Somut olayda, davacı vekili 600.- TL bedelli ipoteğin fekki ve maddi tazminat talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, ipoteğin fekkine, maddi tazminat talebinin reddine karar karar verilmiş olup, bu kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 25.05.2021 günlü ilamıyla onanmış, bu ilama davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de, kabul edilen kısım itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kaldığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin miktar yönünden reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İpoteğin kaldırılmasının diğer bir yöntemi de ipotekli borcun ödenmemesi halinde alacaklının taşınmaz malı icra marifetiyle sattırması ve satış bedelinden alacağını almış olması durumudur. Bu gibi hallerde, kesinleşmiş ihale sonucu taşınmaz mal ihale alıcısı adına tescil edileceğinden ilgili icra müdürlüğü tapudan taşınmazın ihale alıcısına tescili ve ipoteğin terkinini talep eder. Miktarı ipoteğin tesisi anında belli olacak alacaklar için ana para ipoteği, miktarı ipoteğin tesisi anında belli olmayan, fakat ileride gerçekleşecek alacaklar için ise üst sınır ipoteği kurulur. (TMK Md. 851). Ana para ipoteğinde taşınmazın teminat altına aldığı miktar rehin sözleşmesinde yazılı olan meblağ, üst sınır ipoteğinde ise ilerde tahakkuku muhtemel alacağın tahakkuk eden ve fakat üst sınır olarak belirlenen meblağı geçemeyecek olan kısmıdır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini dava yoluyla isteyebilir....
sürerek ipoteğin kaldırılması ve satış işlemlerinin durdurulmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
sırasında dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde başlatılan icra takibi sonucunda taşınmazın davalı banka adına tescil edildiği, davanın konusuz kaldığı, İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi raporuna göre dava konusu muvafakatnamedeki imzanın davacının el ürünü olmadığının belirtildiği, alınan raporun Yargıtay İçtihatlarına, objektif ve hukuki kriterlere uygun olduğu; davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talebinin dava konusuz kaldığı gerekçesiyle davacının ipoteğin kaldırılmasına yönelik talebinin konusuz kalması sebebiyle bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; davacının tazminat talebine yönelik terditli talebi yönünden ise; davacı vekilinin dava konusunu değeri sebebi ile banka aleyhine tazminat davasına dönüştüreceklerine dair beyan dilekçesi sunduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinde dava konusunun değeri halinde davacıya seçimlik hak tanınmış olup eski malike karşı tazminat davası...
Mahkemece, tapu iptal tescil davası tefrik edilmiş,ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması talebinin ise reddine karar verilmiştir. Davacının, aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle, tapu iptal tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, tapu iptal tescil davasının kabulüne karar verilmesi halinde ise, davalı banka vekilinin sunduğu, davacının ipotek tesisine onay verdiğine ilişkin 02.06.2011 tarihli "muvafakatname", davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, bu belgenin delil olarak değerlendirilmesi gerekmektedir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi Gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Eldeki davada, dava konusu 2309 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde davalı kooperatif lehine 35.000 TL miktarında birinci dereceli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir.Dosya kapsamından ipotek borcunun yargılama aşamasında 25.04.2011 tarihinde ödenmiştir.Bu durumda davalı kooperatif dava tarihi itibariyle davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Takip dayanağı 06.12.2005 tarih ve 9790 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin, 2.200.000,00 YTL. için düzenlendiği ve kesin borç ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. İpoteğin, kesin borç ipoteği olması nedeniyle, borçluya İİK.nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK.nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek yoktur. Bu durumda İİK.nun 149. maddesinde öngörülen koşullar oluşmuş olup, borçluya icra emri gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece, borçlunun şikayetleri incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kaldırılması istemi içeren davaların ipotek alacaklısına karşı yöneltilerek açılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının maliki olduğu 3112 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, 20.09.1915 gün ve ... yevmiye numara ile ... oğlu ... yararına, 40,00 ETL bedelli ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava, tapu sicil müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Tapu kütüğünde ve dayanak belgelerde ipotek alacaklısı şahıs olarak belirtilmiş olup mahkemece, ipotek alacaklısının belirlenmesi için araştırma yapılmamıştır....
Somut olayda, taşınmazın kaydına 24.11.2010 tarihinde haciz uygulandığı ve bu tarihte taşınmaz üzerinde,...Finansal Kiralama A.Ş. adına 03.07.2007 tarihli ve 6292 yevmiye numaralı ipoteğin mevcut olduğu, mahkemece yeterli araştırma yapılmaksızın taşınmaz üzerine konulan ipoteğin zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Mahkemece, taşınmaz üzerine...Finansal Kiralama A.Ş. lehine konulan ipoteğe ilişkin ipotek akit tablosunun tapudan, ipotekle ilgili kayıt ve belgelerin adı geçen şirketten getirtilerek ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığının, zorunlu ipotek olmasa bile haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK'nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 183 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... oğlu ... lehine ipotek şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; dava, ipotek lehdarı olmadığı halde ... mirasçıları aleyine yöneltilmiş olup, ipoteğin kaldırılması davası ipotek lehdarına karşı açılabileceğinden davalılara husumet yöneltilerek sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....