Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece imzanın aidiyeti konusunda dosyada bulunan uzman görüşleri ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmemesinin ve reddedilmesinin yerinde olmadığını, davayı reddeden mahkemesinin borca, takibe ve faize yönelik itirazlarını incelemediğini, müvekkilinin takip alacaklısına borcu olmadığını, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve oranı ile diğer fer'ilerine itiraz edildiğini, para cezası tayinin doğru olmadığını, asıl alacak üzerinden tayin edilmesi gereken para cezasına itiraz ettikleri işlemiş faiz dahil edilere bulunan takip tutarı üzerinden tayin edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca, işlemiş faize, işleyecek faize ve oranına itiraz etmiştir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1340 KARAR NO : 2021/1248 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VAN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2019 NUMARASI : 2016/502 ESAS, 2019/224 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Taraflar arasında görülen borca ve imzaya itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra emrine dayanak belgelerin müvekkiline tebliğ edilmediğini, İİK 58/3.maddedeki düzenlemeye göre icra emrinin iptali gerektiğini, ayrıca borca, imzaya, faize, borcun tüm ferilerine itiraz ile icra emrinin iptali taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yasaya aykırı olarak davanın reddedildiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

Somut olayda, alacaklı tarafından her biri 10.000TL bedelli 9 adet bonoya dayalı olarak 29.08.2014 tarihinde borçlular aleyhine takip başlatıldığı, borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan ve alacaklı şirketi temsilen Devrim Cevizci tarafından alacaklı adına imzalanan 21.03.2014 tarihli ibranamede; takip dayanağı bonoların keşidecisi, lehtarı, avalistleri, keşide tarihleri, vade tarihleri ve bedellerine açıkça atıf yapılarak, bonolardan dolayı herhangi bir hak ve alacağın olmadığı, borçluların en geniş şekilde ibra edildiği ve bono asıllarının borçlulara kargo ile gönderileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Borca itiraza dayanak yapılan bu ibranameye ilişkin olarak, alacaklı vekilinin 27.01.2015 tarihli celsede “ibranameyi kabul etmiyoruz...”şeklinde beyanda bulunduğu ve dolayısıyla ibraname altında bulunan imzaya ilişkin bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır....

    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, takip alacaklısının senedin teminat olarak verildiğine dair kabul beyanının olmadığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanında senedin teminat olarak verildiğine dair yazılı bir delilinin bulunmadığını belirttiği, takipte senedin miktar, faiz, komisyon ücreti yönünden herhangi fahiş miktarın söz konusu olmadığı, her ne kadar davacı vekili 2. celse duruşmasında imzaya itiraz da bulunmuş olsa da dava dilekçesinde imzaya itirazın bulunmadığı, İİK'nun 168/4. maddesi gereği imzaya itirazın açıkça yapılması gerektiği, borçlunun itiraz sebepleriyle bağlı olduğu, imzaya itirazın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı, borçlu hakkında çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatmış, borçlu vekili, imzaya ve borca itiraz ederek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, takibe konu çeklerdeki imzanın borçluya ait olup olmadığı tespit edilemediğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İİK'nun 168/4-5. maddesi uyarıca, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte imzaya ve borca itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekmekte olup, bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan ıslah yoluyla dahi ortadan kaldırılamaz. Dolayısıyla bu süre mahkemece re'sen gözetilmelidir....

      Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kambiyo şikayeti ile birlikte imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına itirazları da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İMZAYA VE BORCA İTİRAZ SÜRELERİ,İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 62İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 366 "İçtihat Metni"Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 62.maddesi gereğince, genel haciz yolu ile başlatılan takiplerde borçlunun imzaya ve borca yönelik itirazlarını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi zorunludur. Borçlu vekilinin anılan hükme aykırı biçimde İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine başvurması sonuç doğurmaz. O halde, Mahkemece, açıklanan gerekçe ile davanın reddi gerekirken işin esasının incelenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, talep reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararı onanmalıdır....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2021 NUMARASI : 2019/190 2021/132 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 18. İcra müdürlüğünün 2019/10986 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe ilişkin olarak müvekkilinin borcunun bulunmadığını, takip dayanağı senetlerde müvekkiline ait imza bulunmadığını beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya, borca itiraz olduğu, davacı vekili senetteki imzaların TMSF'ye devreden şirket kayyımlarına ait olmadığını beyanla imzaya ve borca itiraz etmiş, ilk derece mahkemesince takip başlatan T3 takip için 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi d bendinde ifade edilen ' Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.' şartını taşımadığı anlaşılmakla yetkisiz kişi tarafından başlatılan takibin iptaline karar vermiş, davalı vekili istinafında senedin Zirve Üniversitesi'ne ciro edildiğini, üniversitesinin kapatılarak T3 geçtiğinden takip ehliyetinin de T3 geçtiğini, ilk derece mahkemesince bu hususta inceleme yapılmadığını beyan etmiş, mahkememizce senet üzerinde yapılan incelemede senedin arka yüzünde sadece lehtarın cirosunun olduğu, Zirve Üniversitesi'ne dair senedin arka ve ön yüzünde herhangi bir ibarenin yer almadığı Zirve Üniversitesine...

          UYAP Entegrasyonu