikayettir....

              Somut olayda; Davacı, taşınmazın 2015 yılında inşaat halinde iken davalı T4'dan satın aldığını belirterek sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebinde bulunduğu, davalı T7, taşınmaz satışı ile bir ilgisinin bulunmadığını, davalı T4 davacı şirket yetkilisine 15/10/2020 tarihli kira sözleşmesi ile taşınmazın kiralandığını belirttikleri, Davalı T7 tarafından 18/12/2007 tarihinde tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla takip yapıldığının anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davacı vekilinin, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup asıl davada davacı karşı davalı arsa sahibi sözleşmenin geriye etkili feshi, tapu iptâl tescili, tapu üzerinde bulunan şerhlerin terkini, fesih nedeni ile uğranılan zararların tazmini ile inşaata yapılan el atmanın önlenmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise ayıplı ve eksik işlerin bedelinin tahsili, düşük verilen m2’nin tapusunun iptâli ya da bedelinin tahsili, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybının tahsili, numaralandırma sisteminin değiştirilmesi sonucu uğranılan zararlar ile iskân alınmaması nedeni ile oluşan değer kaybının tazminini talep etmiş, davalı karşı davacı yüklenici ise karşı davasında tapular üzerinde mevcut olan ipoteğin fekkini talep etmiş, mahkemece ıslah da değerlendirilerek asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı-karşı davalı arsa sahibi vekilince temyiz edilmiştir. 492...

                UYAP Entegrasyonu