İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2005/1122 Esas, 2005/1452 Karar sayılı dosyasında alınan 18.03.2005 tarihli bilirkişi raporunda takibe konu sentteki imzanın davacı ...’nın eli ürünü olmadığı bildirildiğinden, bu rapor yeterli görülerek davanın kabulüne, icra takibi haksız ve hukuka aykırı olduğundan davalının %40 tazminattan sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK’ nun 72. maddesine göre açılmış imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Davac, takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş ve mahkemece icra mahkemesinde imza incelemesi konusunda alınan rapor yeterli görülerek karar verilmiş ise de; söz konusu rapora davalı itiraz etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Yapılan takibe karşı davacı şirket yetkilisi imza inkarında bulunmuştur. Dosyaya sunulan belgelere göre şirketi temsil ve ilzama Muhammet Semih Başmıhçılar”ın yetkili olduğu anlaşılmıştır. Bu şirket yetkilisinin imza inkarında ısrarı üzerine mahkemece takibe konu çekteki imzalar ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Hüseyin Şahin"den rapor alınmıştır. Bilirkişi 13/03/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; takibe konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi Muhammet Semih Başmıhçılar"ın eli mahsulü olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu rapor ayrıntılı ve gerekçelidir. Dosyadaki bilgilere uygundur....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe dayanak olarak 20/12/2013 tarihli TEB bankasına ait 53.205,00 TL'lik çekin gösterildiği, müvekkilinin 73 yaşında olduğunu, köyde ikamet ettiğini, çekin üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu çekin müvekkil bankanın kredi borçlusu dava dışı... tarafından teminat olarak verildiğini, müvekkil bankanın bu çeki borç ödenmediğinden takibe koyduğunu, davacının bu takibe itiraz ettiğini ancak imza inkarında bulunmadığını, takibe yönelik yapılan hacze bile itiraz etmediğini, davacı tarafında kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
ihtimalinin bulunması sebebiyle iş bu takibin iptali ve tedbiren durdurulmasını, borca, takibe ve imzaya olan itirazlarının kabulünü, davaya konu icra takibinin iptalini ve % 20' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; davacıya gönderilen ödeme emri ekinde takip dayanağı belge nüshasının bulunmadığına yönelik itiraz yönünden yapılan incelemede; takibin ilamsız icra takibi olduğu, takibe dayanak belgenin bulunmadığı, hal böyle iken yapılan ilamsız takipte gönderilen ödeme emrine eklenecek evrak olmadığı, kaldı ki davacının icra dosyasına yapmış olduğu 07/01/2022 tarihli itiraz ile takibin durduğu anlaşılmakla iş bu davanın açılmasında hukuki yarar olmadığı kanaati ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili hukuki yararlarının bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; borçlu icra müdürlüğüne itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, takibe konu alacağın dayanağı olan belge aslının icra dosyasına ibraz edilmediği ve ödeme emri ile birlikte kendisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile İİK 58/3 ve 61/1 maddelerine dayalı olarak icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini talep etme hakkı ve hukuki yararı vardır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2021 NUMARASI : 2019/624 ESAS 2021/24 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu senetlerdeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait bir imza olmadığını, takibe konu senetteki imzayı açıkça ve ayrıca inkar ettiklerini, müvekkili şirketin söz konusu senetten icra takip dosyasından gönderilen ödeme emri ile haberdar olduğunu, davacı müvekkili şirketin tarafına gönderilen ödeme emirleri kapsamında tarafı bulunduğu adi ortaklık tarafından düzenlendiği iddia olunan senetlere ilişkin borçtan, ilgili adi ortaklık hükümleri sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, takibe konu senetlerde ortaklık kaşesi üzerinde imza bulunmadığı çeklerin...
reddi ile dava dilekçesinde borca ne yönden itiraz edildiği belirtilmiş olup borca itiraz da İİK'nun 68. maddesindeki belgelerle ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, dava dilekçesinde ileri sürülmeyen ve istinaf aşamasında ileri sürülen senedin imza tarihinde (keşide tarihinde) müvekkilinin il dışında olduğu iddiası istinaf aşamasında dinlemeyecek olup, kaldı ki tarafların senedin tanzim ve vade tarihlerini anlaşmaları doğrultusunda geriye ve ileriye dönük olarak tespit etmeleri mümkün olup senedin keşide tarihinde davacı borçlunun il dışında olmasının bir öneminin de olmadığından dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra takibi sırasında imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmemiş olsa bile aleyhine açılan itirazın iptali davasında borçlu imzanın kendisine ait olmadığını savunabilir. Bu nedenle mahkemece icra takibi sırasında imza inkarında bulunmayan borçlu davalının, imza itirazını mahkemede ileri süremeyeceğini ilişkin gerekçesi isabetli değildir. Ancak davalı, davaya cevap vermemiş, ilk celseye gelmemiş, ikinci celsede ise takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş olup, bunun üzerine davacı vekili imza itirazının süresinde yapılmadığını belirterek muvafakat etmediğini beyan etmiştir. Bu durumda davalı savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı şekilde imza itirazında bulunmuş olup, imzaya itirazın incelenmemesi suretiyle mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur....
Takibe konu çek incelendiğinde; keşidecinin davacı şirket, lehtar/cirantanın davalı alacaklı olduğu, çekin yasal süresi içerisinde ibraz edildiği ve kambiyo vasfını taşıdığı anlaşılmıştır. Somut olayda; davacı keşideci sıfatıyla yer aldığı çekteki imzaya itirazı ile birlikte takibe konu çekin, taraflar arasında 12/06/2020 tarihli Gayrimenkul Satış Protokolü gereğince davalıya teminat olarak verildiğini iddia ederek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Borçlu tarafından ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine verilecek itiraz dilekçesiyle takibe konu çekle ilgili imza itirazıyla birlikte, imzaya itirazla çelişmeyen itiraz sebepleri de bildirilebilir (örneğin, zamanaşımı, yetki, derdestlik vb.). Buna karşılık borçlu, imza itirazıyla birlikte çekin teminat için verildiğini bildiremez. Çünkü imzaya itirazla çekin teminat amaçlı verildiği iddiası birbiriyle çelişme halindedir....
Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Ahmet ALBAYRAK Üye 40938 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...