Somut olayda, davacıya ait taşınmaz üzerine imar ipoteği, davalıya ait 264 m2'ye tekabül eden arsa için 2640 TL bedelle, davalı yararına konulmuştur. Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 29.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu ipoteğin dava tarihi itibariyle rayiç değeri 18.450 TL olarak tespit edilmiştir. Bu değerdeki bir davaya bakmak sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerinde olduğundan asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek görevsizlik karar verilmesi gerekirken çekişmenin esasının incelenerek hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir. Davalının 18.450 TL olarak tespit edilen ipoteğin rayiç bedelinin düşük olduğuna ilişkin temyiz itirazının ise bozma nedenine göre şimdilik incelenmesi gerekmemiştir....
Hükme esas alınan fen bilirkişi raporundan, satış vaadine konu payın kadastro çalışmaları ve imar uygulaması ile DOP düşüldükten sonra 33,88 m² yüzölçümüne düşerek 1125 ada 6 ve 7 sayılı parsellere şuyulandırıldığı anlaşılmaktadır. Tapu kayıtlarında, 6 sayılı parselde murisin payı 14,74 m² iken taşınmazın tamamı olan 284,59 m²; 7 sayılı parselde murisin payı 19,14 m² iken taşınmazın tamamı olan 367,79 m² yerin ... adına tescil edildi ve imar dışında adına tescil edilen paylar için dava dışı kişi adına imar ipoteği tesis edildiği görülmektedir....
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu 30402 ada 3 parsel sayılı taşınmazda ıslah imar planı uygulaması yapıldığını ve 15.09.1987 tarihinde davalılar lehine 4.500 ETL bedelli imar ipoteği tesis edildiğini belirterek ipotek bedelinin ödenmesi karşılığında ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalı, davacının dava konusu taşınmazı taşınmazda ipotek şerhi olduğunu bilerek satın aldığını beyan ederek davanın reddini savunmuş ve lehlerine tesis edilen ipoteğin dava tarihindeki rayiç değerinin dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.05.2018 tarih, 2015/15762 E-2018/3885 K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Onama kararına karşı davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Somut olayda dosya içeriğinden; 2885 ada 15 parsel sayılı kadastral parselde ......
Mahallinde İmar Kanunu uyarınca uygulama yapılmıştır. Taşınmaz imar uygulaması sonucunda 64 ada 12 parsel olmuştur. İmar kanunu uyarınca uygulama yapılmıştır. Taşınmaz imar uygulaması tapuya tescil edilmiştir. Müvekkiller de İmar kanunu uyarınca, taşınmaz davalı Şerife Balcı ve Ahmet Çiftçi adına tapuya tescil edilmiştir. Müvekkiller de İmara kanunu çerçevesinde bu taşınmazda 28.880.00 TL kanuni ipotek alacaklısı olmuşlardır. Davacının alacağı daha fazladır.28.880.00 TL miktar İmar uygulaması sırasında bilgimiz dışında yazılan bir bedelidir. Yüksek Yargıtay Kararlarında Kanuni ipotek bedelin güncellenmesi gereği bildirilmektedir. Bu güne kadar taşınmazımız davalılar tarafından kullanılmakta ve müvekkillere hakları verilmemektedir. ... İpotek alacaklısı olan müvekkillerim imar kanunu uyarınca konulan ipoteğin paraya çevrilerek haklarının verilmesini dava etmektedirler....
Bu durumda mahkemece; Belediye başkanlığından imar belgeleri, ipotek cetvelleri getirtilmeli, diğer araştırmalar yapılarak ipotek lehtarlarının kimliği belirlenmelidir. İpotek lehtarlarının usulüne uygun yapılan araştırmalar sonunda belirlenmesi halinde kayyım kararının kaldırılması için davacı vekiline süre verilmeli, yargılamaya ipotek lehtarlarının huzuru ile davam edilmelidir. Kabule göre de; ipoteğin imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktar yerin davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, Kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....
GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, İmar uygulaması sonucu konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK' nın 355.maddesi uyarınca dairemizce istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilirler. Somut olayda, davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine Isparta Belediyesinin imar uygulaması neticesinde, 1991 yılında davalıların murisi lehine konulan imar ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir....
Dava, İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davalı payı nedeniyle davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere ipotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. Somut olaya gelince; dava konusu imar ipoteği yasadan kaynaklanmakta olup niteliği gereği yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalılar üzerine bırakılması yerinde olmamıştır. Bu nedenle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK/353/1- b-2 kaldırılarak dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek tescili, imar uygulaması sonucu kadastro parseli olan 350 Ada 2 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki 'Elife oğlu Mıgdat' adına 14 m2 hissesine karşılık olarak konulmuş ancak yargılama sırasında da beyan ettikleri üzere dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan imar uygulamasının Mersin 2. İdare Mahkemesinin 26.04.2011 tarih ve 2010- 1591 E. 2011- 476 K....
Mahkemece davanın kabulü ile davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için eklenen kısmın rayiç bedelinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili rayiç bedelin düşük belirlendiği, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiği gerekçeleriyle temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delilere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Dava konusu imar ipoteği yasadan kaynaklanmakta olup niteliği gereği yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi gereği hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Belediye Encümeninin 10.06.1997 tarihli, 1648/23 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre uygulama yapıldığı; davacı tarafından 23.10.1997 tarihinde imar uygulamasının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açıldığı; davanın devamı sırasında davacı ile dava dışı yükleniciler arasında 25.02.1998 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı; idare mahkemesince 26.03.1999 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek imar uygulaması işleminin iptal edildiği anlaşılmaktadır. İmar uygulamasının iptaline ilişkin bu karar Danıştay tarafından 13.02.2001 tarihinde onanarak kesinleşmiştir....