Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu vekili, 08.04.2015 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde faiz oranlarına, harç hesaplanmasına ve ilama aykırı Ulusal Bayram ve Genel Tatil alacağına da itiraz etmiştir. Sonradan ileri sürülen şikayetler ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). 6100 sayılı HMK’nun 30. maddesi ile düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurulduğunda, süresiz şikayet hallerinde yargılama sırasında ileri sürülen şikayet nedenlerinin de incelenip karara bağlanması gerektiği kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece, borçlunun yargılama sırasında ileri sürdüğü şikayet nedenleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret karar verilmesi doğru değildir....

    Dava, ilamlı takipte ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. HMK'nun 118. maddesi anlamında dava değildir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır. Usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verilir. Şikayetlerde HMK'nın 150. ve 320. maddelerinin uygulama alanı bulunmamaktadır. O halde mahkemece yukarıda belirtilen kanun hükümleri gözetilmeksizin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

      Borçlu vekilinin iddiaları ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) O halde; Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/12/2014 tarih ve 2013/186 Esas, 2014/592 Karar sayılı ilamında sorumlu tutulmadıkları bedellerin talep edildiği iddiası, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) O halde; Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddi yönünde karar verilmesi isabetsizdir....

          Borçlu .... vekili, yapılan takipte faiz hesaplamasının yanlış olduğunu, borçlu bankanın harçtan muaf olmasına rağmen dosya hesabında harç hesaplaması yapılmasının ilama aykırılık teşkil ettiğini belirterek takibin iptalini istemiş, Mahkeme’ce, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda faize yönelik şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takip dayanağı ilamda açıkça reeskont faiz oranlarının uygulanmasına karar verildiği halde, Mahkeme’ce, asıl alacak miktarına ticari avans faizi uygulandığı görülmektedir. Mahkemece, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın reeskont faiz oranları esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, ticari avans işlemlerinde uygulanan faiz oranları nazara alınarak faiz hesaplanması doğru değildir....

            Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.05.2016 tarihinde karar verildi....

              Somut olayda; borçlu vekilinin talebi, ilama aykırılık şikayeti mahiyetinde olduğundan İİK'nun 18. madde hükmü doğrultusunda taraflar gelmeseler dahi esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, dosyanın 31.10.2013 tarihinde işlemden kaldırılıp üç aylık yasal süresi içinde yenilenmediğinden bahisle HMK'nun 150/5.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2016 tarihinde karar verildi....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/286 KARAR NO : 2021/377 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KELKİT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2018/24 ESAS-2020/1 KARAR DAVA KONUSU : İlama Aykırılık Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

                Öte yandan ilama aykırılık şikayeti, İİK'nın 33. Maddesindeki icranın geri bırakılması kapsamında olmamasına rağmen, mahkemece buna yönelik taleplerin İİK'nın 33. maddesindeki sebeplere dayanılmadığı gerekçesiyle reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu yerindedir....

                Dava İİK'nun 16,41 maddeleri uyarınca açılmış ilama aykırılık şikayetidir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takibe dayanak ilamın içeriğine, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu