İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Yetki itirazı yönünden; İstek, 2004 sy. İ.İ.K'nun 168/5 ve 169/a maddesine dayalı yetki itirazıdır. 6100 sayılı HMK'nun 19/2 maddesine göre yetki itirazında bulunan tarafın yetki itirazında yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği yetkili mahkemeyi göstermesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınamayacağı, davacı borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini bildirmediği, yetki itirazının 6100 sy. HMK'nun 19/2 maddesine göre geçersiz olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. İmzaya İtiraz Yönünden: İstek,2004 sayılı İİK.'nun 168/4 ve 170. Maddesine dayalı imzaya itirazdır. 6098 sy....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, İİK'nun 170/son maddesinde; borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, hamiline düzenlenen çekte üçüncü ciranta.... tarafından takibin başlatıldığı görülmüştür.....’nin imzaya itirazı üzerine yapılan inceleme sonunda imzanın keşideci şirket temsilcisine ait olmadığı tespit edilmiştir....
Mahkemece Dairemizin bozma ilamından sonra iki kez bilirkişi incelemesi yapılmış, 03.07.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda “..imzaların ... elinden çıktığını gösterir nitelikte grafolojik yakınlık tespit edilemediği” belirtilmiş olup, anılan rapor hüküm kurmaya elverişli olduğu halde, alacaklının itirazı üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi tarafından “imzaların ...'un eli ürünü olabileceği kanaatine varıldığı” şeklindeki kesinlik içermeyen rapor hükme esas alınarak sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece, 03.07.2017 tarihli bilirkişi kurulundan alınan rapor hükme esas alınarak imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, anılan kararın belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir....
Çekteki ciro imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir. Bu durumda mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 3. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Somut olayda; imza itirazı, borçlu ... yönünden, kabul edildiğine göre; mahkemece, adı geçen borçlu yönünden "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararın bu gerekçe ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
O halde mahkemece, borçlunun imzaya ve borca itirazı ile ilgili olarak öncelikle ödeme emri tebliğine dair tebligat parçası getirtilerek borçlunun imza ve borca itirazının yasal süresi içinde olup olmadığının belirlenerek, süresinde olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu yada olumsuz bir hüküm tesis edilmemiş olması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece imzaya itirazın kabulü ile davalının %20 tazminata ve %10 tazminata mahkum edilmesine karar verildiği görülmüştür. Buna göre hüküm fıkrasında %10 para cezası yerine tazminat ifadesinin kullanılması, tazminatın imzaya itirazı kabul edilen borçlu yararına, para cezasının ise hazine lehine, takibe konu asıl alacak üzerinden hükmedilmesi gerekirken infazda tereddüde yol açacak biçimde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 7....
Bu durum karşısında mahkemece davacı yanın senet üzerindeki imzaya itirazı üzerinde durulup senetteki imzasıyla ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ltd.Şti., takibe konu senet üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkililerine ait olmaması ve böyle bir borcun da bulunmaması nedeniyle imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, ancak davalı olarak icra dosyasında alacaklı olan ... 'ın gösterilmediği ... isimli şahsa karşı dava açıldığı, mahkemece, davanın imza itirazı yönünden kabulü ile takibin durdurulduğu ve para cezası ve tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; borçlu imzaya ve borca itirazda bulunurken icra takip dosya numarası olarak ... 1. İM. 2015/26018 esas sayılı dosyasını belirtmiş ancak alacaklı olarak da ... isimli bir şahsa karşı dava açmıştır. Yasal dosya ile gönderilen icra dosyasının incelenmesi ile lehtarı ..., keşidecisi ... ve Tel.San. Ltd. Şti. olan bononun alacaklı ... tarafından takibe konulduğu görülmektedir....