Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.02.2017 tarih ve 2016/790 E.- 2017/167 K. sayılı kararı ile, borçlunun, alacak bedelinin tamamının talep edilmesinin ilama aykırı olduğu, 1/3 oranında sorumlu olması gerektiği yönündeki şikayeti ile ilgili olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan istemin reddine karar verildiği, borçlunun ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, başvurusunda sair istinaf nedenleri ile birlikte ilk derece mahkemesi tarafından 1/3 oranında sorumlu olması gerektiği şikayeti hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan karar verildiğini de belirterek ilamın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....

    Adı geçen borçlunun icra mahkemesine başvurusu ihtar çekilmeden icra emri gönderilemeyeceğine ve ipoteğin vadesinin gelmediğine yönelik olup, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olmayan istemin İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen 7 günlük süreden sonra 27.04.2011 tarihinde yapıldığı düşünülerek ve istemin süreden reddi yerine işin esasının incelenerek yazılı gerekçeyle şikayetin reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının şikayetin reddine dair kısmı yönünden onanması gerekmiştir. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibi düzenleyen İİK'nun 148. ve devamı maddelerinde inkar tazminatı düzenlenmediği halde şikayetin reddi nedeniyle borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın icra inkar tazminatına yönelik kısmı yönünden düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

      Limitin aşıldığına ilişkin şikayet ise ilama aykırılık şikayeti olup her aşamada ileri sürülebilir ve mahkeme tarafından incelenerek karara bağlanmalıdır (HGK.21.06.2000 tarih 2000/12-1002 E.). Bu durumda borçluların limit aşımı ile ilgili şikayetleri yukarıdaki kurallar doğrultusunda incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm isabetsizdir. SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu kabule aykırı talepler içeren takipler, ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK ........2000 tarih, 2000/...-1002 E). Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu; takibe dayanak yapılan ... .... Aile Mahkemesi’nin ....02.2012 tarih ve 2012/67 Esas, 2012/111 Karar sayılı ilamının ve şikayet konusu hükmünün, icrai değil, tespit niteliğinde olması nedeniyle takibe konu edilemeyeceğine ilişkin olup, İİK'nun .../.... maddesi gereğince süresiz şikayete tabidir. O halde, şikayetin süreye tâbi olmaması nedeniyle, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, şikayetçi takip borçlusu ...'in, vekili Av. ... tarafından temsil edildiği, usulüne uygun düzenlenen vekaletnamesinin şikayet dosyasında mevcut olduğu ve şikayet dilekçesinde vekilinin adı-soyadı ile adres bilgisine yer verdiği, görülmektedir....

              İlama aykırılık şikayeti yönünden; Antalya Genel İcra Müdürlüğü 2019/672 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, örnek 4- 5 uyarınca Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/156 Esas 2019/382 Karar sayılı kararına istinaden şikayet olunan alacaklı tarafından şikayetçi borçlu Axa Sigorta A.Ş.'ye karşı başlatılan takip olduğu, ilamın hüküm kısmında sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla tazminata mahkum edildiği, gerekçede de sorumluluk miktarının belirtildiği, icra emrinde ise şikayetçi borçlunun sorumlu olduğu miktarın gösterilmediği, bu nedenle icra emrinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Mükerrer takip şikayeti yönünden; Antalya Genel İcra Müdürlüğü 2019/670 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, örnek 4- 5 uyarınca Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/156 Esas 2019/382 Karar sayılı kararına istinaden şikayet olunan alacaklı tarafından dava dışı borçlu Şadi Aşgın ve Nebi Değirmenci'ye karşı başlatılan takip olduğu görülmüştür....

              Her ne kadar davalılar istinaf dilekçesinde, davacının 2 ayrı şikayet konusu bulunduğunu, ikinci şikayet konusu olan ilama aykırılık şikayeti ile ilgili ret kararı verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava dilekçesinde, davacının tek şikayet konusu mevcut olup, buna istinaden talep sonucu da icra emrinin iptalinden ibaret olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ayrıca, ret hükmü verilmesini gerektirir bir durum mevcut değildir. Yine davalı tarafın dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacının talep sonucuna karşı çıkılmış olup, davanın reddi talep edildiğinden, davacının şikayetinin de kabul edilmiş olması karşısında davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

              (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, borçlu vekilinin dayanak ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı şikayeti hakkında karar verilmekle yetinilmek gerekirken, talep konusu olmayan haczedilmezlik hususunda yapılan değerlendirme ile sonuca gidilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

                  UYAP Entegrasyonu