İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından icra takibinin dayanağı olan 03.05.2017 tarih ve 4347 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, “...ipoteğin alacaklı lehine 1.000.000,00- TL bedelle tesis edildiği...” görülmüş olduğu , bu haliyle takip dayanağı ipoteğin, kesin borç (karz) ipoteği niteliğinde olduğu . doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa, başvurulacak yolun, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğu , ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı ,ayrıca takip konusu ipoteğin, kesin borç ipoteği olduğundan alacaklının takip başlatabilmesi için borçluya ihtarname göndermesine gerek olmadığı ,yine İİK'nun 167. maddesine göre kambiyo takibi yanı sıra ipotekli takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, zira mevcut takip de alacağın “tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla” tahsilinin istendiğinin anlaşılmış...
. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerine ait bağımsız bölümler üzerine tapunun 27.04.1993 tarih ve 3404 yevmiye sayılı işlemi ile ...Bankası A.Ş lehine 4000.00TL ipotek tesis edildiğini, bu bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna geçtiğini, 4000,00TL'nin tevdii makamına yatırılması karışılığında ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı TMSF vekili ticari dava olduğu için Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, Fonun merkezi ...'da olduğu için ...Asliye Tİcaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Banka vekili davaya konu ipoteğin limit ipoteği değil, karz ipoteği olduğunu, sorumluluğun yalnızca ipotek bedeli ile sınırlı olmadığını teminat mektuplarından kaynaklanan riskin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde, borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir” hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek, icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan da, ipoteğin fekki talebi üzerine, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep, İİK'nun 153. maddesinde yazılı "kanunen makbul" sebep niteliğindedir....
Hukuk Dairesin'ce 28.06.2010 tarihinde onandığını ve karar düzeltme isteminin de reddedildiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini iddiaya konu ipoteğin ana para ipoteği olduğunu icra kapak hesabındaki borç ödenmeden ipoteğin fekkinin söz konusu olamayacağını belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, ipotek bedelinin tamamının ödendiği gerekçeleri ile davanın kabulüne taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile ... Bankası AŞ. vekilince temyiz edilmiştir. 1)Üçüncü kişi sıfatı ile hükmü temyiz eden ......
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, takip borçlusunun hissedarı bulunduğu şirket ile yapılan ticari işler karşılığı alınan çeklerin karşılıksız çıkması üzerine, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını, ipoteğin muvazaalı olduğu yönündeki iddianın doğru olmadığını, icra müdürlüğünce müvekkiline öncelikle ödeme yapılması yönünde alınan kararın ve düzenlenen sıra cetvelinin hukuka uygun olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir. Mahkemece ipoteğin, ipotek borçlusu...'nun hissedarı bulunduğu dava dışı şirketin borçları için değil, bizzat ....u'nun davalı şirketten aldığı ve alacağı emtianın bedelini teminen üst sınır ipoteği olarak tesis edildiği, adı geçenin de davalı şirketle bir ticari ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/6041 Esas sayılı dosyasına yatırıldığı halde ipoteğin kaldırılmadığını belirtilerek icra mahkemesinden ipoteğin fekkini talep etmişler, mahkemece, ipotek bedelinin dosyaya yatırıldığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verilmiştir. İİK'nun 153/1. maddesinde "İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi, on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " düzenlemesine yer verilmiştir....
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar vekili, müvekkillerinin satın aldığı taşınmaz üzerinde dava dışı şirketin borçlarından dolayı davalı lehine limit ipoteği bulunduğunu, ipotek borçlarının ödendiğini, davalının ihtarnameye rağmen ipoteği kaldırmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, lehine ipotek verilen şirketin bankaya borcunun devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacıların taşınmazı ipotekli olarak satın aldıkları, ipoteğe konu borcun ödenmediği gerekçesiyle ipoteğin kaldırılmasının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Diğer bir ifadeyle taraflar, anapara ipoteği ile güvence altına alabilecekleri miktarı belirli bir alacağı da üst sınır ipoteği ile güvence altına alabilirler. Bu durumda, miktarı belirli bir alacak için kurulmuş ipoteğin, anapara ipoteği mi yoksa üst sınır ipoteği mi olduğu sorunu ortaya çıkabilir. Sorunun çözümünde, tarafların ipotek sözleşmesinde kullanmış oldukları ibarelerden ve tarafların iradelerinin yorumlanmasına yardımcı nesnel ölçütlerden (faiz şartı gibi) yararlanılabilir. Tarafların iradelerinin açık olmaması hâlinde ipoteğin çeşidi güvence altına alınan alacağın miktarının belirli olup olmamasından hareketle belirlenmelidir. (Atilla Altop, Anapara İpoteği- Limit (Üst Sınır) İpoteği Ayrımının Uygulamaya Yansıyan Sonuçları, Aysel Çelikel’e Armağan, 1999- 2000, s. 37, 38). (Bknz....
İpotek sahibi bankanın talebi doğrultusunda ikinci derecede ipoteği verdi, ancak banka kendisi birinci derecedeki ipoteği kaldıracağını söylemesine rağmen ipoteği kaldırmadı. ... bey bildiğim kadarıyla ikinci ipoteğin konulması halinde birinci ipoteğin kaldırılacağına yönelik bölge müdürlüğüne bilgi verdi. O dönemde ...nin önceki kredisini yenilememesinden dolayı şirketin durumu kötüye gitti. Bu durum nedeniyle şirketin durumunun kötüye gitmesinden kaynaklı banka art niyetli olarak birinci ipoteği de kaldırmadı. 2018 yılının 12. Ayında ... beyin bankadan ayrıldığını duydum. Normalde ikinci derece ipotek konulması halinde birinci derecedeki ipotek kaldırılır. ... bey bize birinci derecede ipoteğin sahibinin ipoteğin fekki için talepte bulunması nedeniyle geçersiz duruma geldiğini söyledi. Kredinin yenilenmesi için de ikinci derecede ipotek verilmesi gerekiyordu....
Dava konusu ipotekle ilgili resmi senedin incelenmesi sonucunda ipoteğin anapara ipoteği olarak kurulduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; dava konusu ipoteğin bu niteliği gözetilerek araştırma ve inceleme yapılıp, deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ipoteğin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....