İstinaf nedenleri; tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazın daha önce T3 a ait olduğu, onun satışı ile davalı borçluya intikal ettiği ve daha sonra aynı yerin yeniden davalı borçlu tarafından T3 devredilmesi gözetildiğinde, davalıların birbirlerini tanıdıkları ve yakınlık içerisinde olduklarının kabulü gerektiği ve yargılama sırasında temin edilen bilirkişi raporu ile taşınmazın resmi akit tablosunda gösterilen satış bedeli ile rayiç değeri arasında önemli bir fark olduğu tespit edildiği halde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİKnun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu ihalenin feshi nedeni olarak, satış ilanının kendisine usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürmüştür. İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce satış ilanın borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanın tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir....
Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve tebligatta bilgisine başvurulan komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığı, Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi uyarınca tespit edilerek T.K'nun 23. maddesi uyarınca mazbataya yazılmadığı ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun kabulü gerekir. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin sair temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİKnun 366 ve HUMKnun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek davacı yanın imza itirazının kabulü ile; takibin davacı borçlu yönünden İİKNun 170. maddesi gereği durdurulmasına, İİK'nun 170/4. maddesi gereği takip konusu alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan tahsiline, aynı yasa hükmü gereği takip konusu alacağın %10 oranında 1.618,28- TL para cezasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
İİK.nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Ancak, aynı satış kararında, çıkarılan tebligatın sonuca etki etmemesine karar verilmesi halinde ise, tebligatın çıkartılması zorunlu ise de; tebliğ edilip edilmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, satış kararında; bilgi amaçlı olarak dosya taraflarına menkul satış ilanının tebliğe çıkarılmasına, tebligatların bila tebliğ dönmesinin satışa etki etmemesine, yapılacak gazete ilanının tebliğ yerine geçeceğine karar verildiği görülmüştür. Bu karar doğrultusunda, borçluya çıkarılan satış ilanının usulsuz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/113 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının kesinleşmesi gerektiğini, tasarrufun iptali davalarında verilen kararların kesinleşmeden infaz edilebileceği açık olduğunu, öncelikle davacının davasının İİK 134/2 maddesi gereği usulden reddine, esastan inceleme yapılması halinde haksız ve zaman kazanmak amaçlı davanın reddi ile İİK 134/5. maddesi gereği ihale bedelinin %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir. III....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/9456 E. sayılı icra dosyasına gönderildiği, şikayetçi tarafa satış takibine bulunulmadığı anlaşılmıştır. 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile değiştirilen İİK'nın 106/1 maddesi, değişiklikten önce, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise bir sene, taşınmaz ise iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü, 110. maddesi "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya takip geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermekte idi. İİK'nın, 6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile değişik 106. maddesi; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü içermektedir. 6352 sayılı Yasa, 05.07.2012 tarih 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup, Yasanın yürürlüğüne ilişkin 106. maddesi hükmü uyarınca, anılan 21. madde yayım tarihinden altı ay sonra 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
İİK.nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Ancak, aynı satış kararında, çıkarılan tebligatın sonuca etki etmemesine karar verilmesi halinde ise, tebligatın çıkartılması zorunlu ise de; tebliğ edilip edilmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, satış kararında; yeteri kadar satış ilanı hazırlanarak borçluya tebliğine, tebligatın bila ikmal iade dönüşünün satışın sonucuna tesir etmeyeceğine, tebligat yapılamaması halinde bu kararın sonuç doğurmamasına ve satış işlemlerine bu haliyle devamına, yapılacak e-ilanın yeterli sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Bu karar doğrultusunda, borçluya çıkarılan satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : İİKnun 345/a maddesine muhalefet etmek HÜKÜM : Düşme Seyhan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 05.07.2011 tarihli yazısı ile borçlu şirketin 05.01.2009 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığının bildirilmesi ve şikayetçi vekilinin İİK.nun 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 15.03.2011 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....