Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla taşınmazda paydaşların tamamını mülkiyet hakkı bulunduğundan 94 parselin her noktasında sadece davalının miras bırakanının değil bütün paydaşların mülkiyet hakkı vardır. Kanıtlanmış olsa dahi davalının miras bırakanının harici satışı davacıya hak sağlamaz. Bu nedenle davacının iyi niyetli olarak kabulü olanaksızdır. İyiniyetli malzeme sahibi olmayan kişi Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanamayacağından dava reddolunmalıdır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.Kabule göre de; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “arazi ve arsa düzenlemesi” başlıklı 18/son maddesi hükmü gereğince “Veraset yolu ile intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan, Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz.”...

    Bu durumda, HUMK'nun 434.maddesi hükmü gözetilmek suretiyle temyiz edenden temyiz harcının tamamının tahsil edilmesi, davacı, çekişme konusu taşınmazda kayıt maliki olduğunu iddia etmekte olup, dava konusu 1 ada 9 parselin mülkiyet bilgilerini gösterir, çap (tapu) kaydının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra dosyanın gönderilmesi için yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutularak ortaklaştırılan taşınmazların herbirinin ortaklaştırma tarihinden önceki geçer değerleri ayrı ayrı belirlenip Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanarak dava tarihi itibariyle ulaştığı değerleri saptanmış, saptanan bu değerlere göre davalılara davacının payını belirlenen değerle satın almalarının teklifine karar verilmiş, ayrıca teklif kararı davalılara yöntemince tebliğ edilip, bu teklifi kabul etmedikleri ve yasada öngörülen bir ay içinde önerilen bedeli ödemedikleri saptanmış olduğundan kat irtifakı kaldırılmak suretiyle dava konusu taşınmazın satışına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Buna göre dava konusu taşınmazın "pazar yeri"ne ilişkin imar düzenlemesine dayanak İlçe Belediye encümen veya Büyükşehir Belediye meclisi kararlarının tapu müdürlüğü, İlçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkınlığından sorulup, ilgili belgeler getirtilerek imar planını yapan ilgili belediyenin tespit edilip davaya dahil edilerek, ayrıca imar planının kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılması yönünde herhangi bir işlem başlatılması yoluna gidilip gidilmediği hususlarının da tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        İmar düzeni; bir arsa üzerine yapılacak olan resmi ve özel nitelikli değişik çeşitte ve değişik amaçlara özgülenecek yapıların çeşidine ve amacına göre hangi özellikleri taşıması gerektiğini düzenleyen kuralların bütününü ifade eder. İmar düzeni kuralları sadece Belediye veya mücavir alanlardaki yapıları değil, Belediye sınırlarının dışındaki yapıları da ilgilendirir. 3194 sayılı İmar Kanunu ülke bütününde düzenli yerleşmeyi sağlamak, imar kargaşasına meydan vermemek, planlı ve sağlıklı yapılaşmayı gerçekleştirmek amacı taşıdığından bu yasanın emredici hükümleri kamu düzeni ile ilgilidir. İnşaata başlamadan önce uyulması gereken kurallar, inşaat devam ederken uyulması gereken yapı düzeni kuralları, inşaat bitirildikten sonra uyulması zorunlu olan kurallar bir bütündür. 3194 sayılı İmar Kanununun 26 ve 27. maddelerinde belirtilen ayrık durumlar dışında inşaata başlamadan önce tüm yapılar için ruhsat alınması zorunludur....

          Dava konusu Antalya ili Manavgat ilçesi Sarılar mahallesi 269 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 3.830,00 m2 yüzölçümü ile tapuda kayıtlı olup davacılardan T5 T6, T3, T1 ve T4’un taşınmazda 43,13 er m2 ye karşılık gelen 69/6128 er payla paydaş oldukları davacılardan T2’in ise taşınmazda 90,00 m2 ye karşılık gelen 9/383 payının ve yine 90,00 m2 ye karşılık gelen 90/3830 payının bulunduğu, T8 20.04.2020 tarihli yazı ekinde bulunan imar durum belgesine göre taşınmazın imar planında açık Pazar alanı olarak planlanmış olduğu, ilk derece mahkemesince mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporunun alındığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip Kamulaştırma Yasasının 11/1- g maddesi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde, kıyaslamaya esas alınan emsal ile, (kıyasi emsal Antalya İli, Manavgat İlçesi, Sarılar Mah., 617 ada, 4 parsel 01/12/2015 tarihli satışı) dava konusu taşınmazın aynı nitelik ve özelliklere sahip olduğu, emsal alınan...

          yeniden keşif yapılarak ,dava konusu taşınmazda fiili el atamanın devam edip etmediği tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru olmadığı gibi; 2- 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan ......

            Dosya içeriği ve toplanan deliller ile hükümden sonra davalı vekilinin beyan dilekçesinden, çekişme konusu 8852 (eski 1693) parsel numarasını alan taşınmaz üzerinde imar uygulamasının tamamlandığı, mahkemenin elatmanın önlenmesine ve yıkımına karar verdiği parselin, imar uygulaması sonucunda 3117 ada 18 parsel olarak davalı adına tescil edildiğinin belirtildiği ve anılan parsele ilişkin tapu kaydını ibraz edildiği görülmektedir. Hal böyle olunca, davaya konu 8852 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden sonra imar uygulamasına tabi tutulup tutulmadığının tespit edilmesi, tabi tutulmuş ise anılan taşınmazın imar uygulaması neticesinde oluşan yeni tapu kayıtlarının ve dayanak belgelerin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi, yeni oluşan durum da değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir....

              ; 11/06/2013 tarihli ve 1130 sayılı kararı ile Mahkemesi kurularak, 08/07/2013 tarihinden itibaren fiilen hizmete başladığı, böylelikle gerek genel yetki kuralına göre davalı ikametgahının yetkili olması, gerek Tüketici Yasasına göre tüketicinin ikametgahının lehe yetki kuralı getirmesi nedenleriyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ise; yetkinin kesin olmadığı gibi, davalının cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmadığı, süresinde yapılmayan yetki itirazına dayanılarak verilen yetkisizlik kararının usulüne uygun olmadığından bahisle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 19/2. Maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır....

                İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişi beyanlarının dikkate alınmadığını, taşınmazda çok önceleri teraslama yapıldığını, taşınmazda kaya olmasının imar ihyayı etkilemediğini, bilirkişi raporunun eksik olduğunu, kabule göre de, Hazine adına tescil kararı verilirken davalının taşınmazda zilyet olduğunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. C....

                  UYAP Entegrasyonu