WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 153. maddesinde; "İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamıyla yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir" hükmü yer almaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlular aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde borçluların icra mahkemesine şikayet yoluyla yaptıkları başvuruda, takip konusu ipoteğin üst sınır ipoteği olması nedeniyle ilâmlı takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece ipoteğin üst sınır ipoteği olması ve alacaklının da banka olmaması nedenleri ile hesap kat ihtarına dayanarak ilâmlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlular aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde borçluların icra mahkemesine şikayet yoluyla yaptıkları başvuruda, takip konusu ipoteğin üst sınır ipoteği olması nedeniyle ilâmlı takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece ipoteğin üst sınır ipoteği olması ve alacaklının da banka olmaması nedenleri ile hesap kat ihtarına dayanarak ilâmlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

        Bankası lehine 1.500,00 TL bedelli 15.11.1994 tarihli mevcut ipoteğin teminat (üst sınır) ipoteği olduğunu, ipotek resmi senedinde, ipoteğin teminat ipoteği olduğunun açıkça belirtildiği gibi ayrıca doğmuş ve doğacak kredilere ilişkin ibaresi de yer aldığını, bu şekilde kurulan ipoteklerin teminat ipoteği olduğu ve bu miktarla sınırlı bulunduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

          İİK'nun 153. maddesi; "ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir" hükmünü içermektedir. Yukarıdaki maddede açıklandığı üzere alacaklının yazılı yasal müddeti içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep belirtmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiği taktirde ipoteğin terkinine karar verilecektir....

            - K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde ipotek hakkı sahibi olduğundan bahisle davalıya pay ayrılmasının hatalı olduğunu, davalının alacağının gerçekliğini ispatlaması gerektiğini ve ipoteğin üst sınır ipoteği olmasına rağmen fer’ilerin eklenmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ipoteğin anapara ipoteği olduğunu ve sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun biçimde düzenlendiği bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamı ile yatırırsa İcra Mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir ...” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, taşınmazı ipotekle yükümlü olarak satın alan başvurusu sahibine yöneltilmiş veya hakkında açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile bir takip bulunmamaktadır. Takibin tarafı olmayan şahıs, takibin iptaline ve bu takibe dayanarak ipoteğin kaldırılması isteminde bulunamaz. Ayrıca ipotekli taşınmazı satın alan bu şahsın yukarıda anılan İİK.nun 153. maddesi koşullarında İcra Müdürlüğüne bir başvurusu da bulunmamaktadır....

                -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili adına tapuda kayıtlı ... 516 ada, 8 parselde bulunan bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine davalılar lehine 28.06.1990 tarihinde 12 ay süreli faizsiz 10,00 TL bedelli teminat ipoteği kurulduğunu, müvekkilinin daireyi satın aldığında taşınmazda ipotek bulunduğunu, aradan 21 yıl geçtiği ve ipoteklerin konusuz kalmasına rağmen davalıların ipoteği kaldırmadıklarını ileri sürerek, tapu kaydındaki ipotek kaydının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, davacı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydında davalılar lehine 28.06.1990 tarihinde 12 ay süreli faizsiz 10,00 TL bedelli teminat ipoteği kurulduğu, süreli ipoteğin üzerinden 21 yıl geçtiği ve ipoteğin konusu kalmadığı gerekçesiyle davacının taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde genel nitelikli ipotek tesisinin söz konusu olmadığını, söz konusu ipoteğin sebebini oluşturan teminat mektuplarının davalı bankaya geri ibraz edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi takibine konu edilen kredi sözleşmelerinde müvekkillerin imzası bulunmadığı gibi herhangi bir kefaletleri de bulunmadığını, ipotek veren kişinin 2011 yılında vefat etmiş olması da dikkate alındığında ipoteğin yolsuz tescil haline geldiğini, bu sebeple ipoteğe dayalı takip yapılamayacağını ve ipoteğin fekki gerekirken yerel mahkemenin aksi yönde karar verdiğini, verilen ipoteğin maksimal ipotek, azami meblağ ipoteği olduğunu, tüm bunlar ipoteğin bir kesin borç ipoteği değil azami meblağ ipoteği olduğunu ispatlamadığını, böyle bir ipoteğin icraya koyulması için kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermesi ve muaccel olması gerektiğini, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermesi halinde borçluya...

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde genel nitelikli ipotek tesisinin söz konusu olmadığını, söz konusu ipoteğin sebebini oluşturan teminat mektuplarının davalı bankaya geri ibraz edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi takibine konu edilen kredi sözleşmelerinde müvekkillerin imzası bulunmadığı gibi herhangi bir kefaletleri de bulunmadığını, ipotek veren kişinin 2011 yılında vefat etmiş olması da dikkate alındığında ipoteğin yolsuz tescil haline geldiğini, bu sebeple ipoteğe dayalı takip yapılamayacağını ve ipoteğin fekki gerekirken yerel mahkemenin aksi yönde karar verdiğini, verilen ipoteğin maksimal ipotek, azami meblağ ipoteği olduğunu, tüm bunlar ipoteğin bir kesin borç ipoteği değil azami meblağ ipoteği olduğunu ispatlamadığını, böyle bir ipoteğin icraya koyulması için kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermesi ve muaccel olması gerektiğini, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermesi halinde borçluya...

                    UYAP Entegrasyonu