"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerinde dava dışı şirketin kredi borçları için ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı ile 10.02.2009 tarihli sözleşme ile 100.000 TL. ödendiğinde ipoteğin kaldırılacağının kararlaştırıldığını, davalıya değişik tarihlerde toplam 100.000 TL. ödeme yapılmasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını bildirerek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Kesin borç ve üst sınır ipoteği ayrımı, ipotekle alacak arasındaki ilişkinin yoğunluğu esas alınmak suretiyle yapılmıştır. İpotek tesis edilirken alacağın miktarının belirli ve borcun mevcut olması kaydıyla ipotek miktarı dışında faiz ve takip giderlerinin de rehin teminatından yararlanacağının öngörülmüş olması halinde, tarafların anapara ipoteği kurmak istedikleri kabul edilebilir. Rehin sözleşmesinde ipoteğin alacağa bağlı olarak limitli tesis edildiği hallerde üst sınır ipoteği olduğu kabul edilmelidir. İpoteğin kesin borç veya üst sınır ipoteği olması yapılacak takibin türü bakımından önem taşımaktadır. Kesin borç ipoteğinde temel ilişkiden(borç ilişkisinden ) doğan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle alacak doğmamışsa yapılan tescil görünürde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz....
Kesin borç ve üst sınır ipoteği ayrımı, ipotekle alacak arasındaki ilişkinin yoğunluğu esas alınmak suretiyle yapılmıştır. İpotek tesis edilirken alacağın miktarının belirli ve borcun mevcut olması kaydıyla ipotek miktarı dışında faiz ve takip giderlerinin de rehin teminatından yararlanacağının öngörülmüş olması halinde, tarafların anapara ipoteği kurmak istedikleri kabul edilebilir. Rehin sözleşmesinde ipoteğin alacağa bağlı olarak limitli tesis edildiği hallerde üst sınır ipoteği olduğu kabul edilmelidir. İpoteğin kesin borç veya üst sınır ipoteği olması yapılacak takibin türü bakımından önem taşımaktadır. Kesin borç ipoteğinde temel ilişkiden (borç ilişkisinden) doğan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle alacak doğmamışsa yapılan tescil görünürde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz....
Hükmün 7 nolu bendi uyarınca davalılardan ------ lehine 14.146,37TL için teminat ipoteği tesis edildiği, bu tutarın davacı tarafından davalı adına ---- kanalıyla gönderildiği ve davalının imza karşılığında parayı tahsil ettiği, dolayısıyla teminat ipoteğinin konusu olan borcun ödendiği davalı yönünden ipoteğin fekki koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı ---- lehine 36.326,69TL için teminat ipoteği tesis edildiği, bu tutarın davacı tarafından---- takip dosyasına bu dosyadan gönderilen haciz ihbarnamesi uyarınca yatırıldığı,tahsilat makbuzunda mahkememizin ----Sayılı istinaden ödeme yapıldığının belirtildiği icra müdürlüğünden gelen cevabi yazı ile anlaşılmış, dolayısıyla teminat ipoteğinin konusu olan borcun ödendiği davalı yönünden ipoteğin fekki koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili,dava konusu taşınmaz müvekkili adına kayıtlı olduğu tarihte 13.02.1996 gün ve 553 yevmiye nolu resmi senetle davalı lehine teminat ipoteği tesis edildiğini, ayrıca aynı taşınmaz üzerine davalı lehine 18.11.1997 gün ve 4654 yevmiye nolu resmi senetle 10.000.000.000 TL tutarında kredi karşılığında teminat ipoteği fekki bankaca kaldırılması bildirilinceye kadar ipotek tesis edildiğini, ancak müvekkilinin davalı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin ihtarname ile ipoteğin kaldırılmasını, davalı firmaya bildirdiğini, ihtarın tebliğine rağmen davalı firmanın ipoteğin fekkine yanaşmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi için icra takibi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili davasında üçüncü şahsın kullandığı tarım kredisinden dolayı müvekkilinin 50.000.-TL.lik gayrimenkul ipoteği verdiğini, asıl borçlu tarafından borcun ödenmediğini, davalının müvekkilinin borcu ödeyerek ipoteği kaldırtmak istediğini, borçlunun başka borçlarının bulunduğunu, bu nedenle ipoteğin kaldırılamayacağının bildirildiğini, ipoteğin tarım kredisi için verildiğini ileri sürerek ödeme yeri belirlenip, ödemeden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Banka'ya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davaya cevap verilmemiş ve duruşmaya da katılmamıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu ipoteğin temlik eden Kızılcadağ Demir Çelik San. ve Tic. Ltd. Şirketi lehine tesis edilmiş üst limit ipoteği olduğunu, dolayısıyla davalının kayıtsız şartsız ve muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığını, kaldı ki icra emrine ek olarak sunulan noter ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dolayısıyla muaccel hale gelmiş kesin bir borç bulunmadığını, takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Takip dayanağı 20.10.2015 tarih, 18372 yevmiye numaralı ipotek akit tablosu incelendiğinde; Kızılcadağ Demir Çelik San ve Tic. Ltd. Şirketi lehine, 2.500.000- TL bedel mukabilinde, 2. derecede, fekki bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu ve ipotek alacağının davalı alacaklıya temlik edildiği anlaşılmıştır....
Diğer davalı ... cevabında, dava konusu olayla ilgili kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, bankanın kredi borcunun ödenmesi üzerine ipoteği kaldıracağını söylemesi üzerine kendi kredi borcunun ödendiğini ancak bankanın ipoteği kaldırmayarak kötüniyetli hareket ettiğini, dava dışı ...alı bankanın zararına işlemler yaptığını, davalı bankanın dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen 03.07.2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin, taşınmazın eski maliki ...'...
Takip dayanağı; 22.04.2019 tarih 7504 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 140.000,00 TL bedel mukabilinde, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu'nun 117/2. maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır....
Pazarlama AŞ'nin anılan maddede belirtildiği üzere gaip, yerleşim yeri meçhul veya borcu almaktan, ipoteği çözmekten imtina ettiği yönünde bir iddia bulunmayıp başvurunun maddedeki koşullarda yapılmadığının kabulü gerekir. Bu durumda ipoteğin kaldırılması genel mahkemelerden istenebilir. Dar yetkili İcra Mahkemesi'nce şikayetçi iddiaları incelenerek ipoteğin kaldırılması mümkün değildir. İstemin bu nedenle reddi gerekirken, işin esası incelenerek kesin hüküm nedeniyle reddi isabetsiz ise de istem reddedildiğinden sonucu doğru Mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının İİK'nun 360. ve HUMK'nun 432.maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....