ana para ipoteği olduğunu, bu hususun kesinleşmiş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21....
Somut olayda; sanığın,S.S.Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefaletler Kooperatifinin ipoteği bulunan dükkanı ipotek borcu ile birlikte satın aldığı,ipotek borcunu kaldırmak için kooperatiften kredi talebinde bulunduğu,ancak kefil bulamaması üzerine bu kez kooperatif yetkilileri tarafından halk bankasına yönlendirildiği,banka görevlilerince verilecek kredi karşılığında ipotek konacak olması nedeniyle önceki ipoteğin kaldırılması gerektiğinin bildirildiği,sanığın bu durumu kooperatif yetkililerine ilettiği, adı geçen kooperatiften ipoteğin kaldırılmasına dair yazıyı alıp karşılığında teminat olarak senet verdikten sonra tapu sicil müdürlüğüne başvurarak ipoteği kaldırdığı,sanıktan alınan senedin kooperatif tarafından icra takibine konulduğu ve sanık aleyhine ipoteğin fekki davası açıldığı, bu şekilde gerçekleşen olayda dolandırıcılık suçunun subut bulmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin malik olduğu taşınmaz üzerinde, davalı banka lehine dava dışı asıl borçlu Nilgün Bayatlı’nın kullandığı kredinin teminatı olarak eski malik ... ... tarafından 20.000.000.000.-TL. limitli üst sınır ipoteği tesis edildiğini, davalı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılarak toplam 28.563.410.798.-TL.nin tahsilinin istendiğini, takibin itiraz edilmeden kesinleştiğini belirterek borcun ipotek limiti kadar olduğunun tespiti ile limit fazlası miktara ilişkin takibin iptaline ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Takip dayanağı 13.05.2009 tarih ve 8021 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin, şikayetçiye ait taşınmazın rehin yükü 75.000,00 TL. olarak belirlenerek toplam 150.000,00 TL. için düzenlendiği ve kesin borç ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. İpoteğin, kesin borç ipoteği olması nedeniyle, borçluya İİK.nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK.nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek yoktur. Bu durumda İİK.nun 149. maddesinde öngörülen koşullar oluşmuş olup, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı banka süreç içerisinde ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş ancak davalı Banka ...'ın kredi riskinin devam ettiği gerekçesiyle dava konusu ipoteği kaldırmamıştır. Davacı taraf, ipoteğin fekki istemiyle eldeki davayı açmıştır. İpoteğin terkininin istenebilmesi için alacağın sona ermiş olması gereklidir. İfa borcu sona erdiren nedenlerden birisidir. Ancak ifanın usulüne uygun olarak yapılması lazımdır. Davacı, davalı bankanın ipoteği fek taahhüdü bulunmasına ve borç bakiyesinden daha fazla bir ödeme yapılmasına rağmen ipoteği kaldırmadığını iddia etmektedir. Ancak davalı banka tarafından, davacıya bakiye kredi alacağı olarak 65.480,00 TL bildirilmiştir. Buna karşın davalı Banka nezdindeki ... hesabına 17.02.2017 tarihinde 110.000,00 TL "konut alım bedeli" açıklaması ile gönderilmiştir. Davalı Bankanın bildirdiği bakiye kredi tutarı ile konutu satan ... hesabına gönderilen ve 2. Derecede tesis edilen 110.000,00 TL ipotekle uyumlu tutar arasında aşırı uyumsuzluk bulunmaktadır....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönügözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava ipoteğin fekki davasıdır. " Davacı, mülkiyet payının 1/3'ü kendisine ait bulunan 95 ada 15 parsel sayılı taşınmazı üzerine davalı Mehmet yararına kurulan 04.10.2001 gün ve 3017 sayılı ipoteğin tamamen karşılıksız bulunduğunu, o tarihte ipotek sözleşmesi tarafı olarak kendi vekili sıfatıyla işleme katılan Sadık Kocaacar'ın vekalet görevini kötüye kullanarak bu ipoteği tesis ettirdiğini bildirerek karşılıksız olması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; davalılar vekili ipoteğin satılan mal karşılığı alınacak bedel için tesis edildiğini, bu bedelin ödenmemiş olması nedeniyle terkininin de istenilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuş, mahkemece ipoteğin bedelsiz tesis...
nin davalı şirket ile arasındaki ticari ilişki neticesinde akaryakıt bayilik sözleşmesinden doğacak borçların teminatı olması için adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 400.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettirdiğini, müvekkilinin 18.09.2010 tarihinde bayilik sözleşmesini sona erdirip başka bir dağıtıcı firma ile sözleşme imzaladığını, bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihi itibariyle taraflar arasında yeni bir mutabakat sağlanmadığından geçersiz hale geldiğini, sona eren bayilik sözleşmesi kapsamında tesis edilen ipoteğinde 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, Rekabet Kurulu kararlarına rağmen davalı şirketin ipoteği terkin etmediğini, müvekkilin bayilik ilişkisi sonunda davalıya borcu bulunmadığını,Üsküdar 5.Noterliği'nin 01.10.2010 tarihli ihtarname ile ipoteğin fekkinin talep edildiğini, davalının hukuka aykırı şekilde ipoteği fek etmediğini, tarafların ticari defterlerin incelenmesi neticesinde borç bulunmadığının görüleceğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep...
Davalı vekili, öncelikle görev itirazında bulunarak, takip konusu ipoteğin teminat ipoteği değil, borç ipoteği olduğunu, taraflar arasında yapılmış olan 12.09.2011 tarihli ipotek sözleşmesinin davacının sözleşmeye riayet etmemesi nedeniyle ifa edilemediğini, takibe konu borç ipoteğinin ise davacının müvekkiline borcu nedeniyle konulmuş bir ipotek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre icra dosyasına sunulan resmi senedin içeriğinden; davacı şirketin, davalı ...'...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, genel kredi sözleşmeleri ile teminat ipoteği kapsamına göre davacının kefaletinin teminatı olarak ipotek vermediği, davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi ve kefalet nedeniyle ayrı ayrı takip yapabileceği, 50.000,00 TL tutarlı kefalet sorumluluğu ile 40.000,00 TL miktarındaki ipotek sorumluluğunun birbirinden ayrı olup, mahsubunun mümkün olmadığı, 2009/962 nolu icra takip dosyasına konu ipotek borcunun haricen ödenmesi ile sona erdiği, 50.000,00 TL kefalet sorumluluğunun ise devam ettiği, bu borcun tamamen ödenmediği, yargılama sırasında davacı hesabından tahsil edilen tutar için davanın istirdada dönüşeceği gerekçeleri ile davalının davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile giriştiği icra takip doyası (2009/962 nolu) yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat isteminin reddine, davacının sözleşmedeki kefaleti dayanak yapılarak aleyhine girişilen genel haciz yolu ile takip dosyası...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dava dışı ...Ltd.Şti.arasındaki ticari ilişkinin teminatı olmak üzere dava konusu taşınmazı üzerine davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, söz konusu kredi borcunun 04.02.2009 tarihinde ödenip, davalıdan borcu yoktur belgesi alınmasına rağmen ipoteğin kaldırılması yönündeki taleplerinin davalı bankaca reddedildiğini, ipoteğin varlığını ve devamını gerektirecek koşulların ortadan kalktığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....