İlamlı takibe ancak yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Somut olayda borçlu, İİK'nun 33. maddesi kapsamında icra emrinin tebliğinden önceki ve sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğu iddiasıyla icra emrine itiraz ederek, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin ödeme nedeni ile icra takibinin iptali talebini inceleme görevi İİK. 33. maddesi gereğince İcra Mahkemesine aittir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2020 NUMARASI : 2020/513 ESAS 2020/739 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının müvekkili hakkında ilamlı takip yürüttüğünü, bu takipte işlemiş faize itiraz etmeleri üzerine İstanbul 22.İcra Hukuk Mahkemesince olması gereken faizin belirlendiğini, bu kararı sunarak yeniden dosya hesabı yapılarak fazla yatırılan teminatın iadesini istediklerini, dairece talebin reddedildiğini belirterek, memur işleminin iptalini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/15519 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı takip alacaklısı davalı şirketin, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 7. maddesi uyarınca tasfiyesinin halen devam ettiğini, şirketin tasfiye döneminden önceki varlığına istinaden hukuki talepte bulunulmasının ve bu şirkete ait temsil vekaletnamesine istinaden icra işlemlerine başlanmasının mümkün olmadığını, takibe konu alacakların ve ferilerin miktar ve hesap tarihi gibi maddi unsurlarında ilama aykırı hususlar bulunduğunu bildirerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İlamlı icrada borçlu ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir. İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde İcra Mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun, faiz yönünden ilama aykırı icra emri düzenlendiğinden bahisle icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece; ilamda alacak kalemlerine faiz talebinin reddine karar verildiğinden talep edilen faizin ilama aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı alacaklı tarafından taleplerine ve ilama uygun şekilde icra emri düzenlenmesinin icra müdürlüğünün sorumluluğunda olduğunu kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini beyanla davanın reddini istemiştir. Borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK.nun 41, 16.maddeleri). İlamların infaz edilecek kısmı hüküm fıkrası olup, ilamın aynen infazı zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından borçlu ............ aleyhine ilama dayalı olarak .......İcra Müdürlüğü'nün 2012/9890 Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda ilamda diğer davalı ..................'...
Dava, ilamlı icra takibinde faize itiraza ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 02/02/2022 tarihli raporda, maddi tazminata ilişkin alacak kalemlerine dava tarihi ve ıslah tarihi dikkate alınarak işletilebilecek faiz miktarının 1.104.287,23 TL ve 19.575,27 TL olmak üzere toplam 1.104.287, 23 TL olduğu belirtilmiş, icra emrindeki miktarla aynı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, itiraza konu ilamlı icra takibinde, ilama uygun olarak yasal faiz istendiğinin, faize yeniden faiz işletilmediğinin hükme esas alınan, denetime yeterli ve elverişli bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğuna, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 13....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....