Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde; .... T.A.Ş lehine muhtelif tarih ve derecelerde ipotekler tesis edildiği görülmektedir....
Somut olayda, ... ilçesi ... ada ... parsel, ... bağımsız bölüm üzerinde haciz tarihinden önce 18.03.2010 tarihli ... lehine tesis edilmiş ipoteğin mevcut olduğu, ...'nın 22.08.2014 tarihli ipotek fek talepnamesi ile ipoteğin fekkinin talep edildiği ve 31.10.2014 tarihinde tapudan terkin edildiği görülmektedir. Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aslolan ipoteğin fek tarihi değil, ipoteğe ilişkin borcun ödenmesi tarihidir. Bu tarihin tespitine göre haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekir. Temyiz dilekçesi ekinde sunulan 21.01.2015 tarihli belgede, ipotek alacaklısı ... tarafından kredi borcunun 04.10.2011 tarihinde ödeme yapılarak kredinin kapatıldığının belirtildiği görülmektedir....
Bankası ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, haciz şerhlerinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kaldırılması istemini içeren davaların ipotek alacaklısına karşı yöneltilerek açılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının paydaşı olduğu 148 ada 115 parsel sayılı taşınmazda davacı payını da kapsayacak şekilde, 27.01.1997 gün ve 379 yevmiye numara ile ... Bankası ... yararına, 5.000,00 bedelli ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava, tapu müdürlüğüne ve icra müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır....
yasal dayanağının kalmadığından ipoteğin terkinine karar verildiği görülmüştür....
ne devretmiş olup davacılar ipoteğin taşınmazların icra yoluyla paraya çevrilmesi nedeniyle davaya tazminat davası olarak devam ettiklerini beyanla 2.711.000,00TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir....
Davaya konu somut olayda, davacı kurum tarafından, 28.09.2004 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat eden 1479 Sayılı Yasa kapsamındaki sigortalısının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları nedeniyle oluşan kurum zararının, aslen kazada tam kusurlu olduğu belirtilen ve şöför olarak kabul edilen ....’in de aynı kazada vefatı nedeniyle mirasçıları olarak davalılardan tahsilini istemiş, davadan hemen sonra davalılar tarafından mirasın hükmen reddi definde bulunulması ve ayrı bir dava açılması nedeniyle, o davada (... Asliye hukuk Mahkemesinin 2013/315 Esas ve 2013/639 K. sayılı Kararı) verilen mahkeme kararının kesinleştiği kanaatiyle mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; aslen anılan mahkeme kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmakta olup, mahkemece bu kararın kesinleşmesini bekletici mesele yapmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kesinleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
İpoteğin kapsamına gemi, gemi payı, bütünleyici parça, eklenti, gemi yerine geçen satış veya kamulaştırma bedeli, malikinin menfaatinin, malik veya onun lehine bir başkası tarafından sigorta ettirilmiş olması halinde sigorta tazminatı ve tazminat istemleri girer. Bütünleyici parçalar, gemiden geçici bir amaç için olmamak şartıyla ayrılıp uzaklaştırılırlarsa ipotek bunları kapsamaz (Doç. Dr. Hacı Kara, Deniz ESAS NO : 2021/7290 Ticareti Hukuku, 2020, s. 102-103). Diğer bir deyişle, gemi ipoteğinde bütünleyici parçaların ipoteğin kapsamından çıkarılmasında bütünleyici parçalar eklentiler gibi kabul edilmiştir. Somut olayda, Torlak adlı yüzer havuz Milli Gemi Siciline kayıtlı olup, şikayetçi ve borçlu arasında noterde düzenlenen gemi ipoteği sözleşmeleri 23.10.2008 ve 05.08.2010 tarihlerinde sicile şerh edilmiştir. Haciz tarihi dikkate alındığında bütünleyici parçaların gemi ipoteğinin kapsamında kaldığı kabul edilmelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2019 NUMARASI : 2018/69 ESAS - 2019/140 KARAR DAVA KONUSU : KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan Ankara İli Sincan İlçesi Meraşal Çakmak Mahallesi 958 Ada 15 Parsel H Blok 14 nolu bağımsız bölümün müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında davalı banka lehine konulan ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip sonunda cebri icra yoluyla satıldığını, ipoteğin fekkine yönelik açtıkları davada davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar tesis edilip dava tarihi itibariyle haklı olmaları sebebiyle davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verildiğini, haklı olduklarının ortaya çıktığını, ipoteğin paraya çevrilmesi sebebiyle...
İcra Dairelerinde başlatılan ilamsız icra takiplerinin işbu ipoteğin paraya çevrilmesi istemiyle başlatılan icra takibine engel teşkil etmeyeceği, takipte ipotekli taşınmaz maliklerinin de borçlu olarak yer aldıkları gerekçesiyle şikayetin reddine, tazminata hükmedileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine karar vermiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 10.İcra Dairesi'nin 2019/5015 Esas sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde zorunlu takip arkadaşları Hülya Emre ve Taciser Taş'a takip talebinde ve icra emrinde borçlu olarak yer verilmediğini, takibe sonradan dahil edilmelerinin de yasal olarak mümkün olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmazlar sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneği getirtilerek, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak, zorunlu ipotek olup olmadığı; zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olmadığı kanaatine varılması halinde meskeniyet şikayeti değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir....