DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin satın aldığı taşınmaz üzerinde dava dışı şirketin kredi borcunu teminat altına almak üzere davalı lehine ipotek bulunduğunu, ipoteğin terkini için davalı bankaya başvurulduğunu, banka görevlisi tarafından ipoteğin kaldırılması için ödenmesi gereken borç miktarının müvekkiline bildirildiğini, bildirilen miktarın müvekkili tarafından yatırıldığını, davalının ipoteği fekketmediğini belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ipoteğin dava dışı şirketin müvekkili bankaya doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına aldığını, kredi borcunun tamamının ödenmediğini, davacının ipoteğin fekki konusunda bankaya başvurmadığını, müvekkilinin ipoteğin fekkedileceğine ilişkin herhangi bir taahhütte bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kesin borç ipoteğine dayanılmış ise, eş söyleyişle, doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa, başvurulacak yol, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup, bu durumda İİK’nın 149. maddesi gereğince borçluya ve taşınmaz sahibi üçüncü şahsa birer icra emri gönderilir. O halde, takibe dayanak ipoteğin kesin borç ipoteği niteliğinde olması nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmamaktadır. (benzer mahiyette Yargıtay 12....
Buna göre, ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise anapara ipoteği, belirli değilse üst sınır ipoteği kurulur. Türk Medeni Kanunu’nun 881/1 maddesinde ise, "Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacağın ipotekle güvence altına alınabileceği...", Kanun’un 883. maddesinde de "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın malikinin, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebileceği" düzenlenmiştir. Yasa’nın 881/1. maddesinde ifade edilen hâlen mevcut olan bir borç için tesis edilen ipotek bir anapara (kapital, kesin borç) ipoteği olmakla birlikte, ileride doğacak ve doğması muhtemel olacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ-maximal) ipoteğidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas no : 2017/(19)11-1644 Karar no : 2021/1017) Somut davada dava konusu ipoteğin azami meblağ ipoteği olduğu anlaşılmaktadır....
Davalı banka vekili ipoteğin anapara ipoteği olduğunu, kredi sözleşmesi gereğince borçlunun temerrüde düştüğünü ve ayrıca ihtarname de tebliğ edildiğini, satış masrafının ayrılmasında da bir hata bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.Somut olayda; mahkemenin kabul ettiğinin aksine incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle arsa sahiplerine tanınan hakların güvencesi (teminatı) olmak üzere tesis edilen bir teminat ipoteği olduğu görülmektedir. Bu ipotekle, arsa sahiplerinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin uygulanmasında ve ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan alacakları teminat altına alınmıştır. İpoteğin teminat fonksiyonu devam ettiği sürece terkini dava konusu yapılamaz. Ne var ki, mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır....
/Adana Şubesinden keşide edilen iki ihtarnameye konu borcu faizi ile birlikte ödediğini, sonra da banka şubesinden ipoteğin fekki talebinde bulunduğunu, ancak ...’ın başka şubeden almış olduğu kredi kart borcu nedeniyle bu istemin reddedildiğini, keşide edilen ihtardan da sonuç alınmadığını, ipoteğe konu borcun ödendiğini belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkili bankaya vermiş olduğu ipoteğin 120.000.00 YTL limitli teminat ipoteği olup, ...’ın ... TAŞ....
Garanti Bankası AŞ. arasında düzenlenen 30.04.2004 gün ve 2280 yevmiye numaralı ipoteğin akit tablosuna göre, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde, bankaca borçluya bedelsiz ihracat kapsamında kullandırılmış ve kullandırılacak USD cinsinden döviz ve dövize endeksli nakdi ve gayrınakdi kredilerden dolayı, alacaklı bankanın doğmuş ve doğacak alacaklarının teminatını teşkil etmek üzere banka lehine birinci derecede 55.000,-USD tutarlı ipotek tesis edildiği görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde taşınmaz üzerinde 55.000,-USD. tutarlı üst sınır ipoteği tesis edildiği hususunda kuşku yoktur. Davacı dava dışı bankaya 6.463,-YTL. ile 8.202,-USD ödemek suretiyle alacağı ve bu kapsamda da alacağın teminatını teşkil eden ipoteği Uşak 4. Noterliğince 07.12.2004 günü düzenlenen temlikname ile temlik almıştır (BK.m.168)....
Somut olayda; şikayetçi borçlu ve aynı zamanda taşınmaz maliki olan ... tarafından taşınmaz üzerine 75.000,00 TL bedelle, birinci derecede limit (üst sınır) ipoteği tesis olunduğu, bir başka anlatımla, ipoteğin, kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK'nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 150/ı maddesindeki düzenleme ise, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, özel hukuk tüzel kişisi alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel değildir ve bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekir....
İİK’nın 153. maddesine göre; ipotek borçlusu, ipotek alacaklısının gaip olduğunu, adresinin bilinmediğini veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten kaçındığını bildirerek ipoteğin fekki için icra dairesine başvurabilir. Ancak, borçlu, bu talebi ile birlikte ipotek borcunu faiziyle beraber icra dairesine yatırmalıdır. İpotek borçlusunun bu şekilde başvurusu üzerine icra dairesi, onbeş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde icra mahkemesi paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir....
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 04/04/2013 tarih ve 2755 yevmiye numaralı resmi senet içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, teminat (üst sınır ipoteği) ipoteğidir....